Güncelleme Tarihi:
Yeni şarkısının heyecanı içinde... Bir yanda konser maratonu, bir yanda da bir senelik çiçeği burnunda bir evlilik... “Evli Mustafa’yı daha çok seviyorum. Ayakları yere daha sağlam basan, düzenli bir adam” diyor. Göbek adı ‘enerji’ olabilirmiş bence. Çünkü sohbet ederken de kliplerindeki, sahnedeki gibi kıpır kıpır. Aynı zamanda samimi... Fiziğiyle, duruşuyla ve müziğiyle hep yenilik peşinde olan Sandal’la başlıyoruz sohbete.
Geçen yaz Melis Sütşurup’la evlendiniz. Evlendiğinden beri hiç konuşmadık. Öncelikle tebrikler. Evlilik nasıl gidiyor?
Çok teşekkür ederim. Laf aramızda beklediğimden bile güzel gidiyor. Melis benim ruh eşim. Evliliklerde aynı zamanda arkadaş da olabiliyorsan, ilişki çok sağlam temeller üzerine kurulmuş oluyor. Biz bunu
başaranlardanız.
Evli ve bekâr Mustafa arasında nasıl farklar var?
Evli Mustafa’yı daha çok seviyorum. Ayakları yere daha sağlam basan, düzenli bir adam.
Nasıl tanıştınız?
Çocukların eski bakıcısı, Melis’e referans olarak beni vermiş. O da bana Instagram’dan ulaştı. Tabii hemen fotoğraflarına baktım (gülüyor). Sonra buluştuk, tanıştık, iş bu noktaya geldi. İyi ki gelmiş.
İlişkiniz için “Sevgilisi kendisinden küçük” gibi haberler çıktı. Aranızdaki 19 yaş farkın böyle konu olmasına ne diyorsun?
Arada yaş farkı varmış gibi bir hissiyatımız yok. Kalpler, ruhlar bir. Gerisi hikâye.
Melis’in bir oğlu, senin iki oğlun var. Sizin çocuklarla ve çocukların birbiriyle ilişkileri nasıl?
Ben oğullarıma âşık bir adamım. Çok özel bir ilişkimiz var oğullarımla. Melis de öyle... Çok güzel bir aileyiz. Sevgi dolu, etrafına pozitif enerji yayan...
Nasıl bir babasın? Oğullarından aldığın en önemli ders ne?
İyi bir baba olmak için elimden geleni yapıyorum. Çok zaman geçiriyorum oğullarımla ve her şeyleriyle yakından ilgileniyorum. Onların ruhsal gelişiminde pozitif bir etki bırakmak için çok çabalıyorum. İlişkimiz çok samimi ve doğal.
Şarkılarında yıllardır aşkı anlatıyorsun. Şimdi yeniden evlisin, âşıksın... Sizinki nasıl bir aşk?
Şarkılarımda yazdığım aşkı şimdilerde gerçek hayatta yaşıyorum. Önce yazmışım, sonra yaşamışım gibi oldu (gülüyor).
Melis’e duyduğun aşkı nasıl anlatırsın?
Şarkımdaki gibi “Onu tek geçerim bu âlemde”.
Çocuk istiyor musunuz?
Bu soruyu Melis’e sorman lazım.
Bir süre önce konser sırasında Uzi ile yaşanan bir olayla gündeme geldin. Sosyal medyada paylaşımlar yaptın. Ama bunları takip etmeyenler için sormak istiyorum. Ağrı konserine katılmayan Uzi yaptığı paylaşımla sorunun ‘sahneye kim en son çıkacak’ tartışması olduğunu söyledi. Tam olarak ne yaşandı? Neler hissettin?
Ben başka bir sanatçı kardeşimle ilgili konuşmayı tercih etmiyorum. Bir kere tweet attım, halk da
gönlündeki tepkiyi verdi sağ olsunlar. Benim ekleyecek bir cümlem dahi yok. Öyle bir gündemim yok açıkçası.
Yeni ve genç isimlerle düetler yapan, destek olan bir sanatçısın. Bu tip bir olayın içinde olmak
seni üzdü mü?
