Güncelleme Tarihi:
Salgın yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı değiştirdi. Zorunlu olmadıkça evlerimizden çıkmıyor, sosyalleşmiyor ve hareketsiz kalıyoruz. Tüm bunlar sonra karşımıza fiziksel rahatsızlıklar olarak çıkabilir. Doç. Dr. Yasemin Buran Çırak da Doç. Dr. Hülya Şirzai de virüs kaynaklı etkilerden çok hareketsizliğin yol açabileceği sorunlardan çekiniyorlar.
KASLARDA DOKU KAYBINA YOL AÇABİLİR
Doç. Dr. Yasemin Buran Çırak, Türkiye Fizyoterapistler Derneği Üyesi
- Yapılan araştırmalara göre koronavirüs hastaları taburcu edildikten sonra da solunum fonksiyonlarında azalma, fiziksel anlamda kısıtlanma yaşayabiliyor.
- Hastaların bir bölümünün akciğerleri ciddi şekilde etkileniyor. Tedavileri tamamlanana kadar, örneğin bir ay süreyle hareketsiz, yatağa bağlı kalmaları yakın gelecekte (3-5 yıl) etkisini gösterebilir.
- Koronavirüs akciğerlerle birlikte kalp, böbrek, kas, iskelet ve sinir sistemleri gibi birçok hayati organı etkiliyor. Hastalığın seyrinde oluşabilen zatürre, sitokin fırtınası, pıhtılaşmaysa solunum zarının kalınlaşması gibi sonuçlar doğuruyor. Bu durum da ileride kalp kası iltihabından ritim bozukluklarına, kas dokusunun kaybına kadar birçok rahatsızlığa yol açabilir.
- Tüm bu ihtimallere karşı koronavirüse bağlı rahatsızlıkları aydınlatmaya yönelik çalışmalar da yapılıyor. Bilgi toplamaya devam ediliyor.
- Kısıtlamalar nedeniyle evlerde hareketsiz kalınması beden kitle endeksinin artmasına, kas zayıflıklarına, eklemlerde hareket kısıtlılığına, dolaşım problemlerine ve bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların semptomlarında artışa neden oluyor.
- Eğitimin ekrandan sürdürülmesi nedeniyle çocuk ve gençlerin de hareketi kısıtlandı. Hareketsizliğin getirdiği kilo artışı ve obezite çocuklarda diyabet, astım, yüksek kan basıncı ve kolesterol riskini arttırıyor. Salgından önce yapılan araştırmalar çocukların yaklaşık yüzde 80’inin gerekli fiziksel aktiviteyi yapmadığını gösteriyordu. İleri yaşlarda görmeye alıştığımız birçok kronik hastalığın artık çocukluk döneminde de ortaya çıktığı gözleniyor.
Egzersizlerle hasarı asgariye indirin
- Bu dönemi en az hasarla atlatmak için egzersiz yaparak hareketsiz kalmanın etkilerini en aza indirmek gerekli. Sağlıklı beslenip bağışıklığımızı desteklemek de çok önemli.
- Haftada en az iki-üç gün yapılan aerobik egzersizleri bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Kasları kuvvetlendirmek için kol ve bacak hareketleri yaparken su şişeleri kullanın.
- Doğru duruşun sağlanması içinse postür egzersizleri önerebilirim.
- COVID-19’a yakalanıp hastanede yatarak tedavi olanların fiziksel açıdan kayıp yaşamamak için bir fizyoterapiste başvurmaları gerekiyor.
- Halihazırda fiziksel kısıtlamalar yaşayanlar derhal doktora başvurarak tedaviye başlamalı.
- Koronavirüs geçiren hastalar diyaframdan solunum, derin nefes alma ve kontrollü solunum egzersizleri yapabilir. Bu egzersizler akciğer zarının kalınlaşmasını engeller. Akciğer kapasitesindeki kayıpları önler. Oturarak ya da hafif yatar pozisyonda başınızın ve dizlerinizin altına yastık koyarak, bir elinizi karnınızın üzerinde, diğeri göğüs kemiğinizin üzerindeyken iki-üç saniye boyunca karnınıza derin nefes alın. Nefes alırken karnınız dışa doğru hareket etmeli, göğüs kafesiniz olabildiğince sabit kalmalı. Nefesinizi, ağızdan dudaklarınızı ıslık çalar gibi büzerek yavaşça verin.
- Bölgesel derin nefes alma egzersizindeyse oturur pozisyonda her iki elinizi kaburgalarınızın üzerine yerleştirip burnunuzdan derin bir nefes alın ve göğüs kafesinizin elinizin altında genişlediğini hissedin. Beş saniye boyunca nefesinizi tutmalısınız. Yine ıslık çalar gibi geri verin.
YORGUNLUK SENDROMU ENDİŞESİ GELİŞTİ
Doç. Dr. Hülya Şirzai, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı
- COVID-19 enfeksiyonunu takiben hastaların sağlıklı insanlara kıyasla daha düşük fiziksel fonksiyon ve zindelik seviyelerine sahip olduğunu gösteren araştırmalar var.
- Enfeksiyonun başlamasını izleyen ilk altı ay içinde fiziksel işlevde bir artış kaydedilmiş olsa da iyileşme eksiktir. Daha önce görülen SARS-CoV enfeksiyonunu takiben kişilerde fiziksel işlev ve zindeliğin azaldığı vurgulanıyor. Patolojideki benzerlikler nedeniyle COVID-19’a yakalanan kişilerin fiziksel fonksiyon ve zindelikte benzer sorunlar yaşaması muhtemel.
- COVID-19 semptomları olan birçok kişi aşırı yorgunluktan şikâyet ediyor. Bazıları virüsün kronik yorgunluk sendromuna neden olabileceği endişesini dile getirdi. Şiddetli fiziksel ve zihinsel yorgunluk, uyumakta zorluk, kas ağrısı görülebiliyor.
- Yine bir akciğer hastalığı olan akut solunum sıkıntısı sendromunda (ARDS) da ağrı, yorgunluk, inkontinans, disfaji, anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve bilişsel kayıp görülüyor.
- Fiziksel aktivite, ruh halini iyileştirmek ve doğal ağrı kesici olmak için endorfin üretimini uyarır ve adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının seviyesini azaltır.
- Egzersiz yapmak kalp hızı ve kan basıncını düzenler, yaşam kalitesini arttırarak kas-iskelet performansında iyileşme sağlar.
- Avrupa, Kuzey Afrika, Batı Asya ve Amerika’daki insanların COVID-19 salgını sırasında oturarak geçirdiği sürenin günde beş saatten sekiz saate yükseldiği belirtiliyor. Bu durum artmış kan basıncı, kardiyovasküler ve metabolik hastalıklar için bir risk faktörü. Kardiyovasküler ve solunum komplikasyonlarına yol açabilir.
- Yaşlı nüfus kısıtlamalarla salgından korunsa da farklı bir risk altında oldukları vurgulanmalı. Çünkü hareketsizlik fiziksel kondisyon seviyesini düşürür. Bu da kardiyovasküler hastalıklarla birlikte postüral dengesizliğe bağlı düşme olasılığını arttırır. Bu nedenle yaşlılar fiziksel hareketsizliğini engellemek için çeşitli stratejiler benimsemeli.