Meltem Fıratlı meltem.firatli@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2022 07:00
Filistin Gençlik Orkestrası ‘barış için’ sahnedeydi. Ankara ve İstanbul’da iki konser veren Filistinli genç müzisyenler, “Filistin’e gidemiyoruz ama onu yanımızda getiriyoruz” diyorlar.
Kanada, Ürdün, Hollanda ve Almanya... Dünyanın dört bir yanında yaşayan Filistinli müzisyenlerden oluşan Filistin Gençlik Orkestrası, 2004’ten beri yılda bir kez toplanıp farklı bir ülkede konser veriyor; Filistin’in bağımsızlığı için sesini duyurmaya çalışıyor. Fransa, İngiltere ve İtalya gibi birçok ülkede dinleyicilerin karşısına çıkan orkestra, bu yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın davetiyle Türkiye’ye geldi.
Emine Erdoğan, Mariam Afifi ve orkestra direktörü Suhail Khoury (soldan sağa)
59 kişilik orkestra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 21 sanatçısıyla geçirdikleri hazırlık sürecinin ardından Ankara ve İstanbul’da iki ‘Barış Konseri’ verdi. Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen İstanbul konseri öncesinde müzisyenlerle sohbet etme fırsatı bulduk. Konuştuğumuz isimler arasında geçen yıl Kudüs’te yapılan bir protesto gösterisinde İsrail askerleri tarafından gözaltına alınırken gülümsemesi kameraya yansıyan Mariam Afifi de vardı.
Mariam Afifi, 27, Kudüs’te yaşıyor, enstrümanı çello
* Sanırım gözaltına alınırken gülümsemem doğru tarafta olmaktan kaynaklanan gücümün farkında oluşumun sembolüydü. Yanlış bir şey yapmadığımı biliyordum.
* Konserlerde Filistin Gençlik Orkestrası olduğumuza vurgu yapıyoruz. Çünkü Filistin kelimesini her yerden silmek istiyorlar. Biz de dünyaya hâlâ var olduğunu anlatıyoruz.
* İtibarın, hakların ve özgürlüğün olmadığı yerde barıştan söz edemeyiz.
Ihssan Al-ma’ani, 26, Ürdün’de yaşıyor, enstrümanı fagot
* Barış benim için hayatımda hem fiziksel hem de zihinsel anlamda güvende olmak demek. Eğer hepimiz bu güveni hissedersek birlikte barış içinde yaşayabiliriz. Bu da gelişmemizi, ilerlememizi sağlar.
*Kendimizi tam anlamıyla ifade edebileceğimiz, müzisyen olarak potansiyelimizin tamamına erişebileceğimiz bir gelecek hayal ediyorum.
Layan Nijem, 25, Amsterdam’da yaşıyor, enstrümanı viyola
* Filistin’de doğup büyüdüm. Filistin kuşatma altında olduğu için şehirler arasında ulaşım zordu. Sürekli güvenlik kontrolü vardı. Provalara yetişmek için erkenden
yola çıkmam gerekiyordu. Birçok konseri izin alamadığım için kaçırdım.
* Müzisyenler olarak sürgündeyiz, Filistin’e gidemiyoruz. Biz de bu orkestra sayesinde Filistin’i yanımızda getiriyoruz.
Leila Rasas, 27, Los Angeles’ta yaşıyor, enstrümanı trombon
* Babam Filistinli. Doğduğu topraklardan zorla koparılınca Ürdün’e geçmiş, sonra da eğitim için ABD’ye gitmiş. Güney Amerikalı olan annemle de bu şekilde tanışmış.
* Müzik duyguların dilidir. Eğer bu dili anlarsanız kalbinize kadar ulaşır.
* İnsanların şunun farkına varmalarını istiyoruz; bir taraf seçmek zorunda değilsiniz.
Bu bir insan hakları sorunu ve hepimiz birer insanız.
Guevara Al Ahmad, 15, Toronto’da yaşıyor, enstrümanı keman
* Kanada’ya taşınmadan önce 6 yaşımda okulda kemanı keşfettim ve çok sevdim.
* Annem sosyal medyada Filistin Gençlik Orkestrası’na rastlayınca katılmak isteyip istemediğimi sordu. Bana da çok güzel bir fikir gibi geldi.
* Barış benim için insanların uyum içinde yaşaması demek. Elbette tartışmalar olabilir ama bu şiddete dönüşmemeli.
‘Müzik insana direkt ulaşabilen, büyük bir güç’
Orkestra, Türkiye’deki konserleri öncesinde Ankara’da 10 gün boyunca prova yaptı. ‘Barış Konseri’nin şefliğini üstlenen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şefi Cemi’i Can Deliorman sorularımızı yanıtladı.
* Galli grup Manic Street Preachers’ın üyeleri Havana konseri öncesi Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’yla görüşür. Castro’ya şakayla karışık “Bu akşam konser biraz gürültülü olabilir” derler. Castro da “Hiçbir şey savaş kadar gürültülü olamaz” diye karşılık verir. Sizce müziğin gücü savaşın gürültüsünü bastırabilir mi?
Filistin Gençlik Orkestrası tam da bu soruya yanıt vermek için Türkiye’de. Orkestranın amacı sadece savaşın gürültüsünü bastırmak değil, insan hakları ihlalleri ve kendi coğrafyasının dezavantajını yaşayan toplulukların karşı karşıya kaldığı adaletsizliğe de dikkat çekebilmek. Orkestra, aslında ülkelerinde yasaklı bir müzisyenler topluluğu. Mağduriyet kaynaklı dezavantajı tersine çevirip sahnede uyum içinde en iyi icrayı ortaya koyuyorlar.
Cemi’i Can Deliorman* Müziğin bu büyük gücünün kaynağı nedir?Müziği göremezsiniz, tutamazsınız, ona dokunamazsınız. Bir hareket, renk, dans değildir. Soyut bir gerçekliktir. Fakat bu sebeple insana direkt ulaşabilen büyük bir gücü barındırır. Bu da müziğin mesaj vermek için ne kadar güçlü bir sanat dalı olduğunu ortaya koyuyor.
* Filistinli müzisyenler ülkelerine hasret. Repertuvardaki Dvorak’ın ‘Yeni Dünyadan’ adlı eserini bu yüzden mi seçtiniz? Çünkü sanatçı da eseri uzaktayken evine duyduğu özlemle besteliyor… Evet, birinci sebebi bestecinin senfoniyi ülkesine özlemle yazmış olması. İkincisiyse adının ‘Yeni Dünyadan’ olması. Bu konserin ana teması barış. Ama diğer yandan yeni dünyadan ne bekliyoruz mesajını da veriyor.
* Gençlerle bir aradaydınız. Onlarla ilgili gözlemleriniz nedir? Çok yetenekli, çok motive, müziğe çok aç bir toplulukla çalışıyorum. Bir müzisyene yapabileceğiniz en büyük kötülük, onu enstrümanından ve müzikten uzak tutmaktır. Bu çocuklar bu tehditle yaşıyor. Okullarına öğretmenleri gelemiyor, ders yapamıyorlar. Kendi ülkelerinde eserlerini, sazlarını icra edemiyorlar. Burada tüm bunlara karşı bir duruş var.