Nikâh masasına geç kaldım işte...

Güncelleme Tarihi:

Nikâh masasına geç kaldım işte...
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2019 08:00

Kambersiz düğün olmuyor da bensiz olabilir pekâlâ. Hem bu haftaki gibi yetişeceğim/yetişemeyeceğim gibi streslere girmemiş olurum!

Haberin Devamı

Düğüne davetliyim, trafiğe takıldım. Hem de hafta içi iş çıkışı trafiğine. Hafta içine düğün konmasını tasvip etmiyorum. İşten çık, trafiğe takıl, eve gir, üstünü değiştir, çık, aynı trafiğe bir daha takıl; hiç iyi olmuyor.
Oradan mıydı, buradan mıydı, kaç dakika veriyor falan diye kendimi yerken katıldığım bütün düğünler, tayinimin çıktığı bütün masalar gözümün önünden film şeridi gibi geçiyor.
Geçen yıl şehir dışında, kaplıca oteli olan bir yerde konaklamalı düğüne katılmıştım. Evlenen öncesinde zaten kafayı yakmış, düğün hakkında “Planlama süreci sekiz ay sürdü ama çok güzel ilerledi. En sancılı kısmı doğru yeri bulana kadardı” falan diye konuşmaya başlamıştı.
Ama kreatif kısma neredeyse üç-dört ay pay bırakan bu takvime rağmen o da öyle tepeden çelik kabloyla falan inmeye çalışmadı nikâh memurunun yanına.
Işıklar karardı, dört yakın arkadaşıyla böyle bir şekil koreografili dans gösterisi yaparak geldi müstakbel eşinin yanına. Şarkı olarak da ‘Happy’yi playback yaptılar dans ederken.
Bornozluyla düğüncüyü buluşturan asansör
Tabii diğer yanda düğünün içkisiz, salonun yaş ortalamasının yüksekçe olması gibi bir durum da yaşandığı için coşku onlardan salona Meksika dalgası gibi yayılmadı. Kendi aralarında yaşandı bitti gibi oldu.
Bir de bu kaplıca otellerinde bazı alanlarda bornozla dolaşılıyor ya; asansör bornozlularla düğün amaçlı giyinmişler arasında tuhaf karşılaşmalara vesile oldu. O açıdan da sevgiyle gülümseyerek hatırladığım düğünler arasına girdi kendisi.
Ondan az önce katıldığım bir başka düğünde nikâh şekeri yerine, üzerinde ‘Save the date’ (Tarihi kaydedin) yazan buzdolabı magnet’leri vermişlerdi. Onların evlendiği tarihi bizim buzdolabının üzerinde ölümsüzleştirmek istersek diye. Asmadık onu buzdolabına ama atamıyorsun da. Atarsan vatandaşın yuvasına, mutluluğuna hareket çeker gibi bir davranış mı olur acaba endişesi geliyor.
Bir yıldan uzun süre çeşitli çekmecelerde gezindi. Yani bir şekilde amacına ulaştı, düğün tarihlerini durduk yere görüp görüp hatırladık. Şeker verseler evlendikleri tarihi eşlerine dostlarına hatırlatma yolunda bu farkındalığı ve sürekliliği sağlayamazlardı.
Gelin hanımdan
babasına geliyor...
Sonra üç düğün daha hatırlıyorum. Onları blok hatırlamamın sebebi üçünde de gelinin babasıyla dans ettiği bölümde ‘Bana Bir Masal Anlat Baba’ şarkısının çalması.
Bu arada trafiği aşıp düğüne de bir şekilde yetişmeyi başardım. Varınca da şeyi düşündüm; sanki ben mi evleniyorum arkadaş, geç kalsam ne olur, kalmasam ne olur. Neye bu kadar stresleniyorsam...

Haberin Devamı

 
   

BAKMADAN GEÇME!