Modern dünyanın yerli Don Kişot’u

Güncelleme Tarihi:

Modern dünyanın yerli Don Kişot’u
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2020 07:00

Para biriktirse bolluk içinde yaşardı ama öyle yapmadı. Köy çocuklarını okuttu, evlenemeyenlerin düğününü yaptı, ağaç dikti, 40 yıldır köy köy dolaşıp doğru tarımı anlattı. TEMA gönüllüsü, çiftçi ve sosyal girişimci Tanfer Dinler ile konuştuk.

Haberin Devamı

Önce günlerce ulaşamadım... İlk konuşmamızda Osmangazi’nin bir dağ köyündeydi. İkincisinde Dinar’ın köyüne hünnap ağacı götürüyordu. Kendisini tanımak için sorduğum ilk soruya yanıtı “Ben normal değilim” oldu. Görüşmemiz konu konuyu açtıkça uzadı, ben de konuşmamızın beşinci dakikasında onun ‘normal olmadığını’ anlamıştım. Onunki insanüstü bir gayret ve iyilikle örülü bir hikâye. Hani derler ya “Anlatsam hayatım roman olur” diye. İşte öyle bir hayat…

Bilgisayarı bırakıp ziraata geçmiş

Tokat, Zile doğumlu Tanfer Dinler. 70 yaşında olmasına karşın her gün dağ taş dolaşacak, toprakla uğraşacak, arabasında yatıp kalkarak yüzlerce kilometre yolculuk edecek enerjiye sahip. Üstüne üstlük bugüne kadar 51 kere ameliyat olmuş ve halen kanserle mücadele ediyor. “Ben ailenin kötü çocuğuyum. Tek yumurta ikizlerinde olan bir şey… Genetik bozuklukların, arızaların hepsi bende toplanmış. Şimdiye kadar üç kanser, beş kalp krizi geçirdim. 11 organım kısmen ya da tamamen yok. Kalbimin yüzde 54’ü çalışmıyor. Kemoterapilerden sonra dişlerim döküldü. Yine de dağda, kafede, köylerde insanların içindeyim. Son altı ayım sağlık sorunları için şehre inmek dışında böyle geçti” diye anlatıyor yaşadıklarını.  Onun yaşam enerjisi topraktan ve iyilikten geliyor.

Haberin Devamı

Toprağa olan merakının küçük yaşlarda ziraatçı olan babasından geldiğini söylüyor Tanfer Dinler. Üniversite hayatına önce Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Bilgisayar Mühendisliği’nde başlamış. “Baktım orada toprak yok ve sıkılıyorum, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne geçtim” diyerek sevdiği işin peşinden gidişini anlatıyor. 11 yıllık devlet memurluğundan sonra da dünyanın en büyük tarım sigortası firmasının danışmanı ve Ortadoğu sorumlusu olarak 80 ülke gezerek tarımı incelemiş. Bütün bunları yaparken tek amacı varmış: Topraktan ve insandan edindiği bilgiyi yine toprağa ve insana aktarmak. Bunun için bugüne kadar 4 milyon 300 bin kilometrenin üzerinde yol yaparak köy köy Türkiye’yi dolaşmış. “Özel sektöre geçerken kazancım ne olursa olsun harcamalarım memur seviyesini geçmeyecek demiştim. Tıpkı Hayrettin Karaca gibi. Öyle de oldu. Bugün eşim bana günlük 75 lira, artı mazot parası veriyor. 44 yıldır böyle yaşıyorum” diyor Dinler.

Haberin Devamı

Modern dünyanın yerli Don Kişot’u

İstanbul Üniversitesi Banka ve Sigortacılık bölümünde 31 yıldır ders veren Tanfer Dinler “Yılda 1000 ağaç dikmezsem uyuyamam” diyor.

Tarım sigortası sistemini kurdu

Deneyimi onu tarım alanında sigorta sistemi kurma çalışmalarına yönlendirmiş. Tarım Sigortaları Kanun Taslağı’nı hazırlamakla başlayan süreç bugün dünyaya örnek gösterilen ve 30’a yakın ülkeye danışmanlık veren Tarım Sigortaları’nın (TARSİM) kuruluşunda yer alması ve isim babası olmasıyla sonuçlanmış.

