Güncelleme Tarihi:
Stüdyoya sırayla geliyorlar. Pelin Akil ve Burak Yörük birbirlerini yakından tanıyor. Bir araya geldiklerinde kahkahalar havada uçuşuyor. Kaan Mirac Sezen de kısa sürede onlara ayak uydurmuş. Üçü sanki uzun zamandır arkadaş gibiler. Müzikalin ruhuna bürünmüşler. Konuşurken arada ‘Chicago’ ya da ‘Grease’den bir kuple söylüyorlar. Ve başlıyoruz sohbete…
Muhsİn Akgün/MASTÜDYO
◊ Kaan sen 20, Burak 28, Pelin 37 yaşında. Farklı yaşlarda oyuncular olarak bu meslekteki en büyük savaşınız neydi?
Pelin Akil: Ben ‘Arka Sıradakiler’ dizisiyle başladım. Tanınma kısmını hiç düşünmemiştim. Ve izlenilen her şeyin ciddiye alınmasına çok şaşırmıştım. Hollanda’dan gelen bir kızı oynuyordum, sokakta çevirip “Defol git ülkene, burada ne işin var, senden nefret ediyoruz” diyenler bile oluyordu. Nasıl bir şeyin içindeyim diye çok strese girmiş, çok korkmuştum. Zamanla alıştım. Bunun işin bir parçası olduğunu anladım.
Burak Yörük: 6 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. 22 seneyi devirdim koşturmacanın içinde. Benim de bu sektördeki en büyük savaşım kendim olmaktı. Doğal olmak istiyorum, aksi bana garip bir anksiyete veriyor, olmadığım bir şeyi yaşamaya çalışmak zor geliyor. İnsanlar için değer yargıları oturtmaya çalışan biri değilim, birileri için doğru bir şey yapmaya çalışmıyorum, kendim için doğru şeyi yapmak istiyorum.
Pelin Akil: İnsanız, bizim de hatalarımız olacak, biz de yanlış bir şey söyleyebiliriz, biz de düşeriz, kalkarız… Hep böyle iyi olmak zorunda mıyız? Hem kendin olmak istiyorsun hem de yanlış yapmaktan korkuyorsun bazen. Bu da Burak’ın da dediği gibi çok zor.
Mental yorgunluk
◊ Peki sen Kaan, sen ne umdun ve ne buldun bu sektörde?
Kaan Mirac Sezen: Bu yolda aslında hepimiz var olma mücadelesi veriyoruz, bir yandan da yansıttığımız bir kişiliğimiz var. Ben olabildiğince bunların birbirine paralel gitmesini umut ediyorum. Ne bulduğuma gelirsek, daha bulamadım, bulmaya çalışıyorum.
Pelin Akil: Hep de bulmaya çalışacaksın, ben hâlâ çalışıyorum.
Burak Yörük: Bu arada hazır ol, bulamayacaksın (gülüyor).
◊ Meslekleriniz gençlerin de gözbebeği işlerden. Siz nasıl anlatırsınız?
Kaan Mirac Sezen: Bence kolay değil. Yaptığın her şeyde bir hata görüyorsun.
O hatayı örtemezsen veya kendini o konuda geliştiremezsen bu sefer sektör sana hiç nazik davranmıyor. Bu kadar kısa sürede bunu gördüm.
Pelin Akil: Bu mesleği yapacaksan, hep araştırma ve gözlem içinde olacaksın. Deneyeceksin, izleyeceksin, hiç pes etmeyeceksin… Olduğun yerin de sana yeterli gelmemesi gerekiyor. Bir de hiçbir şey göründüğü gibi değil. Hep de onun ironisini yapmaya çalışı-
yorum. Bugün de bir story çektim mesela, bu çekim için hazırlanmış halimle “Arkadaşlar bu sabah böyle uyandım” diye.
