Güncelleme Tarihi:
Araştırmalar pandemi öncesinde sağlıklı olan çocukların yüzde 58’inde en az bir psikolojik semptom görülmeye başladığını ortaya koyuyor. Bunun sebepleri evde ve akransız kalmak... Bugünlerde 0-3 yaş grubunun ebeveynleri “Çocuğumda bir tuhaflık var” diyerek psikologların kapısını çalıyor. Otizmden şüphelenen de oluyor, “Disleksi mi” diye soran da...
24 Ocak tarihli Hürriyet Pazar’da yayımlanan ve “Kısıtlı sosyal hayat nelere yol açar” sorusuna cevap aradığımız haberde uzman görüşlerine yer vermiştik. Psikolog Oya Çanak “Çocuklar duyusal ve duygusal boşluk içinde. Yeterli uyaran almayanların ne kadar sağlıklı ruh halinde olmalarını bekleyebiliriz ki!” diye anlatmıştı. Çanak’la tekrar konuştuğumuzda 9 danışanından 4’ünün ‘otizm şüphesiyle’ kendisine başvurduğunu söyledi. Çanak’a göre sorunun nedeni evde kapalı kalmaktan kaynaklı sosyal gelişim geriliği...
‘BABASI DA GEÇ KONUŞTU, ANNESİ DE ÇEKİNGENDİ GİBİ YANLIŞ TOPLUMSAL TUTUMLARA KULAK ASMAYIN’
Abdurrahman Buğday, psikolog
Daha çok internetten yapılan araştırmalar ve çevreden edindikleri bilgilerle aileler otizm şüphesiyle geliyor ama otizm spektrum bozukluğu eve hapsolmakla başlamaktan ziyade genetik geçişli ortaya çıkar. Ancak otizmde olan gelişim geriliklerine benzer semptomlar aileleri bu düşünceye itiyor. Çocuklarda göz temasının az olması veya bulunmaması, çevreyle ilgilenmemesi, iletişime geçmek isteyen kişileri duymuyor gibi davranması...
ÖZEL PROGRAMLAR
Yaşıtlarıyla iletişim kuramayan çocukların okulların başlamasıyla iletişim başlatmada güçlük çektikleri, arkadaş gruplarına katılamadıkları, sınıf içi kurallara uymada zorluk çektiklerini görüyoruz. Ayrıca uyaran eksikliğine bağlı olarak problem çözme, alternatif düşünme becerilerini gerçekleştirme gibi bilişsel konularda da geri kaldıklarını gözlemliyoruz. Uzun vadede çocukların iletişime bağlı dil gerilikleriyle toplum içinde kendini ifade edememeleri, toplum kurallarına uyum sağlayamadıkları için içe kapanmaları ve kaygı bozuklukları yaşamaları olası...
Eğitime başlarken çizeceğimiz yolda dikkat etmemiz gereken dört temel adım var: Bunlar ailenin psikoeğitimi, ilaç tedavisi, terapiler ve özel eğitim. Her ne kadar uzmanlardan görüş alınıyor olsa da işin önemli kısmı ailelere düşüyor. Testlerle çocuğun gelişimsel gerilik yaşadığı beceriler tespit edilebilir. Gerekiyorsa bir psikiyatr tarafından ilaç tedavisi ve çocuğun yaşadığı kaygı bozukluğu, öfke sorunları, empati eksikliği veya davranış sorunlarıyla ilgili terapi süreci başlatılıyor, özel eğitim programı düzenleniyor.
Çocuklar erken, doğru tanı ve çizilen programlarla normal gelişim izleyen yaşıtlarına uyum sağlayabilir. Ancak burada ailenin farkındalık seviyesinin yüksek olması önemli. “Her çocuk aynı beceriyi sergilemez, aynı zamanda konuşmaz. Babası da geç konuştu, annesi de çekingendi” gibi toplumda oluşan yanlış tutumlara kulak asılmamalı.
Çocuklarının gelişimleri sırasında baş edemedikleri sorunlar yaşayan, “Acaba bir farklılık mı var” sorusu aklına takılan ebeveynler muhakkak ve yüz yüze bir uzmana danışmalı.
‘BÜYÜK ÇOCUKLARIN DA SOSYAL GELİŞİMİ GERİLEDİ’
Saadet Aybeniz Urhan, klinik psikolog
Pandemi sebebiyle uzun süre evde ve ebeveynleriyle bir arada kalan büyük yaş gruplarındaki çocukların sosyal gelişiminde de gerileme gözlemliyoruz. Bunlardan biri yeni ortamlara girmeye direnme... Örneğin, pandemi öncesi sorunsuz kreşe giden bir çocuk aradan geçen uzun zaman sonrası yaşı büyümesine rağmen anaokuluna gitmekte zorlanıyor. Ailesinden ayrılmak, yeni bir ortama girmek istemiyor. Bir diğer sorun, çocukların arkadaşları ve öğretmenleriyle iletişim kurmada zorlanması. En sık rastladığımız problem de plan yapma becerilerinde zorlanma. Bazı iş ve sorumluluklarını ertelemek istiyorlar. Motivasyonları olmayabiliyor. Ailelerin motivasyon kaynaklarını sağlaması gerekiyor.
ÇOCUKLARIN GELİŞİMİ NASIL OLMALI?
Saadet Aybeniz Urhan: “0-6 yaş döneminde belirli aralıklarla gelişim tarama testi olan Denver Gelişim Testi’nin yapılması herhangi bir basamakta oluşacak gelişim geriliğini çözümlemek adına önemli. 0-36 ay gelişimlerini takip edebilmek ve destek olabilmek adına ‘Çocuk Sesi / Gelişim Destekle Paketi’ adlı kitaptan (çocuk gelişimi ve aile sağlığı uzmanı Bilge Ural Bayoğlu) faydalanılabilir.”
6-12 AY
- Konuşulunca gülerek tepki verir.
- Küçük nesneleri iki parmağıyla kavrar.
- El sallar ve çırpar.
- İstediklerini ağlamadan, hareketle ya da sesle belirtebilir.
- Da-da-da gibi tek sesli heceler çıkarır.
- Öpücük, öksürük gibi sesleri taklit eder.
- 10-12 aylarda tek kelimeleri söyleyebilir.
12-24 AY
- Bildiği bir eşyayı istendiğinde getirir, komut alır.
- “Nerede” diye sorulduğunda doğru cevap verir.
- Üstünde, altında, içinde gibi kelimeleri anlar.
- Çevreden gelen sesleri ayırt eder.
- Anlamlı kelimeler söyler.
- Adını söyleyerek kendini tanıtır.
- Eşya ya da resimlerin adını söyler.
- Ayrılma esnasında “Güle güle” gibi şeyler der.
24-36 AY
- Bilinen eşyaların adı söylendiğinde tanır.
- Olumsuz ifadeleri anlar.
- “Ne” ve “Nerede” gibi soruları anlar.
- Basit hikâye kitaplarını dinlemekten zevk alır.
- İki kelimeli cümleler kurar ve doğru birleştirir.
- Adını ve soyadını doğru söyler.
- O andaki yaşadıklarını hatırlar.
- Olumsuz cümleler kurar. “Ne” ve “Nerede”yle başlayan sorular sorar, anlayamadığında üzülür.