‘Sahaflar kâğıt arkeoloğudur, bilinmeyeni ortaya çıkarıp meraklısına servis ederler’

Güncelleme Tarihi:

‘Sahaflar kâğıt arkeoloğudur, bilinmeyeni ortaya çıkarıp meraklısına servis ederler’
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2022 07:00

Çoğu sahafın masasının arkasındaki özel alanda nice özel, kıymetli eserler, belgeler saklıdır. Sahaflar o eserleri yalnızca eskiden beri tanıdıkları, kıymetini bilecek kişilere çıkarıp gösterirler. Kimi eserler yıllarca yeni sahibinin gelmesini bekler. Kimileri de şanslıdır, üzeri toz tutmadan yeni evine çoktan yola çıkmıştır.

Haberin Devamı

Kitap rafları arasında zaman su gibi akarken çoğunlukla dikkatimizi bile çekmez sahafların gün boyunca oturduğu masalar... Zaten çoğu, dükkânın kuytu bir köşesindedir... O masaların arkasındaysa özel bir alan vardır. İstanbul’un eski sahaflarını gezip dükkânların bu özel köşelerinde bir yolculuğa çıktık; çok sayıda kıymetli belgeyle karşılaştık. Haldun Taner’in avukat dostuna gönderdiği mektubu inceledik, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kâtibi tarafından yazılanıysa satır satır okuduk. Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Büyük Kapı’ kitabı için yaptığı yayınevi sözleşmesi ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü kurucularından Mehmet Ali Fetgeri’nin el yazması savaş günlükleriyle de karşılaştık.

Savaş günlüklerinden el yazması mektuplara...

Haberin Devamı

Kadıköy Kafkas Pasajı... 32 yıldır sahaflık yapan Bahtiyar İstekli, binlerce kitabın olduğu dükkânında en kıymetlilerini yanı başında tutuyor.
* “Sahaflar sadece kitap almaz. Kurtuluş Savaşı’nı, Birinci Dünya Savaşı’nı görmüş yaşlı birinin vefat ettiğini düşünün. Ondan kalan çok özel evraklar, fotoğraflar, yazışmalar, hatıralar, günlükler vardır. Elimize geçen malzemeler bir anlamda sivil tarihi oluşturuyor. Çıkan notlarda, mektuplarda kişilerin tarihini, ruh dünyasını, hayat şartlarını görüyoruz. Bunlar kitaplarda yer almayan bilgiler ve sahaflar vasıtasıyla bugüne taşınır.”

‘Sahaflar kâğıt arkeoloğudur, bilinmeyeni ortaya çıkarıp meraklısına servis ederler’

Haldun Taner’in mektubu.

* “Yıllar önce bir müzayededen aldığım Osmanlıca bir günlük var. Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün kurucularından, beden eğitimi öğretmeni ve kadın jimnastiğiyle ilgili ilk kitabın yazarı Mehmet Ali Fetgeri’ye ait... Birinci Dünya Savaşı çıkınca gönüllü olarak orduya yazılıyor ve Osmancık taburuyla Irak cephesine gidiyor. Giderken bu defteri yanına alıyor ve Haydarpaşa’dan yola çıkışından itibaren gün gün gördüğü, yaşadığı hadiseleri bu deftere el yazısıyla kaydediyor. Günlükte bölge halkı, yaşantısı, o dönemin savaş koşullarıyla ilgili tahlilleri var.
Genel tarih olarak o savaşın
varlığını ve kaybedildiğini biliyoruz. Ancak ‘oradaki şartlar nasıldı, halkın devletle, devletin halkla ilişkisi nasıldı’ gibi ayrıntılara bu günlük sayesinde ulaşabiliyoruz.”
* “Bir avukatın terekesinde, işe yaramaz bir sürü hukuki kâğıt arasında, Haldun Taner’in 1950’li yıllarda ona yazdığı mektuba rastladım. ‘Kardeşim Orhan Bey’ diye başlıyor ve yazdığı bir eserle ilgili bilgiler veriyor.”

