Güncelleme Tarihi:
Yoğun geçen bir çekim gününün ardından Beykoz’daki dizi setinde buluşuyoruzSedef Avcı’yla. Çok zarif ve ekranda gördüğümüzden daha da güzel. Oyuncu eşi Kıvanç Kasabalı ve oğlu Can’la magazinden uzak özel hayatı için “Bu benim tercihim” diyor. Adeta bir kapalı kutu... Muhteşem bir İstanbul manzarasına karşı oturup bu kutuyu biraz açabilir miyim diye uğraşıyorum...
Fotoğraflar:EMRE YUNUSOĞLU
Oyunculuk kariyeriniz nasıl başladı ve hayatınızın neresinde?
Üniversitedeydim... ‘Böyle mi Olacaktı?’ dizisiyle başladı. Oyunculuk hayatımın merkezinde diyebiliriz. Tabii ki ailemden sonra... Kendimi iyi hissettiğim yerde.
Sizi beyazperdede de televizyon dizilerinde de seyrediyoruz... Hangisini daha çok seviyorsunuz?
İkisinin de yeri ayrı tabii ki. Sinemanın heyecanı çok başka. Ama uzun zamandır sinemada bir projem olmadı. Pandemiden sonra sinemanın da hayatımızdaki yeri maalesef değişti. Televizyon dizileri, dijital projeler daha aktif.
İçinde bulunduğunuz projeler arasında en çok hangi rolü, karakteri kendinize yakın hissettiniz?
Bu bana hep sorulan bir soru. Hepsinin yeri ayrı. Zaten hiçbir zaman sevmediğim bir rolü oynamadım. Hepsi beni ayrı heyecanlandırdı. Her karakterde yakın hissettiğim özellikler olduğu gibi uzak olanlar da oldu. Eskiden yakın hissettiklerim şimdi uzak gelebiliyor. Sonuçta ben de değişiyorum. Kendime yakın olanı değil, farklı olanı oynamak daha çok hoşuma gidiyor zaten.
m Eşiniz Kıvanç Bey’le (Kasabalı) aynı sektördesiniz... Yıllardır da birliktesiniz. İş ve özel hayat dengesini nasıl tutturuyorsunuz?
Bugüne kadar zorlandığımız olmadı. İkimiz de sektörü bildiğimiz için birbirimize karşı anlayışlıyız. Zor koşullarda çalışıyoruz zaman zaman. Görüşemediğimiz de oluyor. Bu bizi olumsuz etkilemedi hiç. Sadece Can’dan sonra doğru zamanlamayı ayarlamaya çalışıyoruz çok yalnız kalmasın diye. Büyüdü artık, alıştı tempomuza.
Eşinizle ebeveynlik konusunda görev dağılımınız var mı?
Bu senin görevin, şu benim görevim diye bir durum olmadı hiç. Kıvanç çok yoğun olduğunda ben daha az iş almaya çalışıyorum, ben yoğun olduğumda da o. Artakalan zamanlarda da Can’la verimli zaman geçirmeye çalışıyoruz. Can çok sosyal bir çocuk, her ortama ayak uydurabiliyor. O yüzden bebekliğinden beri biz nereye, o oraya.
40’lı yaşlarınıza yeni girdiniz... Nasıl geçiyor 40’lar?
40’lar (gülüyor)... Nasıl geldi hiç anlamadım. Hissim öyle değil ama tabii ki bir gerçek var; 30’lu yaşlar çok hızlı geçiyor. Hele çocuk olduktan sonra... Şimdi büyüdü, rahatladık ama bu sefer de enerjiniz azalıyor, daha çabuk yoruluyor insan.
Yıllardır sektördesiniz ama hakkınızda çok az şey biliyoruz...
Bilmeniz gerektiği kadarını biliyorsunuz işte. Yaptığım işler, ailem... Özel hayatımı deşifre etmeyi sevmiyorum, adı üstünde özel. Bu bilinçli bir tercih. Öbür türlüsünü benim bünyem kaldırmaz.
Daha fazla magazinde olsaydınız kariyeriniz açısından farklı bir durum olur muydu?
Elbette olurdu. Ama ne kadar kalıcı olurdu? Ya da bana nasıl olumlu bir etkisi olurdu? Ben küçük yaşamayı seven bir insanım. Fazlası beni strese sokar. O yüzden sadece yaptığım işle bilinmek, düzgün bir hayat yaşamak benim için yeterli. Evet, bu şekilde sektörde tutunmak daha zor ama bu benim tercihim. Artıları da eksileri de bana. Ama ben halimden memnunum.
‘Yakınlarım tersimi bilir’
Özel hayatınızda, aile içinde nasıl bir kadınsınız?
Onu bana değil eşime, dostlarıma sormak lazım. Kova kadınıyım, oradan siz pay biçin. Sakin görünürüm ama yakınlarım bilir tersimi de. Paylaşımcıyımdır, dert dinlemeyi, mutlulukları paylaşmayı severim.
Baleye olan ilginizi biliyorum... İçinizde ukde kaldı mı?
Hem de çok... 9 sene bale yaptım. Bir gün bırakmak zorunda olduğumu bilerek... Çünkü kemik yapım uygun değildi. Ama hayatında karakterini, duruşunu neye borçlusun dersen,
cevabım bale olur. İnanılmaz bir disiplin. Devamı gelmedi belki ama hayatımdaki etkisi devam ediyor.
‘Sabırlı, eşine âşık...’
* Sizi sezonun merakla beklenen işlerinden olan ‘Çöp Adam’da seyrediyoruz... Oradaki karakterinizi nasıl buluyorsunuz?
Çok heyecanla kabul ettiğim bir proje gerçekten. Farklı bir hikâyesi var. Engin Altan Düzyatan’ın canlandırdığı çöp adamımız Tamer’in eşi Berrin’i oynuyorum. Çok sabırlı, eşine âşık, kendisini ailesine adamış bir kadın. Kocası çok zor bir adam. Yıllarca ona destek olmuş, arkasında duran bir kadın. Ama hayatları değişiyor. Karakterim de bundan etkileniyor.