Burak Yörük: Ne iş yaparsan yap, zorluklarla karşılaşacaksın. Bazen iş hayatındaki arkadaşların zorluk çıkartacak, bazen senden fazla yetkisi olan insanlardan rahatsız olacaksın, anlaşacak ya da anlaşamayacaksın. Bu bir iletişim, insanlarla yaşıyoruz ve çarkların birbirine oturması gerekiyor. Ama hepimizin bağlı olduğu başka çarklar var, onların hareketine göre bazen takılı kalabiliyoruz, o dişliler kırılabiliyor. Bizim işimizin zor kısımlarından biri çok fazla insanla yapılması. Bu yüzden mental bir yorgunluk var. Oynadığın karaktere bürünmen, bir süre sonra artık onun gerçek hayatına karışmaya başlaması gibi… Benim hayatımda Tuana (Yılmaz) var, o beni tolere ediyor, anlıyor, destek oluyor, işimi kolaylaştırıyor. Ama mesela Pelin’in ikizleri küçükler, onların anlama ihtimali yok. Ekranda canlandırdığın karaktere bürünüp sonra salise farkıyla çocuklarıyla ilgilenmesi gerekebiliyor.
Pelin Akil: Bazen gerçekten kafayı sıyıracak gibi oluyorum, oturup ağladığım çok oluyor. Kendi kabuğuma çekilip “Ben ne yapacağım, nasıl mücadele edeceğim” diyorum. İş, ev, müzikal, dizi seti… Sonra çocuklara koşuyorum, devreye annelik giriyor. Bunların arasında müzikal benim için nefes aldığım ve her şeyden sıyrıldığım bir alan oldu.
Burak Yörük: Evet, burası üçümüzün de nefes aldığı yer, alan.
Burak Yörük: Yıldızlıktan biraz korkuyorum
◊ Broadway ve müzikaller deyince akla yıldızlar da geliyor. Siz kendinizi yıldız olarak görüyor musunuz?
Pelin Akil: Ben yıldız oldum sanırım tepkilere göre. Benim için hiçbir anlam ifade etmiyorken bileğimdeki yıldız dövmesini öylesine seçip lisede yaptırmıştım. Ama şimdi düşünüyorum da bir anlamı varmış demek ki.
Kaan Mirac Sezen: Her insan birer yıldız. Yaptıkları, çabaları o yıldızları parlatıyor ve görünür kılıyor. Pelin ve Burak da bunlardan ikisi. Ben de yıldız olmaya çalışıyorum.
Burak Yörük: Yıldızlıktan biraz korkuyorum
◊ Neden?
Burak Yörük: Sevdiğim bir laf var, “Yıldız olmanın bedeli para değil, sönmek”. Belki de ondan korktuğum için kendime pek yapıştırmamaya çalışıyorum yıldız olmayı.
◊ Sahnede dans edecek ve şarkı söyleyeceksiniz. Bunlara yeteneğiniz olduğunun farkında mıydınız?
Kaan Mirac Sezen: Konservatuvar eğitimi sürecinde belli kabiliyetlere zaten sahip olmam gerekiyordu. ‘Broadway in İstanbul’ projesiyle birlikte bana sahip olduğum yetenekleri, mükemmel isimlerle çalışarak geliştirebilecek olma fırsatı verildi.
Pelin Akil: Ben müzikal bölümünde okudum zaten, şarkı söylemeyi çok seviyorum. Bu arada Kaan çok iyi dans ediyor, inanılmaz bir enerjisi var. Provalarda falan şaşkınlıkla izledim onu ve gerçekten güzel bir şey çıkacağını düşünüyorum.
Burak Yörük: Dans etmeyi zaten seviyorum, çekinmiyorum dans etmekten ama dışarıdan nasıl gözüktüğümü bilmiyorum. Umarım güzeldir. Ben kalpten dans ediyorum. Pelin’le yakın arkadaşız, bir gün “Sen müzikal yapmalısın kesinlikle, sesin çok güzel, bir oyun var ve mutlaka içinde olmalısın” dedi. Ben sesimle ilgili hiç öyle düşünmüyordum ama.
