Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2020 08:00
İki yıl önce rüya gibi bir düğünle evlendiler, sevimli oğulları Archie’yi geçen mayısta kucaklarına aldılar. Prens Harry ve Meghan Markle’ın hayatına herkes gıptayla bakıyordu. Kraliyet ailesine mensuptular, güzel, ünlü ve zengindiler... Markle hakkında sık sık ‘can sıkıcı’ haberler çıkıyordu ama halk tarafından çok seviliyorlardı. Çoğu gerçeği yansıtmayan bu haberleri görmezden gelseler böyle ‘sonsuza kadar mutlu’ yaşarlardı. Ama onlar bu yolu seçmedi. Sussex Dükü ve Düşesi kraliyet görevlerinden çekilmek ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmak istediklerini açıkladı. Peki bu kararın arka planında ne vardı? Gülnaz Can Londra’dan yazdı
Bir varmış bir yokmuş... Uzak bir ada ülkesinde yakışıklı, zengin ve hüzünlü bir prens yaşarmış. Şaşaayla çevrili hayatına rağmen bir türlü mutluluğu bulamayan prensin hüznü; akıllı, bağımsız ruhlu, güzel mi güzel ve siyasetle yakından ilgilenen bir kadınla tanıştığında son bulmuş. Rüya gibi bir törenle evlenmiş ve sonsuza kadar ‘mutlu’ yaşamışlar...
Mutluluğun tanımı herkes için farklı olabilir. İngiliz Kraliyet Ailesi üyeleri için de öyle... Sussex Dükü
ve Düşesi bu masalda kendi gönüllerine göre bir mutlu sona varabilmek için çok radikal bir adım attı: Harry ve Meghan, üst düzey kraliyet görevlerinden çekilmek ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmak istediklerini açıkladı.
Bir Amerikan internet sitesi bu haberi: “Evli ve bir çocuk babası bir adam artık anne-babasının evinden çıkıp kendi parasını kazanacağını duyurdu” başlığıyla verdi. İngiltere’nin köklü geleneğe sahip bulvar basınının yaklaşımı farklı oldu. Daily Mail ilk 17 sayfasını bu habere ayırdı. Gazetelerde çiftin bu hamleyle Kraliçe II. Elizabeth’e saygısızlık ettiği, onu öfkelendirdiği ve hatta üzüntüden yıktığı yazıldı. Köşe yazarları, “Megxit iç savaşa sebep olur”, “Meghan (Markle), İngiltere’nin yeni Yoko Ono’su” dedi. Harry’nin aklını çeldiğini ve zaten Kraliyet Ailesi’nin bir parçası olma onurunu hak etmediğini söylediler.
19 Mayıs 2018’de Windsor Kalesi’ndeki St. George’s Şapeli’nde evlendiler, ‘Sussex Dükü ve Düşesi’ unvanlarını aldılar.Medyanın gelinlere yaklaşımı farklı20 aylık evlilikleri süresince bulvar basınından bundan aşağı kalır bir muamele görmediler. Buna katlanmaya devam etmelerini beklemek biraz acımasızca değil mi?
Meghan ve Harry aslında çok normal bir şey istemiyor mu?
Ne Harry’nin ne de oğlu Archie’nin tahta geçmesi mümkün görünüyor. Prens Charles’ın ardından sırada büyük oğlu William, ardından da onun oğlu George var. Hiçbir zaman kraliyetin öncelikli üyeleri olmayacak Harry ve ailesinin, hayatlarını medyanın saldırgan etkisi altında geçirmesine, böylesi bir acıya gerçekten değer mi?
Harry, annesinin ölümünden hiç çekinmeden basını suçluyor. İki kardeş her fırsatta hâlâ kayıplarının acısını derinden hissettiklerini anlatıyorlar. William ve Harry, “Bizler ailelerimize, özellikle eşlerimize böyle bir muameleyi asla kabul etmeyeceğiz ve bununla sonuna kadar savaşacağız” demişlerdi. İki kardeş de bazı gazetelere eşleriyle ilgili yapılan
haberler gerekçesiyle dava açtılar.
Medyanın gelinlere yaklaşımındaysa yadsınamayacak bir farklılık var. Nişanlılıklarını ilan ettikleri günden bu yana Meghan çok sert bir karalama kampanyasına maruz kaldı. Kraliyet kurallarına uymayışı hep ilk sayfadan verildi: “Meghan külotlu çorap giymedi”, “Bacak bacak üstüne atarak oturdu”, “Törenlerde halka sarıldı, selfie çektirdi”, “Evdeki çalışanlarından kendisine ‘hanımefendi’ yerine ‘Meghan’ diye hitap etmelerini istedi”, “Panellerde kadın erkek eşitliği ve sınıfsal ayrılıklar hakkında konuştu”, “Mülteci kadınlarla mutfağa girip
yemek yaptı”, “Trump için ‘kadın düşmanı’ dedi”...
Ülkenin siyah halkı‘Çok bile dayandı’ diyorMeghan kuralları bilmiyor muydu? Elbette biliyordu. Ancak en başından beri aileyi modernleştirmek istedi. Bu yüzden halkın, özellikle de siyah cemaatin yüzyıllardır beklediği bir prensesti. Düğünlerini sokak partileriyle kutlayan halkın ırksal çeşitliliği başka hiçbir kraliyet ailesi etkinliğinde gözlenmemişti. Kraliyet ailesinin en önemli görevlerinden biri, ülkenin zor zamanlarında halkın moralini yüksek tutmak, toplumun birleştirici gücü olmaktır. Maalesef
Buckingham Sarayı, Meghan ve Harry’yle birlikte bu şansı kaçırdı. Ülkenin siyah halkı şimdi, “Meghan çok bile dayandı” diyor.
