Güncelleme Tarihi:
‘Çok Aşk’
27 Ekim’de vizyona girecek. Film ne anlatıyor?
Hasan Can Kaya: Film, birinin bir şeyi kendisinden daha çok sevmesiyle alakalı. Abartılı sevmeyi ve takıntıyı da patolojik bir yerden değil, daha romantik anlatıyor. Bu sırada da fonda değişen Türkiye’yi görüyoruz.
Sizin hayatta böyle abartılı sevmeleriniz var mı?
Hasan Can Kaya: Neredeyse her şeyi abartılı yaşıyorum. Bir şeyi seversem çok severim, sevmezsem hiç sevmem. Gitgide dengeyi bulacağımı umuyorum.
Büşra Pekin: Ben işime takıntılıyımdır, abartı severim.
Hasan Can Kaya: Büşra hayatımda gördüğüm en uyumlu, en hiçbir şeyi abartmayan kişi... Sıkıcı değil ama sıkıcılığa yakın bir uyumluluğu var.
Büşra Pekin: Kıyafetle ilgili takıntılarım da vardır.
Asla ne giymezsin mesela?
Büşra Pekin: Kıyafetlerde vücut şeklime uymayan modeli ve kendime yakışmayacağını düşündüğüm renkleri giymem.
Senin asla giymem dediğin şey nedir Hasan?
Hasan Can Kaya: Erkek tangası diye bir şey varmış. Bana çok yüksek para verseler bile giymem. Benim bedenim, benim kararım!
Sülale geleneği
Son dönem komedi işlerini dijital platformlarda görüyoruz. Hasan Can sense yüksek tekliflere rağmen vizyona girmeyi tercih ettin. Buna birçok kişi delilik diyebilir. Neden bunu tercih ettin?
Hasan Can Kaya: Çünkü bu bizde bir sülale geleneği! Öyle riskli bir ticaret anlayışından geliyorum! Şaka bir yana, dediğin gibi bir anlayışı dinleseydim bu kadar başarılı olmazdım. Sektördeki bu anlayış bana “Pandemide talk show yapmak intihar” dedi. Şimdi aynı insanlar “Pandeminin sana olumlu etkisi oldu” diyor. İnancım o ki, bir iş iyiyse, yapan ve izleyen o işe inanıyorsa her şey rast gider.
Komedi işlerde akla daha çok anlık kahkahalar geliyor. Altmetinde bir şey söylenmeyebiliyor. Filminizdeki karakterler sıradan insanlar. Onların bir derdi, derinliği var mı?
Hasan Can Kaya: Her insanın bana göre derinliği vardır. Herkes kendi hayatının başrolündedir. Benim naçizane bu meslekte başlattığım bir şey varsa o da; sıradan insanlar denen insanların sıradışı denilen insanlar kadar sıradışı, sıradışı denilenlerin sıradan denilen kadar sıradan olduğunun altını çizip mizahi üslupla yan yana getirmemdir.
Hasan Can Kaya: Gerçek komiktir. Bir projede gerçeklik duygusu yoksa bütün şakalar sınıfta kalır. Bu film de gerçek kadar komik, gerçek kadar romantik ve gerçek kadar acıklı.
Gerçek tutkular seni ihya da edebilir, perişan da
Filmin adı ‘Çok Aşk’. Siz âşık olmayı nasıl anlatırsınız? Hiç ‘çok aşk’ dediğiniz bir duygu yaşadınız mı?
Hasan Can Kaya: Bir kadına olan çok aşkı da yaşadım, mesleğime olan çok aşkı da hâlâ yaşıyorum. Çok yorucu, bu duygudaki adrenalin ve tutkuyu hiçbir şeyde bulamıyorsunuz.
Bu yaşaması zor bir şey değil mi?
Hasan Can Kaya: Gerçek tutkular seni ihya da edebilir, perişan da... Mesleğinde çok tutkulu virtüözler vardır. Çok ünlü ve başarılı ama aynı zamanda perişandır. Bütün olanakları vardır ama bitiktirler.
Neden öyle?
Hasan Can Kaya: Mesleğinde çok tutkulu olduğu için şan, şöhret, para kazanmıştır. Ama aynı tutku yüzünden de perişan haldedir. Çünkü hayatta bir şey çok geliyorsa mutlaka başka bir yerden götürüyordur. Dolayısıyla aşkın çok geldiği bir yerde o aşk her şeyden biraz götürüyordur. Ben de yaşadım ama önermiyorum.
Büşra Pekin: Ben zaten genel olarak hayata, insana, mesleğime karşı çok tutkuluyum ve hepsini ‘çok aşk’ şeklinde yaşarım. Çok aşk bence, çok yüksek olma hali. Çok yüksek olan bir şeyin düşüşü de Hasan Can’ın dediği gibi sert oluyor. O yüzden ben duygularım işin içine girerken mantığımla onu bastırmaya çalışırım.