Hakan’ım beni bilirsin, genç meslektaşlarıma her zaman destek olurum. Şarkı veririm, düet yaparım, vokalle destek olurum. Biz şöyleyiz, böyleyiz deyip arkadan kimse gelmesin demek anlamsız. Onno Tunç ekolünden gelmiş, bu işin temelinden stüdyo temizleyerek sektöre adım atmış, tırnaklarımla kazımış bir müzisyenim. Onların ne yaşadığını çok iyi biliyorum. Yeteneğine inandığım gençlerin hayallerine bir nebze ışık olabilmek için elimden geleni yapıyorum. En son Sarp İkiler projesi yaptık mesela.
Sarp İkiler birçok dizide rol alan bir oyuncu. Ona şarkı vermişsin...
Sarp çok yetenekli bir oyuncu. Yıllardır içinde büyüttüğü bir müzik aşkının olduğunu biliyordum. Onun karakterine, tarzına, sesine uygun ‘Acı Biber’ adlı bir şarkı yaptım. Aranjesini de kendim yaptım. Çok güzel bir klip çekildi. Kendi şirketim Yada Müzik prodüktörlüğünde, DMC’nin de desteğiyle proje ortaya çıktı. Tepkiler çok güzel.
Sanat dünyasında bir eski ve yeni nesil kıyaslaması yapsak...
90’larda en iyi şarkıyı yapmak gibi bir rekabetimiz vardı. Şimdi parayı bastıran tıklama satın alıyor, “Ben çok dinlendim” diye insanları kandırıp etkiliyor. Sokakta kimse tanımıyor ama internette milyonlarca tıklanmış. E, nasıl oluyor bu iş? Bizde samimiyet ön plandaydı. Samimi şarkılar, gönülden kopan duygular vardı yaptığımız işlerde. En önemli kıstasım kalıcı şarkılar yapmaktı. Çok şükür, birçok şarkımızda bunu yakalamışız. Mesela sana bir şey anlatayım mı?
Tabii...
1995 yılıydı. Kral TV’yi bir açtım, Mirkelam diye biri, koşuyor, acayip bir sound, acayip bir şarkı. Bir gecede yıktı ortalığı! Yerimde duramadım. Kim yaptı bu şarkıyı nasıl oldu diye. Sabah İskender Paydaş’ın stüdyosunda buldum kendimi. Tebrik ettim, müzikal anlamda çok kıskandım. Bu tatlı bir kıskançlık. Ben de oturdum ne yaptım biliyor musun? ‘Araba’yı yazdım. Bizdeki tatlı rekabet böyleydi işte.
Ruhunu okşayan, çok sihirli bir şarkı
Yeni şarkın ‘Tamam Tamam’ çıktı... Klipte oğlun Yaman da rol alıyor... Nasıldı bir arada çalışmak?
Yaman daha önce de ‘Reset’ klibimde oynamıştı. Baba-oğul kamera karşısına geçmek elbette inanılmaz bir duygu. Daha dün kucağına aldığın, canının diğer yanı olan o küçücük melek, büyüdü ve seninle klip çekiyor. Tarifsiz bir duygu. Güzel bir anı oldu. ‘Tamam Tamam’ a yakışan bir klip çektik. Ne mutlu ki insanlar çok sevdi klibi.
Onu klipte DJ kabininde görüyoruz. Müziğe ilgisi var mı?
Var, hatta klipteki gibi DJ’lik yapmaya başladı yavaş yavaş. Kulağı müthiş. Tabii genlerinde müzik var. Biliyorsun benim merhum dedem de müzisyendi. E, babası da müzisyen. Allah ona o yeteneği vermiş.O yolda ilerleyecek gibi görünüyor ama tabii bilemem bu mesleği mi tercih eder, başka bir şey mi yapar, kendi bileceği iş. Ancak 18’ini doldurur doldurmaz onu DJ kabinlerinde görebilirsiniz, söyleyeyim.
Klipte eşin Melis’in babası da oynuyor. Onu klipte oynatma fikri nasıl çıktı?