Haberin Devamı

‘Özel eserlerin kaydı hafızamda’

Beyoğlu’ndaki Erman Han’ın üçüncü katı... 44 yıllık sahaf Nedret İşli’nin dükkânı burada... İşlerini artık çoğunlukla eski masasının üzerinde duran son model bilgisayarıyla yürütüyor çünkü alıcılar dükkâna gelmek yerine internetten sipariş vermeyi tercih ediyor.
* ”Masamın arkasında duran 10 raf dolusu eserin hiçbir kaydı yok; tüm kayıt benim hafızama dayalı. Evimde de hiç yayımlanmamış, eşsiz parçalar, hatıratlar var. İşe gelirken ve giderken elimde sürekli bir torba taşırım ve o torbanın içinde yakınımda tutmak için getirip götürdüğüm eserler vardır.”
* ”Cümbüşün mucidi Zeynel Abidin’in el yazması şiir defteri bende. Aynı zamanda Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Büyük Kapı’ kitabının ilk baskısı ve bu kitap için yayıneviyle yaptığı sözleşme de var. Öte yandan 1943’te İsmet İnönü döneminde Cumhurbaşkanlığı Sekreterliği’nden Bern elçisi Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na yazılmış bir mektup geçti elime. Mektupta Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen patates makinesinden ve İsmet İnönü’ye gönderilen ‘Condition of Peace’ isimli kitaptan bahsediliyor.”

Haberin Devamı

‘Sahaflar kâğıt arkeoloğudur, bilinmeyeni ortaya çıkarıp meraklısına servis ederler’


* ”Bunlar kitaplıkların boşaltılmasıyla, arşivlerin etrafa dökülmesiyle ya da koleksiyoncunun ölümüyle ele geçenler. Sahaf, gittiği yerde bunları kimi zaman kömürlükte bulur, kimi zaman tavan arasında. Sahaflar kâğıt arkeoloğudur. Bilinmeyeni ortaya çıkarır ve bunu meraklısına servis eder. Gerçek sahaf bir üniversite hocası, bir gazeteci, bir edebiyatçı gibi bilgi sahibi olmalıdır ki eline geçen malzemenin kıymetini anlayabilsin.”
* “Müşteri sahaf seçmez, istediği kimdeyse ondan alır ama sahaf müşteriyi seçer. Sahaf geleneğine göre bir kitabı ehline vermek gerekir. Sözgelimi siyasi hatırat biriktiren bir müşteriniz var ve bu konuda takdir ettiğiniz birisi... Özel bir hatırat geldiyse o malzemeyi o özel müşteri gelene kadar bekletirsiniz. Sunduğunuz kitabı parayı basıp heyecan duymadan alacak kişiye satmaktansa daha az paraya ona dokunduğunda havalara uçacak birine vermek en doğrusudur.”

Haberin Devamı

‘Paris’te, Londra’da sahaflar kapanıyor’

* 59 yaşındaki Asuman Bektaş 27 yıldır Kadıköy’de sahaflık yapıyor:

‘Sahaflar kâğıt arkeoloğudur, bilinmeyeni ortaya çıkarıp meraklısına servis ederler’

“Paris’te, Londra’da kapanan sahaf sayısı inanılmaz fazla. Evlerine çekilip listeleme yaparak internetten satıyorlar. Bizde dükkâna gelen araştırmacı, koleksiyoner sayısı azaldı ancak gençler için durum farklı. İkinci el kitabı ucuza alırım diye gelen öğrencilerin sayısı fazla ve geldikçe eski baskıları görüp imzalı kitabın ne olduğunu anlıyorlar.”

*35 yıldır Kadıköy’de eski kitap satan Lütfi Bayar 56 yaşında:

‘Sahaflar kâğıt arkeoloğudur, bilinmeyeni ortaya çıkarıp meraklısına servis ederler’

Sahaflar özel eserlerin peşindedir. Kıymetli eserler deyince hangi açıdan kıymetli diye sormak lazım. Parasal kıymet mi yoksa içerik kıymeti mi? Bazen öyle sayfalar gelir ki onun kıymeti parayla ölçülmez, bazen de içerik değeri yüksektir ama beş para etmez. Eserlerin kıymeti eşsizliğiyle ölçülür.”

BAKMADAN GEÇME!