Hasan Can Kaya: Benim Büşra’nın sette gördüğüm hali, abartılı aşktan uzak, huzurumuz kaçmasın haliydi. Hayatın güzel zamanlarına odaklanayım, beni yıpratacak hiçbir şeye girmeyeyim, tutkularımı daha temkinli yaşayayım dediği dönemdi. Ama tutkularını abartılı yaşayan insanların anlatıldığı bir filmde oynadı. Hayatın ironisi işte. Bu da Büşra’nın bundan kaçamayacağını gösteriyor.
Aldatıldım ama aldatmadım
Hiç aşk acısı çektiniz mi?
Hasan Can Kaya: Çektim; güzel bir şey değil, tavsiye etmiyorum, bir daha çekmek istemiyorum. Çok ayrıntı da vermek istemiyorum.
Neden?
Hasan Can Kaya: Aşk acısı öyle filmlerde anlattıkları kadar eğlenceli ve sonrasında insanın kolay kolay kendine gelebildiği bir şey değil. Aşk acısı, sadece üzerine konuşurken eğlenceli. Henüz atlatmadıysan bitmeyecek azap gibi. Mesela “Anda kal” diyorlar ya. Çok b.ktan bir laf. Düşün, evine icra gelmiş, anda mı kalacaksın, içinden ‘Bunlar geçecek’ dediğin için hayatta kalabiliyorsun halbuki.
Bir de karşındakiyle birbirinizin ciğerini söktüğün aşk büyük aşktır algısı var...
Hasan Can Kaya: Aynen, öyle yanlış bir algı var. Halbuki hayatta birlikte mutlu olduğun insanla gerçek bir ilişki yaşayabiliyorsun. Öyle birini kaybetmek daha çok koyuyor. Çünkü mutluluk kaynağın gitmiş oluyor. Ne kadar acı çektik, o kadar büyük aşk yaşadık algısının da kökleri çok derin. Çocukluğa kadar gider.
Büşra Pekin: Ben aşk acısını ilişki bitmek üzereyken onu anladığımda yaşıyorum. İlişki bittikten sonra daha olgun bakıyorum konuya.
Büşra Pekin: Yok, sıfır.
Hasan Can Kaya: Ben intikam almak isteyecek kadar kötü birine âşık olmadım. İyi insan olmaları, genel anlamda arkadaş olurken de, biriyle çalışırken de çok önemli benim için. Mesela çocukları ya da hayvanları sevmeyen insanlar beni itiyor. İyi insanları da üzmek istemediğim için, velev ki hatalıysa bile, bunu derdimi anlatarak çözmeye çalışıyorum.
Hiç aldattınız ya da aldatıldınız mı?
Hasan Can Kaya: Aldatıldım ama aldatmadım.
İlişkilerinden ne öğrendin?
Hasan Can Kaya: Bir insanla arkadaş olamayacaksan ilişkiye de girme.
Büşra Pekin: Bu cümlenin altına ben de imzamı atarım.
Hasan Can Kaya: Çünkü iki taraf da iyi insansa, arkadaşsanız, finalde acı çeksen bile kısa sürüyor, ilişki daha olgunlukla bitiyor, arkadaş kalamasan bile kimse kimsede yara bırakmıyor.
Filminiz romantik komedi. Biliyoruz komiksiniz. Peki romantik misiniz? En romantik hareketiniz neydi?
Hasan Can Kaya: Romantik olduğumu düşünüyorum.
Büşra Pekin: Hasan Can bence karşı tarafı sözleriyle etkiliyordur.
Hasan Can Kaya: Sevdiğim insana sevildiğini hissettiririm. Bu arkadaşım da, birlikte çalıştığım biri de olsa böyledir.
Büşra Pekin: Ben romantik biri değilim, kiminin ağzı güzel laf yapar ya, benim ağzım o lafı yapmıyor. Ama sevdiğimi hissettiririm.
Hayatı güzelleştirmeyi kendisine görev edinmiş gibi...
Senaryo sana ait Hasan Can. Rolü yazarken Büşra mı vardı kafanda?
Hasan Can Kaya: Büşra’yı yıllardır oyuncu olarak beğeniyordum. Onunla çalışmak istedik. O da sağ olsun olumlu döndü. Mutluyuz. Baktım fiziksel olarak da çok çabuk evrim geçiriyor. Bir bukalemun olduğunu bilmiyordum.
Büşra Pekin: Senarist olarak zekâsını da bildiğim için “Hasan Can’dan senaryo geldi” dedikleri anda içimde bir heyecan kıpırtısı başladı. Hemen okudum. Hem çok komik yazılmış hem bir derdi olan senaryoydu. Zerre düşünmeden içinde olmak istedim.
Tanıştıktan sonra birbirinizde gördüğünüz en çok neye şaşırdınız?