Pelin Akil: Gerçekten iyi söylediğini düşünüyorum Burak, umarım beni yanıltmazsın.
Kaan Mirac Sezen: Şu ana kadar yaptığımız tüm vokal provalarında Burak’la beraberdik, gerçekten mükemmeldi, sahneye yayılacak olan bir ses var.
◊ Sizin favori müzikalleriniz hangileri?
Pelin Akil: ‘Wicked’ ve ‘Chicago’. Oyunda da ‘Chicago’dan bir sahnemiz var. Sahnede resmen akrobasi yapıyoruz.
Burak Yörük: ‘Grease’i seviyorum.
Kaan Mirac Sezen: ‘Mamma Mia!’ ve ‘Sefiller’den parçalarım var. Çok da severim. ‘Alaaddin’in Müzikali’ni de YouTube’dan izledim, çok sevdim.
Kaan Mirac Sezen: Belki de aşkı yaşamamış olduğum ya da bana yaşatmadıkları için...
◊ Bu müzikaldeki seçilen eserlerin ana konusu aşk. Gelelim aşka…
Pelin Akil: Bu arada Burak’ın aşkı da müzikalimizde rol alıyor.
Burak Yörük: Evet, Tuana (Yılmaz).
Pelin Akil: İnanılmaz iyi bir sesi var, zaten albüm falan da çıkardı, övmeme gerek yok, gerçekten çok iyi.
Burak Yörük: Teşekkür ederim bu pas için Pelin. Aşkı biraz yelkenliyle deniz yolculuğuna benzetiyorum. İniş çıkışlı, bazen durgun, bazen dalgalı… Tuana ile de çok mutluyum. Bir yol arkadaşının olması insanı inanılmaz besleyen bir şey. En yakın arkadaşın, sırdaşın, yoldaşın oluyor. İkinci sırada da benim için Pelin’le Anıl’ın (Altan) aşkı gelir deyip bu sefer ben pası atayım.
Pelin Akil: Aşk gerçekten bir yelkenliyle deniz yolculuğuna benziyor ama çocuktan sonra biraz daha şekil değiştirdiğini düşünüyorum. Çocuğuna olan aşkın daha ön plana çıkmaya başlıyor.
Bu da biraz tehlikeli, çok fazla çocuk odaklı bir hayat oluşuyor. Bazen Anıl’la ‘‘Eski bizi hatırlayacak bir şeyler yapmalıyız’’ diyoruz.
◊ Eski sizi bulabildiniz mi?
Pelin Akil: Hâlâ arıyoruz, bazen kıvılcımlar hatırlatıyor ama şimdi biraz daha birbirimize vakit ayırmamız gerektiği düşüncesindeyiz.
◊ Kalp çarpıntısı azalıyor mu?
Pelin Akil: Öyle anlar oluyor ama dediğim gibi çok fazla koşturmaca içindeyiz. Çocuklarımız ikiz oldukları için de hayatımız biraz onlar. Her şeyleriyle biz ilgileniyoruz. Yardımcımız falan da olmadı, bu bir tercih değildi, düzgün birisini bulamadık. Tabii ileride bakınca çok güzel bir şey yapmış olacağız. 10 yıldır birlikteyiz ve ben hâlâ eşime âşığım, çok seviyorum onu. O yüzden artık beraber de daha fazla vakit geçirmemiz gerekiyor.
◊ Aşkın ömrü üç yıl derler...
Pelin Akil: Katılmıyorum, aşk devam ediyor, şekil değiştiriyor.
Burak Yörük: Aşkın bir süresi olma ihtimaline inanmıyorum. Doğru kişiyle olduktan sonra…
Kaan Mirac Sezen: İkinizin de çok güzel aşk ilişkileri olmuş. Ben aşkı zakkuma benzetiyorum, dışarıdan çok güzel ama içerisine girildiği zaman seni zehirleyebilecek bir bitki.
