Güncelleme Tarihi:
Nasıl engelli olduğum, bana en sık sorulan soru... Hikâye kısaca şöyle; halk arasında ‘tavukkarası’ denen bir hastalığım vardı. Az görerek doğmuşum, tam bir görüş nasıldır bilmiyorum. Bundan dolayı renkleri de bilmiyorum. Dünya sadece siyah ve beyaz, arada kalanlar da grinin tonlarıydı bana göre. Sonra var olan görüşü de kaybedip görme sayfasını kapattım. Bunu anlatmak kolay fakat ispatlaması çok zor bir durum...
İlk kez görmediğimi kanıtlamam istendiğinde bir hastaneye başvurdum. İlk cevap “15 gün sonra gel, heyete gireceksin” oldu.
15 gün sonra gidip ‘muhteşem’ bir kalabalıkla karşılaştım. Çok az görüşümle ve kim, ne yapıyor anlamadan en az 5 doktora muayene olmam gerektiğini öğrendim. İlk girdiğim sıra KBB çıktı, “Duymamla ilgili sorunum yok” dedim ve doktor hemen kaşesini bastı, çıktım. En son göz doktoruna ulaşabildim ama gün bitti, maalesef muayene olamadım. Üç gün daha gittim aynı göz doktoruna ve en sonunda karşısına çıktığımda refakatçimle gelmemi istedi.
DÖRT AYRI RAPORUM VAR!
Yıllar geçti hâlâ anlamadım neden 30 yaşında adamı annesiyle çağırdı? Sonrası yılan hikâyesi gibi... İki gün annemle bekledik, sonra başka hastaneye teste gidildi, geri dönüldü, testin çıkması beklendi, heyetin toplanması beklendi de beklendi... Yani sonuçta uzun bir mücadele sonrası alabildik kör olduğumuzu ispatlayan belgeyi...
Şimdi tekrar bir rapora ihtiyacım var. Bir önceki raporda ‘sürekli’ yazıyor olmasına rağmen bir kurumun kabul ettiği raporu, bazen başka bir kurum kabul etmiyor. Böyle böyle edindiğim dört ayrı raporum var. Değişik tarihlerde ve hastanelerde dört kere ispatladım bakalım, beşincisinde nasıl bir macera beni bekliyor!
Yani kör olmak kolay da hakikaten bazen bunu belgelemek ve bunu defalarca yapmak biraz üzücü ve yorucu oluyor.