Güncelleme Tarihi:
Nasıl bulaşıyor?
DAMLACIK YOLUYLA: Virüs hastadan ortama solunum sekresyonlarıyla yayılıyor. Damlacık yoluyla yayıldığı için bu yayılım sırasında yakınında biri varsa ona bulaştırıyor.
(Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu)
GÖZE TEMASLA: Bu solunum yoluyla bulaşan bir virüs. Solunum yolunun dışında göze teması, bir de bizim oral sekal yol dediğimiz (yani dışkı aracılığıyla) bulaşması da söz konusu. Dışkıyla temas sonrası ellerin ağza götürülmesi... Ama esas olarak solunum yoluyla bulaşıyor. Öksürük ya da aerosol parçacıklarının ağız, burun ve göze bulaşmasıyla hastalık da vücuda bulaşmış oluyor.
(Prof. Dr. Murat Akova)
Kaç metreden bulaşıyor?
İnsanların birbiri arasında bir metreden daha az mesafe bırakması, hastalığın bulaşmasına neden olur.
(Prof. Dr. Alpay Azap)
Bahçeye çıktığımızda, yarım saat önce orada öksüren, hapşıran biri yüzünden hastalığı kapabilir miyiz?
Asla. Bırakın yarım saati, bir dakika önce öksürse bile etkilenmezsiniz. Açık havada ve iyi havalandırılan ortamlarda havada kalıp bulaşma riski yok. Kapalı ortamları iyi havalandırmak bu nedenle önemli.
(Prof. Dr. Alpay Azap)
Virüs hangi yüzeylerde ne kadar kalıyor?
Bu konuda yapılan araştırmalara değinen uzmanlarımız farklı süreler veriyor. Ama plastiğin virüsü en uzun barındıran materyal olduğu konusunda hemfikirler.
New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan bir makaleye göre, virüs bakırda 1, mukavvada 4, çelikte 5-6 saat, plastikte 6-8 saat canlı kalıyor. Bununla birlikte virüsün bir kısmı yaklaşık 3 saat havada asılı kalıyor ve aşağıya inerken hepimizin dokunduğu yüzeylere ulaşıyor. Örneğin kapı kolları, asansör düğmeleri gibi herkesin kullandığı alanlarda günlerce kalabiliyor. Yani hastayı görmeseniz bile sadece onun bulaştırdığı yüzeylerden hastalık geçebiliyor. Bu nedenle sosyal mesafenin sağlanması ve el hijyeninin çok çok önemli olduğunun altını çizmek gerekiyor. Ayrıca, bekleme salonları, toplu taşıma araçları gibi ortak kullanım alanlarında dokunduğumuz yerlere dikkat etmemiz gerekiyor. (Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu)
Bu konuyla ilgili yapılmış bir çalışma var. O da plastik, çelik, karton ve bakır yüzeyleri kapsıyor. Bunun içerisinde karton ve bakırda 2-3 saat olmak üzere en az sürede kalıyor. Plastikte 72 saate kadar, çelikte ise 48 saate kadar canlı kalabiliyor. Arada geçen süre içerisinde o cisimdeki virüs miktarı giderek azalıyor. Yani başlangıçta bulaştığı kadar 48 saat çelik yüzey üzerinde aynı miktarda kalmıyor ama hâlâ bulaştırıcılığını sürdürüyor.
(Prof. Dr. Murat Akova)
Gazetede tutunamadığı söyleniyor, doğru mu?
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklamaya göre gazeteler bulaşma kaynağı değil. Hindistan Tıbbi Araştırmalar Konseyi baş epidemiyoloğu Nivedita Gupta da geçen günlerde benzer bir açıklama yaparak gazete ve paketlerden virüse yakalanma riski olmadığını söyledi. Önde gelen endokrinolog, Fortis Diyabet, Obezite ve Kolesterol Merkezi Başkanı, vatandaşları gazetelerin COVID-19 virüsünün taşıyıcısı olduğu yönündeki söylentilere karşı uyardı: “Gazetelerin yüzeyinde kalan virüsü içeren damlacıkların hayatta kalması üzerine bir çalışma yapılmadı.”
Virüsü az almak, çok almak diye bir şey var mı?
Tabii var. Sizde hastalık gelişmesini belirleyen faktör, vücudunuza giren mikroorganizma sayısıyla bağışıklık sisteminizin gücü arasındaki dengedir.
Üçüncü bir faktör de virülans dediğimiz yani mikrobun sizi hastalandırma yeteneğidir.
(Prof. Dr. Alpay Azap)
Tek başımıza, kalabalık olmayan bir yerde yürüyüş yapmamızın riski nedir?
Hiçbir riski yok.
(Prof. Dr. Alpay Azap)
COVID-19 neden gözden de bulaşabiliyor?
Virüsün vücuda giriş kapısı olarak tanımlanan ağız, burun ve gözün ortak noktaları mukoza ismini verdiğimiz, bölgeyi astar gibi kaplayan dokularla örtülü oluşlarıdır. Hastadan havaya saçılan virüs dolu parçacıklar gelip mukozalara tutunmakta, çoğalıp ya akciğer yönünde ilerlemekte ya da kana karışmaktadırlar. Akciğerle direkt bağlantıları olmaları nedeniyle ağız ve burun kolayca giriş kapısı olurken göz farklılık arz etmektedir. Virüs gözden akciğere doğru ancak iki yolla geçebilir: Birincisi; gözyaşı kanalı üzerinden (genze gözyaşı geçiş süresi yaklaşık 2 dakika). İkincisi; konjonktiva zarının altındaki damarlar üzerinden. Bu iki olasılığı değerlendirdiğimizde, virüsün suda yaklaşık 20 saniyede öldüğünü bildiğimize göre gözyaşı kanalından 2 dakikalık geçme süresinde canlı kalması zorken, damarlara geçmesi için de üzerindeki konjonktiva zarının tahrip olması gerekmekte çünkü damarlar açıkta değil. Peki yine de geçiş olabilir mi? Evet, olabilir ama ağız ve burna göre çok daha düşük ihtimalle. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki COVID-19’un göz yoluyla vücuda girişi varsayıma dayalıdır, tıbben kanıta dayalı olarak gösterilmiş de değildir. (Dr. İzzet Can)
Gözyaşından bulaştığı doğru mu? COVID-19 hastasının gözyaşı bulaştırıcı mı?
Hayır, değil. Bu konuda çok değerli bir bilimsel çalışma, çok yeni bir tarihte Singapur’da yayımlandı. Önemli sayıda COVID-19 hastası, hastalıklarının virüsün en yoğun bulaşıcılığının olduğu 3 ila 20’nci günler en spesifik tanı testi olan PCR’la araştırıldı. Sonuçta ağız ve burun örneklerinin tamamı pozitif çıkarken gözyaşından alınan 64 örneğin hiçbirinde virüs bulunmadı. Gözyaşı basit bir su değil. İçinde çok yoğun bağışıklık sistemi elemanları bulunuyor. (Dr. İzzet Can)
Virüs paradan bulaşır mı?
Para birçok insanın temas ettiği, elden ele dolaşan bir nesne. Üzerinde her türlü mikrobu barındırabileceği gibi koronavirüsü barındırması da mümkün. Paraya dokunduktan sonra elinizi yüzünüze götürmeyin ve ellerinizi hemen silin. (Dr. Cihat Olcay Dinçel)
Virüs en çok hepimizin dokunduğu yüzeylere ulaşıyor. Kapı kolları, asansör düğmeleri gibi alanlarda günlerce kalabiliyor.