◊ Neden bu kadar olumsuz
düşünüyorsun?
Kaan Mirac Sezen: Belki de aşkı yaşamamış olduğumdan veya bana yaşatamamış olduklarındandır.
Pelin Akil: Bayramlarda IBAN atıyorlar
◊ Üçünüzün de çok takipçisi var. Sosyal medyada neler yaşıyorsunuz? Ahlaksız teklifler falan geliyor mu?
Pelin Akil: Haydaaa! Hakan ne yaptın?
Kaan Mirac Sezen: O konuda tek bir yorum yapabilirim; insanın seveni insana benzer. Biz ahlaksız insanlar mıyız?
Pelin Akil: IBAN atıyorlar, çok ilginç. Bayramlarda falan para gönder diye.
Burak Yörük: Bu IBAN mevzusunu ben de duydum. Ahlaksız teklif konusunda da bence kesinlikle fanlardan gelmiyor. Herkese geliyor, çoğu da dalga geçiyor. Benim DM’lerim kapalı. Öyle bir şey görmüyorum.
◊ Asansörde bir saat kalıyorsunuz, yanınızda kim olsun?
Kaan Mirac Sezen: Kıvanç Tatlıtuğ. Ondan bir şeyler öğrenmeyi çok isterdim.
Burak Yörük: Anıl Altan ile kalmak isterdim, gram da korkmazdım gibi geliyor.
Pelin Akil: Atatürk.
Burak Yörük: Atammm.
◊ Görünce gözlerinizi alamadan baktığınız bir şey söyleyin...
Pelin Akil: Kızlarım Alin ve Lina.
Burak Yörük: Kedi-köpek videosu. 3-4 saat hiç konuşmadan izleyebilirim.
Kaan Mirac Sezen: Serenay Sarıkaya’nın ‘Alice’ müzikalindeki performansı.
◊ Yaparken yakalandığınız ve çok utandığınız şey neydi
Pelin Akil: Geçen sene tatilde biri telefonunu uzattı, benimle fotoğraf çekileceğini zannettim, “Yok, bizi çeker misiniz” dedi. O an herkesin beni tanıması gerektiğini düşündüğüm için çok utandım.
◊ Birinde en tahammül edemediğiniz şey nedir?
Burak Yörük: Tutarsızlık, sadakatsizlik.
Pelin Akil: Kendini çok akıllı zannedip karşısındakini aptal yerine koymaya çalışanlar.
Kaan Mirac Sezen:
Samimiyetsizlik.
Pelin Akil: Mimiklerimi seviyorum ben
◊ Ekrana iş yapan oyuncuların gerçekten birbirine benzeyen kadınlar ve kaslı erkeklerden oluştuğuna katılıyor musunuz?
Pelin Akil: Estetik olarak kalıcı operasyonlara bir oyuncunun girmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir de ben mimiklerimi seviyorum, oyunculukta da onları kullanıyoruz.
Burak Yörük: İsteyen istediğini yapabilir ama buna zorundaymışız gibi davranılması, belki de davrandırılması, bunun bir güzellik algısı olması bana doğru gelmiyor. İnsan karakteriyle, bildikleriyle, yaşadıklarıyla, enerjisiyle güzel bir varlık. Bu öyle görüntüyle olacak iş değil.
Pelin Akil: Ama üzücü olan şu;
artık tercih edilen, istenilen bu galiba. Yapımcıların seçtikleri kişiler de öyle olmaya başladı. Bu algıyı değiştirmek için ne yapılmalı, biraz bence onların düşünmesi gerekiyor. İzlemek istediğimiz bu değil ama genelde tercih edilen bu gibi olmaya başladı. Oysa kendini birilerine beğendirmek yerine kendinle nasıl mutlusun, önemli olan bu.