Cihan Sütşurup bir zamanlar Unkapanı’nın önemli yapımcılarından biriydi. Şimdiyse çok kıymetli ve önemli bir işinsanı. Melis’in haberi yoktu, ona da sürpriz olsun istedik. Melis, babasının klipte oynadığını klip YouTube’da yayına girdiğinde öğrendi. Büyük bir şok yaşadı ve çok mutlu oldu. Unutulmaz bir anı yaşamış olduk klipte.
‘Tamam Tamam’ı hiç dinlemeyenlere nasıl anlatırsın?
Hani, yemeğini yersin, sonra bir şeyler içmek istersin, vücudun biraz ağırlaşmıştır, “Hadi bir kahve içelim” dersin ya... İşte ‘Tamam Tamam’ şarkısı o içelim dediğim kahvenin ta kendisi. Ruhunu okşayan, yormayan, biraz duygusal, biraz da elini kolunu oynatan, çok sihirli bir şarkı.
Şimdiye kadar dinlediğimiz Mustafa Sandal şarkılarından farkı ne?
Arada farklı işlere imza atmayı seviyorum. Her şarkımız ‘Aya Benzer’ gibi olsa, her yazılan söz ‘İsyankar’ gibi olsa ne anlamı var değil mi? Müzikal yolculuğumda çok kıymetli bir dokunuş daha olsun istedim. Bu şarkının sözü ve müziği Harun Sürek, düzenlemesi Aerro’ya ait. İkisi de müthiş yetenekler. Klibi Ecem Gündoğdu çekti. Tarık Ceran, Caner Güneysu, Akif Çalgın, Samsun Demir, Tekin Önal bu projede emeği geçen isimler. Güzel bir ekipten hoş bir yol şarkısı, güzel bir yaz akşamı şarkısı olarak tanımlayabilirim.
Sırtımdan vuran çok oldu, kim diye sorma
50’li yaşlarının başındasın. Şu an Mustafa’nın hangi versiyonunu yaşıyorsun?
Musti 3.0’a geçmek üzereyim (gülüyor). Kendimi sürekli yenileyen, geliştiren bir yapım var. ‘Ben oldum’ demek gibi bir yanılgıya hiçbir zaman düşmedim.
Senin hakkında yıllardır her şeyi biliyor gibiyiz. Kendinle ilgili ne söylesen şaşırırız?
Pek şaşıracağınız bir hayat yaşamıyorum. Ekranda gördüğünüz, bildiğiniz Mustafa neyse evdeki Mustafa da o.
Doğal olmayı tercih ediyorum. Rol kesip cool’muşum gibi davranmayı sevmem.
Şöhret hayatına çok şey katmıştır. Ama geriye dönüp bakınca senden neler alıp götürdü?
Benim o konuda çok dramatik bir hikâyem yok. Müzik benim aşkımdı ve sadece müzik yapmak istiyordum. Yola da öyle çıktım. Şikâyet etmek saçmalık olur. Evet, bazen biraz daha yalnız, biraz daha kendimle baş başa kalmak istediğim anlar oluyor ama onun için de yıllar önce bir tekne almıştım, orada hallediyorum (gülüyor).
Yeni şarkında “Vurmayan kalmadı sırtımdan” diyorsun. Çok sırtından vuran oldu mu?
Sözleri Harun yazdı ama sanki benim için yazmış. Çok oldu ama benden isim isteme lütfen.
Maşallah sende zaman tersine işliyor. Hep genç ve dinamiksin. Ne kadar estetik yardım alıyorsun? Botoks, dolgu, Fransız askısı... Var mı destekler?
Estetik yaptırmadım. Botoks değil de başka doğal bir uygulama var. Bazen küçük dokunuşlar yapılıyor, bu da işimizin bir parçası. Ama öyle estetiklerim falan yok. Ara sıra kilo alıp vermekten kaynaklı ufak ödemler olabiliyor yüzümde, onları da doğal yöntemle çözmeye çalışıyorum. Sporumu da asla aksatmıyorum.
Yıllardır hep kaslısın. Hep spor yapıyorsun. Hadi itiraf et, bunun sebebi ne kadar sağlık, ne kadar seksi görünmek?
