Güncelleme Tarihi:
Uzun zamandır sizi ne ekranda, ne de beyazperdede görüyorduk. “Nehir’e ne oldu?” diyenlere cevabınız ne?
- İnsan aynaya bakarken, orada tırnak içinde bir ekran yüzü görmüyor ki! Sadece bir insanın sıradan yüzünü görüyor; kendi saf suretini. Ben de aynadaki yüzüme daha çok vakit ayırdım, elbette kitap okumaya ve yeni deneyimlere de. Geceleri denizde yüzdüm, dağları adımladım. Kasabaları geçtim, antik kentlere vardım. Zamanımı kendime ve sevdiklerime ayırdım, arındım. Hayata karşı bakışımı esnetmeye çalıştım; yeni şehirler, yeni insanlar tanıdım, yeni bilgiler öğrendim, yeni bir hayat kurdum. Eh! Bir insan daha ne ister? “Nehir nerelerde?” diyenler bilsin ki ben iyiyim, hem de çok iyi... İnsan, her gün, her öğünde aynı yemeği yiyebilir mi? Bir değişiklik yapma ihtiyacım doğdu, ben de yaptım; hepsi bu.
◊ 2012’de Paris’e taşınmıştınız. Sebep yaşadığınız bir şeylerden kaçmak mıydı?
- Kesinlikle hayır. İnsan bazen hayatında değişiklik ister. İmkânı varsa da yapar ya da yapmaz. Ben değişimi seçtim. Kendime Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde eğitim alma fırsatı yarattım. Aynı şeyleri yaşadıkça öğrenme süreci duruyor. Eskiden seyyahların vardıkları duraklarda en fazla 40 gün kalmalarının sebebi de bu. Bir dil daha öğrendim, ne güzel oldu.
Türker İnanoğlu yaşayan tarihtir
◊ Uzun aradan sonra ekrandasınız... ‘İkizler Memo-Can’ dizisinde sizi çeken neydi?
- Türker İnanoğlu. Türkiye televizyon ve sinema tarihinin en önemli simalarından biridir. Yaşayan tarihtir. O bana bu işte inanıyor ve bu işte olmamın gerekli olduğunu düşünüyorsa, ben “Hayır Türker Abi, sen yanlış biliyorsun” mu diyeceğim? İkizler projesini de Türker Abi söz konusu olduğu için seve seve kabul ettim.
İyi bir fikrin önünde saçın ne önemi var?
◊ Çok popülerken son yıllarda sanki kendi içinize döndünüz. Neydi bu sakinliğin sebebi?
- Felsefeyle ilgilendim. Felsefe, yolda olmak demek. İç bakıştır dışa bakış olduğu kadar. Acele edip geç kalmak duygusu ne tahrip edici. Felsefe, insanı o aciliyetin dışında bir yere çıkartıp daha rahat nefes aldırıyor.
◊ Türkiye’ye döner dönmez hakkınızda “Nehir Erdoğan bikinisiyle yakalandı” haberleri çıktı...
- Yarın da atkımla, beremle ve eldivenlerimle kartopu savaşı yaparken yakalayacaklarsa, “Bu işler böyle yürüyormuş demek ki birileri için” der, güler geçerim. Bunun bir haber değeri olduğunu da düşünmem.
◊ Magazine alıştınız mı yoksa hâlâ üzülüp takabiliyor musunuz magazine konu olunca?
- Sorun magazine konu olmak değil. Yapılan haberde adil bir dil kullanımı. İçinde adalet olduğu sürece, haber değeri taşıyan bir habere, kim niye üzülsün?
◊ Bir dönem de saçlarınızı kestirdiniz. “Kadınların moralleri bozukken ya da bunalımdaysalar, saçlarıyla oynarlar” klişesi akla gelince öyle bir dönemden mi geçtiniz yoksa?
- Hayır. Saç bu, uzatılır, kısaltılır. Kimi zaman renklenir, kimi zaman düz olur, bazen de kıvırcık: En nihayetinde insanlar, kıyafetleriyle karşılanırlar, fikirleriyle uğurlanırlar. İyi bir fikrin önünde saçın ne önemi var?