Hasan Can Kaya: Her şey tahmin ettiğim gibiydi. Ama “Bu kadar da iyi olunur mu” dedim. Büşra hep iyi ve nazik tarafta. Onu bir film karakteri olarak görsen “Çok abartılı yazmışlar, bu kadar iyi olunamaz” dersin ama öyle. Hayatı güzelleştirmeyi kendisine görev edinmiş gibi.
Büşra Pekin: Hasan Can da mizah seviyesi inanılmaz yüksek biri. Bunu zaten biliyordum ama bu kadar yakın arkadaş olduktan sonra beni en etkileyen özelliği vicdanlı ve merhametli olması oldu.
Erkekler hayat enerjisi yüksek kadınları seviyor
İkiniz de komiksiniz. Komik olanlar ilişkilere 1-0 önde mi başlar?
Hasan Can Kaya: Hayatta ne elde ettiysem komiklikten elde ettim. Komikliğin zararını da gördüm ama...
Ne gibi bir zararı olmuş olabilir?
Hasan Can Kaya: Ünlü olmadan çok önce de başıma ne bela geldiyse güldürmek pahasına geldi. Mesela diğer misafirleri güldürmek için bir akrabaya şaka yaptığımda, babamın bir bakışından anlıyorduk ki; sonrasında bir kovalamaca başlayacak.
Kadınlar güldüren erkekleri sever derler...
Hasan Can Kaya: Evet, doğru.
Peki, erkekler güldüren kadınları sever mi?
Büşra Pekin: Bence erkekler hayat enerjisi yüksek kadınları seviyor. Güler yüzlü olsun istiyorlar.
Hasan Can Kaya: Zaten hayat yokuş aşağı, bir pesimistin yanında olup “Hayat çok kötü” demesi çok fena. Enerji emici insanlar vardır. Gelip enerjini emip kendi hayatına mutlu mesut devam ederler. Bazıları istemeden yapıyor. Ama bazıları gerçekten kötü oluyor. “Hayat boş” deyip seni buna ikna ediyor, sonra ev kredisine girdiğini öğreniyorsun.
Ahlaksız bulmuyorum o teklifleri
Sosyal medyadan ahlaksız teklif alıyor musunuz?
Büşra Pekin: Alıyorum.
Hasan Can Kaya: Ben ahlaksız bulmuyorum o teklifleri. Mutlu oluyorum, devamı da gelebilir.
Değerlendirir misiniz?
Büşra Pekin: Onore olurum ama değerlendirmem.
Hasan Can Kaya: Değerlendirmiyorum, ama o ihtimali seviyorum.
Sosyal medyadan tanıştığınız biriyle birlikte olur musunuz?
Hasan Can Kaya: Zor ama olma ihtimalim var.
Büşra Pekin: Ben de olmadım ama bu önümüzdeki günlerde de olmayacağım anlamına gelmiyor. Yine de mutlaka ortak arkadaşlarımız olmalı.
Hasan Can Kaya: Monica Bellucci veya Natalie Portman.
Büşra Pekin: Üst akıl, mantığı güzel çalışan bir yönetmenle olabilir, Christopher Nolan mesela.
Vermeyi en sevdiğiniz hediye?
Hasan Can Kaya: Ben genelde soruyorum ne istiyorsun diye. Ne isterse onu alıyorum.
Büşra Pekin: Bu zamana kadar tercih etmediği ama ona yakışacağını düşündüğüm bir şey alırdım.
Hasan Can Kaya: Bana süper bir üst aldı mesela. Ama yakışmadı.
Büşra Pekin: O bir gün sana yakışacak.
İlişki içindeysem çapkın değilim
Çapkın mısınız?
Hasan Can Kaya: Evet, öyle iddialar var. Ama ben katılmıyorum.
Büşra Pekin: İlişki içindeysem çapkın değilim. İlişkim yoksa da çapkın değilim. Bakıyorum da ben bayağı çapkın değilim!
Hasan Can Kaya: Öyle iddialar da var. Ama buna da katılmıyorum.
Büşra Pekin: Bunu açıklamanın kimseye faydası yok (gülüyor).
Yapmaya başlayınca duramadığınız bir şey söyleyin?
Büşra Pekin: Yemek yemek.
Hasan Can Kaya: Tatlı yemek.
Yaparken yakalandığınız ve en utandığınız şey neydi?
Büşra Pekin: Tuvaletteyken kapının açılması.
Hasan Can Kaya: Arkadaşımın bir film gösterimi vardı. Entelektüel tarzda bir filmdi. Sıkıldım, söyleyemedim de, arka taraftan dolanıp gösterimden çıktım. Kapıda onunla karşılaştım. Meğer heyecandan kendi gösterimlerine giremiyormuş.
Birlikte uyumayı en sevdiğiniz şey nedir?
Hasan Can Kaya: Alerjim var ama kedim geldiğinde ona git diyemiyorum. Uyuyoruz beraber.
Büşra Pekin: Üzerimde hep ince bir nevresim falan olmalı, ona sarılmalıyım.