Seksi mi? Bunu iltifat olarak kabul ediyorum (gülüyor). Tabii ki güzel ve formda görünmek işimizin parçası ve bu şekilde olmak beni mutlu ediyor. Ama ilk amaç; sağlıklı bir vücut, sağlıklı bir beyin yapısı için spor yaptığımı söyleyebilirim.
Hep libidosu yüksek, enerjik bir adam olarak anıldın. Yaş aldıkça ya da evlenince bu değişti mi?
Zamansız yaşamak tercihim. Herhangi bir değişiklik olmadı ama evliliğin kattığı artı değerler elbette ki var. İçimdeki pozitif enerjiyi, o yaramaz çocuğu hiçbir zaman öldürmedim, buna izin de vermedim. O yaramaz çocuk beni hayata bağlıyor.
Artık gençler yarışsın, biz izleyelim
Müzik dünyasındaki yarışın içinde şu an neredesin?
Almışım filtre kahvemi, locadayım Hakan’ım (gülüyor). Biz o yarış işlerini yaşadık. Artık gençler yarışsın, biz izleyelim. Benim yarışım kendimle. Mustafa Sandal olarak dinleyicilere nasıl daha iyi şarkılar sunabilirim, onun peşindeyim. Bu yüzden çok çalışıyorum, üretmeye devam ediyorum.
Herkes neden eskisi gibi hit’ler çıkmadığından dertleniyor. Sence sebep ne?
Benim en son ‘Mod’ şarkım, sadece YouTube’da 216 milyon izlenmiş. Diğer platformlarda da bir o kadar dinlenmesi var. İyi şarkı yapınca insanlar onu sahipleniyor ve kalplerine koyuyor. Günü yakalamak önemli
bir müzisyen için. Samimiyet hep ön planda olmalı. Sözlerde, müziklerde, kliplerde... Vardır güzel hitler çıkaran gençler, o kadar da kötümser olmayalım. Destek olalım biz.
Günü yakalamak önemli dedin. Şarkılarını da her kuşak dinliyor...
Pop müzikte zamansız kalmanın sırrı, Z Kuşağı’nı yakalama yöntemin ne?
Böyle düşünmene çok sevindim. Çok şükür şarkılarımız kuşaktan kuşağa geçiyor. Bakıyorum da şöyle sosyal medyaya; 4-5 yaşında çocuklar ‘Aya Benzer’ dansı yapıyor, ‘Araba’ şarkısını söylüyor ya da ‘İsyankar’la klipler çekiyor. Çok mutlu oluyorum bunları görünce. Kalıcı eserler bırakmış olmak bir sanatçı için ödüllerin en büyüğü. Z Kuşağı’nı çok iyi analiz ediyorum, hayata bakış açılarını anlamaya çalışıyorum. Oğullarım ve arkadaşları bu konuda yardımcı oluyor bana. Z Kuşağı beni, ben de onları yakaladım.
Gelelim meşhur danslarına... Yıllar sonra sosyal medyada yine fenomen oldu... O zamanki dansları gördüğünde ne hissediyorsun?
Bazen gülüyorum neler yapmışım diye, bazen de ‘Voov’ diyorum. Günün sonunda, ben o an ne hissetmişsem onu yaptım. O şarkıların ritminin benim bedenimdeki karşılığı o figürlerdi. İçimden öyle dans etmek geliyor
o şarkılarda, ne yapayım! Böyle mekanik, önceden kurgulanmış yapay bir dans yerine, gönlümden geçeni ve
o şarkıların bana hissettirdiğini yapmayı tercih ettim. İnsanlara da samimi ve sempatik gelmiş olabilir, hâlâ taklitleri yapılıyor. Gördükçe mutlu oluyorum.
Malum tık devrindeyiz. Klipleri 100 milyon izlenenler, bununla övünenler çok... İnanıyor musun tıklanmalara ve bunların starlar yarattığına?
Starlar yarattığına henüz şahit olmadık diye biliyorum. Anlık, iki yıllık şöhretler bizim dönemimizde de çok oluyordu. Az önce de söyledim ya, tıklama satın almak diye bir şey biz görmedik, bilmeyiz. Yapanlara da
tavsiye etmem. Hadi kendini kandırdın, piyasanı kandırdın ama halkı kandıramazsın...