Türkiye’de de popüler olan ‘The Crown’ dizisinde de görülebileceği üzere modern kraliyet ailesi, tarihi boyunca bulvar basını tarafından baskılara maruz kaldı. Aileye dışarıdan gelenler hep göz önünde oldu ancak tabloid medya en çok Kate-Meghan karşılaştırmalarında çirkinleşti. Biyolojik açıdan melez olup politik kimlik olarak kendini ‘siyah’ diye tanımlayan, Amerikalı aktris Meghan Markle’la; ayrıcalıklı, beyaz bir İngiliz ailede yetişmiş ve hayatı boyunca hiç çalışmamış Kate Middleton belki başka hiçbir ortamda karşılaştırılmayacak iki kadın. Basın, Kate’in hamileliğinde William’ın ona sabahları yaşadığı mide bulantısını engellemek için avokado almasını ‘dünyanın en sevgi dolu jesti’ olarak yorumladı. Meghan’ın avokado sevgisiyse, bu meyvenin yetiştirilişinin kuraklığa ve insan hakları ihlallerine sebebiyet verdiği gerekçesiyle zalimce bulundu. Hamileliklerinde karınlarını tutarken çekilmiş görüntüleri üzerinden ‘annelik kaliteleri’ karşılaştırıldı. Manşetlerde Meghan’ın adının önüne ‘seksi’, ‘Hollywood kaçkını’, ‘uyanık’, ‘sınıf atlama meraklısı’, ‘sığ’ gibi kelimeler konup Kate içinse ‘sofistike’, ‘zarif’, ‘güzel’ ve ‘özenilen’ sıfatları seçildi. Meghan’ın ailesi, özellikle babasıyla yaşadığı sorunlar da irdelendi. Hatta geçen günlerde Meghan’ın babasının, çiftin Daily Mail ve MailOnline’a açtığı davada tanık olarak ifade vereceği açıklandı.
Prens Harry annesinin ölümünden basını suçluyor. Abisiyle birlikte, “Ailelerimize, özellikle eşlerimize böyle bir muameleyi asla kabul etmeyeceğiz ve bununla sonuna kadar savaşacağız” demişlerdi.‘Kimse iyi misin diye sormuyor’Çift hayatlarının geri kalanını böyle yaşamak istemiyor. Kim ister ki? Meghan mutsuzluğunu daha önce de belirtmişti. Geçen ekimde ITV televizyonuna verdiği röportajda ona “İyi misin” diye soran gazeteciye, “Teşekkür ederim sorduğun için. Bunu soran çok kimse yok” demişti. Sadece var olduğunu, yaşadığını hissetmediğini söylemişti.
Çift; Noel’i Kraliçe’yle ve ailenin geri kalan, çoğu mutsuz, hatta kimi pedofiliyle suçlanan üyeleriyle geçirmek yerine, altı haftalığına Kanada’ya gitmeyi tercih etti. Kraliçe’nin televizyonda yayımlanan geleneksel Noel mesajında fotoğrafları arka planda görülmedi. Bilen biliyordu, herkes hissediyordu. Çok geçmeden açıklama da geldi...
Bulvar gazetelerinin baskısı sürecek mi?Şu sıralar çiftin görevlerini azaltma isteklerini uzunca zamandır dile getirdikleri ama sarayın bunu ciddiye almadığı konuşuluyor. Prens Charles, Harry’ye, “Babaannenle konuş” demiş, babaannesinden randevu almaya çalışırken Harry, “Önce babanla çözmen gerekir” tavsiyesiyle karşılaşmış. Kraliyet ailesine giriş bir şekilde var da çıkışta kapılar üstüne kilitleniyormuş gibi...
Ailenin modernleşmesinin bir diğer göstergesi de çiftin ayrılık açıklamasını Instagram hesabından yapması ve sarayın bunun ardından artık harekete geçmek zorunda kalması. Bulvar gazeteleri kamuoyu oluşturmakta hâlâ önemli bir yere sahip ama Sussex Düklüğü mesajını halka ulaştırmak için basına muhtaç değil.
Kuş yuvadan uçuyor. Çift, İngiliz Kraliyet Ailesi’nin yeni jenerasyonlarını da etkileyecek ‘ufak bir devrim’le yoluna devam ediyor. Kraliçe, ailesinin üst düzey üyelerini topladığı zirvenin ardından gönülsüz de olsa onların arzularını desteklediğini açıkladı, “Bir geçiş süreci onaylandı” dedi. Ne kadar bağımsız olabilecekler, basının baskısından kurtulabilecekler mi bilinmiyor. En son Meghan’ın Kanada’da bir kadın sığınmaevine yaptığı ziyaretten gözlerinin içinin güldüğü bir fotoğraf paylaşıldı. Çiftin mutluluk mücadelesi sürecek, halk da bu modern masalı günbegün izlemekten sıkılmayacak gibi duruyor.
3 Mayıs 2019’da Archie Mountbatten-Windsor doğdu.