Güncelleme Tarihi:
Hepsi grubunun eski üyesi Gülçin Ergül’ün içinde olduğu otomobil geçen yıl aralık ayında TIR’la çarpıştı. Kazada Ergül’ün sevgilisi Erdal Şeyda Lafçı olay yerinde yaşamını yitirdi. Kendisi de yaralanan sanatçı, yaşadığı zor günlerin ardından tekrar müziğe döndü ve ölen erkek arkadaşına ithafen ‘Gökyüzü Çağırdı Aşkı’ isminde yeni bir tekli yayımladı. 17 yıl önce Hepsi grubuyla başladığı müzik kariyerine uzun süredir tek başına devam eden Gülçin Ergül’le yaşadıklarını, hayatını, hedeflerini ve yeni şarkısını konuştuk.
*‘Gökyüzü Çağırdı Aşkı’ hangi duygularla yazıldı?
Şarkımın sözleri, kendimi şeffafça ifade edebilmem amaçlanarak, yönlendirmelerim ve katkılarımla, Genco Ecer’le online ortamda çalışarak yazıldı. Müziği tamamen Genco’nun. Talihsiz kazanın üzerinden bir ay geçmişti, demosunu Evrencan Gündüz’le kaydettim. İçimden “Sözleri düşünmeden söyle Gülçin, yoksa bu kayıt bitmez” dedim. O kadar yoğundu duygularım. Evrencan güzel sesiyle ve gitarıyla bana eşlik etti. Demo öncesinde çok ağlamıştım. Ama kayıttan sonra müziğin acıları dindirdiğini hissettim ve içim buruk da olsa her şeye rağmen gülümseyebilmeyi başardım. Erdal için bir şey yapabilmiş olmak da beni avutuyordu. Şarkımız yayımlandığında en yakın dostum Fırat’la saatlerce duygu seli yaşadık. “Erdal bak senin için yaptık” dedik. Müziksever-sanatsever bir insandı ve hayatımda beni en çok destekleyen, bana en çok inanan kişiydi. Onu gururlandırmak hayaliyle en iyisi için çalıştık.
Gökten mi inmişti?
* Bu zorlu süreçte kimlerin desteğini gördünüz?
İlk konuştuğum dostum Fırat’a (Kanburoğlu) ambulansta yatarken “Beni yalnız bırakma lütfen Fırat” dedim. ‘Hemen geliyorum arkadaşım’ dedi ağlayarak ama o gelene dek dört saat yalnız kalmışım. Çünkü Balıkesir’deydik. Müzik sektöründen tanıdığım herkes beni çok destekledi; aradı, sordu. Ailem ve dostlarım da aynı şekilde. Telefonda konuşacak durumda olmadığım zamanlarda Fırat hep arayan, soran kişileri bana rapor etti. En çok da kedilerim beni her şeye rağmen sevgiyle gülümsetebilmeyi başarıyor. Onlar bizim kedilerimiz.
* Şarkıda ‘Yürümek kolay mı sensiz bu yolu’ diyorsunuz. Yeniden başlamak, tekrar şarkı yapmak konusunda sizi neler motive etti?
Yeniden başlamak diye nitelendirmiyorum ben aslında bunu. O süreçte ağlaya ağlaya hep şarkılar yazdım. Bizim gibi müzikle yaşayan kişiler acılarını da
sevinçleri gibi müzikle yaşıyor. Yaratıcı sanat terapisi çok mühim bir şey; psikolojiyi iyiye götüren, güç veren bir faaliyet. Ürettikçe kendimizi tanır, duygularımızı izler, tanımlar, kabul ederiz ve hafifletiriz bence. Bu süreçten geçmek şifalıdır. 17 senedir müzik sektöründeyim ama Erdal’ın dahil olduğu dönem çok sihirliydi benim için. Gökten mi inmişti? Bozulan hayal kurma mekanizmamı yeniden yapılandırmıştı diye düşünüyorum bazen. Şimdi de onun izinden, onun bugünün işini yarına bırakmayan heyecanlı ve hiperaktif tavrıyla devam ederek, projelerimizi onun anısına gerçekleştireceğiz. Çok özel ve yetenekli olduğumu sürekli söylerdi, bu sözlere layık olmak benim görevim.
* Yaşam ve ölüm size ne ifade ediyor?
Hiçbir şey yok olmuyor. Form değiştiriyor derler. Kendimizin daha iyi bir versiyonunu deneyimlemek üzere yaşıyoruz, şimdilik bu kadarını görüyorum.
Kimseye kırgın değilim
* Kazadan sonra Hepsi grubu üyeleriyle bir araya gelebildiniz mi?
Hayır. Yasemin’le (Yürük) bir kez görüştük yıllar sonra. Lafladık.
*Onlara karşı bir kırgınlık hissediyor musunuz?
Eren bildiğiniz üzere Bursa’da yaşıyor. Cemre’nin de bebeği var. Ben zaten bir süre İstanbul’da değildim. Olaydan sonra konuştuk ama görüşmedik. Kimseye kırgın değilim.
Güçlenmekten başka çaremiz yok
* Hayatta neler için ‘iyi ki’ diyorsunuz?
Belki başıma gelen her şeyi anlayamıyorum ve zalimce ya da talihsizce gelebiliyor. Onlar keşke böyle olmasaydı dedirtiyor ama onun dışında yaptığım her şey diyebilirim. Çünkü her şey gerektiği şekilde oluyor; biz anlasak da anlayamasak ve isyan etmeye meyilli olsak da. Buna teslim olmaktan başka bir yol yok. Güçlenmekten başka çaremiz yok. Kırsa da altın kaplama bir yapıştırıcıyla yeniden bütünlüyoruz kendimizi ve değerleniyoruz tecrübelerle, acılarla. Hayat bir mücadele, hepimiz bu mücadelenin farklı biçimlerini yaşıyoruz. Bu yüzden farklı olsak da aynı bütünün parçalarıyız. Bunu müziğin gücüyle hissediyoruz.
Spor, kediler, müzik...
* Şu sıralar bir gününüz nasıl geçiyor?
Spora kendimi atana kadar her şey biraz zor. Ama sporla, kedilerimle, amaçlarımla, müzikle, anılarla ve geçmişten taşan bir aşkla hayatıma sarılmaya gayret gösteriyorum. Ikigai (Japonca ‘varlık nedeni’ anlamına gelen bir kavram) felsefesi oldukça önemli hayatta, misyon ve amaçlarımız olmalı bağlanabilmek için. Ve şarkımıza gelen güzel yorumlar, destekleyen, yalnız olmadığımı bana hatırlatan her cümle beni hayata daha da sıkıca bağlıyor. Çünkü bu, sesimle, şarkılarımla ve yaptığım prodüksiyonlarla başka hayatlara dokunabildiğimi anlatıyor bana. Müziğin sihri burada. Mucizevi şekilde hayatta kalıp o arabadan çıktıysam demek ki daha yapacak şarkılarım ve onların dokunacağı hayatlar var. Müzik küçümsenecek bir eğlence aracı değil yalnızca. Ruha dokunan bir güzellik.