Tanfer Dinler, tarımın yıllar içinde nasıl değiştiğinin canlı tanığı. Türkiye tarımındaki kırılmanın 1980’lerde başladığını anlatan Dinler “Batı ‘Siz üretmeyin, ben üretiyorum, benden alırsınız’ dedi ve biz de bunu kabul ettik. O tarihten bu yana halen oturmuş bir tarım stratejimiz yok” diyor ve ekliyor: “80’lerden bu yana Türkiye popülist yaklaştı tarıma. Oysa olması gereken doğaya ve çevreye dost bir tarımın devlet politikası olmasıydı. Bu olmadığı için topraklarımızı büyük ölçüde kirlettik ve tarımı başta iklim değişikliği gibi krizlere karşı savunmasız hale getirdik. Bu durum köyleri, kırsal yaşamı çok değiştirdi.”

Haberin Devamı

Hiçbir şeyin geri döndürülemez olmadığının, umudun hep var olduğunun altını çizen Tanfer Dinler, “Bir kere tarım, yapanın değil tüketicinin işidir. Herkesin kendisine iki soru sormasını istiyorum: Tabağımda ne var ve atığım nereye gidiyor? Bu iki sorunun yanıtı sizi doğa dostu sağlıklı gıdaya ve sürdürülebilir bir hayata çıkarır” diyor.

Çiftçilikle köylülüğün de birbirine karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Dinler, “Çiftçinin teknik desteğe ihtiyacı var. Mısır tohumunun ekme aralığını bilmek mahsulünü iki kat arttırır. Hangi yerli tohumu kullanırsa iyi olacağını, nasıl sulayacağını, toprağa zarar vermeden nasıl üretim yapacağını birilerinin onlara anlatması, göstermesi ve bunların yasalarla desteklenmesi gerekiyor. ‘Toprak tahlili yapmayan çiftçiye destek yok’ desek kirliliğin yüzden 80’inden kurtuluruz. Hayvancılıkta da böyle, meyvecilikte de” diyor.

Haberin Devamı

44 YILDAN BERİ ÇOCUK OKUTUYOR

Modern dünyanın yerli Don Kişot’u

Eşinin ve kendisinin en önemsedikleri konunun eğitim olduğunu anlatan Dinler şunları söylüyor:

“İki çocuk büyüttüm. Biri 41, diğeri 43 yaşında. 15 yaşından sonra onlara para vermedik. Çalışıp okudular. İkisinin de düğününde kendilerine sadece birer tane abajur hediye ettim. İki kişinin düğün masrafıyla da 34 farklı köyde 74 gencin düğününe katkı sağladım. Evlenemeyenleri evlendirdim. Eşimle birlikte 44 yıldan beri çocuk okutuyoruz. Köylerde okuyamayan 8-10 yaşlarındaki çocukları okutup üniversiteden mezun oluncaya kadar tüm masraflarını üstleniyoruz. Bugüne kadar 2 bin 402 kişiyi üniversiteden mezun ettik. Bütün paramız da buraya gitti. Ayrıca bugüne kadar 2 binin üzerinde kovan, 12 binin üzerinde de meyve ağacı dağıttık.”

Haberin Devamı

KISA KISA...

Kuzey Kutbu alarm veriyor: Arktik Buzdenizi donmadı

Modern dünyanın yerli Don Kişot’u

İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel iklim değişikliği nedeniyle Kuzey Kutbu dünyanın geri kalanından ortalama iki kat daha hızlı ısınıyor. Biliminsanları Arktik’teki ana buzulları oluşturan ve her yılın ekim ayında donan Laptev Denizi’nin bu yıl ilk kez donmadığını açıkladı. Bölgedeki okyanus sıcaklıkları bu yıl yaşanan sıcak hava dalgası nedeniyle ortalamanın beş derece üzerinde.

Güzellik abidesi yeniden Türkiye’de

Modern dünyanın yerli Don Kişot’u

359 kuş türünün görüldüğü ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nde sürdürülen halkalama çalışmaları sırasında ‘mavi kuyruklu bülbül’ görüldü. Mavi kuyruklu bülbül, ölçümleri yapıldıktan sonra yeniden doğaya salındı. Doğa Derneği’nin verdiği bilgilere göre Türkiye’de dördüncü kez görülen mavi kuyruklu bülbül ilk defa 2018 yılında Hüseyin Buğday tarafından görüntülenmişti. Sesiyle de görüntüsüyle de efsane olan kuş, Doğu İskandinavya, Sibirya ve Moğolistan’da yaşıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!