‘Saçınızın rüzgârda dalgalanmasına izin vermenizin İran’da suç olduğunu biliyor muydunuz?’

Güncelleme Tarihi:

‘Saçınızın rüzgârda dalgalanmasına izin vermenizin İran’da suç olduğunu biliyor muydunuz’
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2022 07:00

İranlı İngilizce öğretmeni Sama Karami, ülkesinde süren protestolara bir süredir yaşadığı İzmir sokaklarında destek veriyor. Tanımadığı insanlara İran’daki durumu anlattığı videosu sosyal medyada viral oldu. Karami “İranlı kadınlar çok farklı kurallarla yetiştiriliyor. Ama hiçbir zaman bu kurallara alışamıyorlar” diyor.

Haberin Devamı

İzlediğimiz videoda İzmir sokaklarındayız. Bir kadın yumruk yaptığı elini öne uzatarak hiç tanımadığı başka insanların yanına yaklaşıyor. Ve beden diliyle karşısındakine ‘Yumruklarımızı tokuşturalım’ mesajı veriyor. Çağrısına uyanlara da avcunun içinde sakladığı, yanına kart iliştirilmiş küçük tokayı uzatıyor. Kartın üzerinde “Saçınızın rüzgârda dalgalanmasına izin vermenizin İran’da suç olduğunu biliyor muydunuz” yazıyor. Sosyal medyada viral olan video İzmir’de yaşayan İranlı İngilizce öğretmeni Sama Karami’ye ait. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlar nedeniyle aldığı tehditler yüzünden İran’a dönemeyen Karami, ülkesindeki protestolara destek vermek için böyle bir yola başvurmuş. Eşi ve çocuğuyla yaşadığı İzmir’de özel bir okulda İngilizce öğretmenliği yapan Sama Karami sorularımızı yanıtladı.

Haberin Devamı

Bir toka ve yumruk hareketiyle İran’daki kadınlara destek vermek nasıl aklınıza geldi?

Aslında bu yumruklaşarak selamlaşma hareketi ilk olarak İran’da başladı. İran’da kadınlar başörtülerini çıkararak ‘Yeter artık!’ dediler. İlk haftalar birçok olay oldu. Polis kadınlara şiddet uyguladı, pek çok kişi hayatını kaybetti.  Arkadaşlarım “Sokağa çıkarken yüreğimiz ağzımızda. Evet, yürüyoruz, çok cesur gözüküyoruz ama aslında çok korkuyoruz” diyorlardı. Kadınlar zamanla küçük küçük mesajların yazılı olduğu notları bir toka ya da bir çikolatayla polisten gizli bir şekilde birbirlerine uzatmaya başladı. Birbirlerini motive etmek için kullandıkları bir çeşit selamlaşmaydı. Notlarda ‘Saçınız çok güzel. Saçınızla bu şehri daha güzel yaptınız. Bunun için size teşekkür ederim’ gibi yazılar vardı. Ben de bunu burada uygulayarak insanlara bir mesaj vermek istedim.

“Bu, İran’da sokakta kadınların birbirlerini motive etmek için kullandıkları bir çeşit selamlaşmaydı.”

Evet, mesajınızdan bahsedelim...

O kâğıtta yazılı olan mesaj belki bir başka ülkede yaşayan kadınlar için çok önemsiz. Sokağa başörtüsüz çıkmak onlar için doğal bir şey ve bunun büyük bir özgürlük olduğunu bilmiyorlar. Onlara “Yakınlarda bir yerlerde kadınlar bu özgürlük için canlarını ortaya koyuyor. Hapse atılıyor, hayatlarını kaybediyorlar” demek istedim. Türk toplumunun bu konuda dikkatini çekmek istedim ve bence bunu başardım. Okuldaki iş arkadaşlarım İran’daki kadınların durumunu sorgulamaya başladılar. İranlı kadınlar çok farklı kurallarla yetiştiriliyorlar. Ama hiçbir zaman bu kurallara alışamıyorlar.

Haberin Devamı

Sokakta yanına yaklaştığınız insanlardan nasıl tepkiler aldınız?

İlk başta ne yapmak istediğimi anlamadılar. Bazıları çekindi. Bazen selamlaşmak için yumruğumu uzattığımda “Boş ver, Allah aşkına” yapıp gittiler. “Video çekip paylaşabilir miyim” diye sorduğumda kabul etmeyenler oldu. Kapalı-açık kadınlar, erkekler... Herkese teklif ettim. İranlılarla da karşılaştım. Onlar bana sarılınca ben de ağlıyordum.

‘Saçınızın rüzgârda dalgalanmasına izin vermenizin İran’da suç olduğunu biliyor muydunuz’

Sama Karami selamlaştığı insanlara yanına kart iliştirilmiş toka veriyor ve başlıktaki soruyu soruyor.

Protestoları ilk duyduğunuzda ne hissettiniz?

İş arkadaşlarıma “İran’a gitmem gerekiyor. Bir şey yapmam lazım” dedim. Orada kadınları öldürüyorlardı, ben burada sokakta özgür bir şekilde dolaşabildiğim için vicdan azabı çekiyordum. Eşim’e de İran’a gitmek istediğimi söyledim. “Çok tehlikeli” dedi. Herkes buradaki rejim karşıtı paylaşımlarımdan dolayı İran’a gidersem havaalanından çıkamayacağımı söyledi. Yani direkt hapse götürebilirlerdi beni.

Haberin Devamı

Ahlak polisi tutukladı

İran’daki yakınlarınızdan haber alabiliyor musunuz?

Bildiğim kadarıyla tanıdıklarımdan kimse tutuklanmadı veya öldürülmedi. Ama oradaki herkes benim kız kardeşim. Buradakiler de benim Türk kız kardeşlerim. Mahsa Amini öldürüldüğünde çok kızdım, çok ağladım. Çünkü 22 yaşımdayken ahlak polisi beni de tutukladı. Öldüğünü duyduğumda, o ben de olabilirdim diye düşündüm. Karakolda tutarken ne kadar çok hakaret ettiklerini biliyorum. Beni de ceketim biraz kısa olduğu için almışlardı. Pantolonum vardı, üstüne bir ceket giymiştim. Kendimi sanki bir insan öldürmüş gibi hissetmiştim.

İran’a döndüğümde İzmir’i özlüyordum’

Türkiye’ye ne zaman geldiniz?

Eşimle beraber gezmek için 2018’de İzmir’e geldik. İnsanları, Türk kültürünü çok sevdim. İran’a döndükten sonra da İzmir’i özlüyordum. Eşime “Orası benim ülkem değil ama hep orayı özlüyorum” dedim. İki ay sonra ülkeyi terk edip İzmir’e yerleştik. İstanbul gibi kalabalık bir yer değil. Orijinal bir Türk kültürü istiyorduk zaten. İzmir’i biraz bu yüzden tercih ettik. İzmirlileri çok seviyorum.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!