Güncelleme Tarihi:
Yanına 19.9 santimlik bir bıçak aldı. Hatice Kaçmaz’ı ‘son bir görüşme’ için ikna etti. Tarih,
13 Eylül 2014’tü... Bir çocuk annesi TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz ona evlenme teklifi eden Orhan Munis’e olumsuz yanıt verdi. Aynı gün içinde marketten dönen kadının önünü kesen, onu sürükleyerek yakındaki bir parka götüren Munis, sakladığı bıçağı çıkardı ve 33 yaşındaki Kaçmaz’ı 15 kez bıçaklayarak öldürdü.
Munis’in kurban kesmeye gideceği için yanına bıçak aldığını söylemesine rağmen üzerinde sadece 7 lira olması, mahkeme tarafından ‘tasarlayarak öldürme’ tespiti için yeterli görülmedi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Munis’e ‘tasarlayarak öldürme’ suçu yerine ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası verdi, yani Munis ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almaktan kurtuldu. Bu karar, daha az ceza alması yani daha kısa süre hapis yatması anlamına geliyor. Gerekçeli karardaysa “Maktule ile evlenmeyi isteyen sanık, maktulenin bir türlü kabul etmemesi, ayrılma düşüncesini kendisine açıklaması sonucu içindeki tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı duygusallığın etkisi ve ruh hali üzerinde yarattığı hiddetle yanına bıçak alarak, o hiddetin sonucu olarak maktuleye bıçak darbelerini vurmuştur” ifadeleri yer aldı.
Geçen hafta, Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCGK), Munis’e verilen indirimli ceza kararını onayladı. Çıkan haberlerde gerekçe olarak “Evlenme teklifini kabul etseydi cinayet işlenmeyebilirdi” denildiği belirtildi. 43 yaşındaki Munis, bu sayede 6 yıl daha az (toplam 22 yıl) hapis yatacak, 65 yaşında tahliye olacak.
Kurulun Munis’in, cinayeti reddedilince anlık hiddetle işlediğine, bıçağı ‘duygusal çöküntü ve hiddetin etkisiyle’ kullandığına ve ‘cinayetin tasarlanarak işlenmediğine’ karar vermesi de kamuoyunda tartışma yarattı. Oysa henüz iki hafta önce TBMM’ye gönderilmesi planlanan 6. Yargı Paketi’yle kadına yönelik şiddet suçlarında uygulanan cezaların arttırılacağı, ‘iyi hal indirimi’nin kaldırılacağı ve kadınları ısrarla takibin suç haline geleceği gündem olmuştu. Hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, eşini 23 yerinden bıçakladıktan sonra serbest bırakılan Samet Ağ’la ilgili bir açıklama yapmış, “Ben bu ülkede Cumhurbaşkanı’ysam buna müsaade etmem” demişti...
Fidan Ataselim: “Bir cinayetin sevgi bahanesiyle meşrulaştırılmasını kabul etmiyoruz.”
“Hayır demek bir kadın cinayetinin sebebi olamaz”
Fidan Ataselim
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri
Gerekçeli kararda yazan “Evlilik teklifini reddetmeseydi cinayet işlenmeyebilirdi” cümlesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yargıya nasıl da yansıdığının somut göstergesi. Kadın cinayetleri bu tür kararlarla yargı eliyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Kadın cinayetlerinin vahşileştiği, şüpheli kadın ölümlerinin arttığı bugünlerde daha olumlu kararlar verilmesini beklerken bir cinayetin sevgi bahanesiyle meşrulaştırılmasını kabul etmiyoruz.
Bizler yıllardır kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi yürütürken kadınların en çok barışma teklifini, evlilik teklifini, birliktelik teklifini reddettiği için öldürüldüğünü yani kendi hayatlarıyla ilgili karar vermek istedikleri için öldürüldüklerini anlatıyoruz. Bu karar, tüm kadınların bu tür durumlarla karşılaştığında kendi kararlarını verememesine ve tedirginliğe yol açacaktır.
‘Hayır’ demek bir kadın cinayetinin sebebi olamaz. Bir kadın ‘hayır’ diyorsa devletin tüm mekanizmaları baştan aşağıya o kadının yanında yer almalı. Suç, hayır cevabını almasına rağmen şiddet eylemlerine devam eden, suç işleyen ve kadınları öldürebileceğini bile düşünen erkeklerde... Bence Yargıtay’ın bu kararı vermesinin önemli sebeplerinden birinin de Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesidir.
“Bu karar kadının reddetme özgürlüğünü elinden alacak, bir hak kaybı olarak karşımıza çıkacak”
Canan Güllü
Kadın Federasyonları Derneği Başkanı
Bıçakla son görüşmeye gittiği kadını
15 yerinden bıçaklayarak ölümüne sebep olan erkek için ‘hayatın olağan akışı’ gibi bir karar çıktı Yargıtay’dan. Dendi ki: “Bu tasarlayarak, planlayarak öldürme değil,o gün, o saat, o dakika, o an içinde duygusal çöküntü ve bir anlık hiddetin etkisiyle cinayet işlenmiştir.” Sorarım Yargıtay’ın o değerli hâkimlerine: Hangi erkek buluşmaya bıçakla gider? Bu olay, Ayşe Paşalı cinayetinden sonra hiçbir şeyin değişmediğini gösteriyor. Hangi erkek sevdiği kadına 15 defa bıçağı saplayıp çıkarır? Bunu mu düşünemediniz? Sizlerin verdiği kararın Türkiye’deki milyonlarca kadının yaşam hakkını engelleyecek bir emsal karar olduğunu anlamakta neden bu kadar zorlanıyorsunuz? Kadın erkek eşitliğini, kadınların erkekleri reddetme hakkı olduğunu neden anlamak istemiyorsunuz?
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun aldığı karar, toplumda bir emsal karar olarak vücut bulacak; bu da karşımıza kadınların teklifi reddetme özgürlüğünü ellerinden almış bir karar olarak, bir hak kaybı olarak çıkacaktır. Kurulda attıkları imzayla bir infiale sebep olan kişilerin hepsi erkek... Söz burada bitti! Bu kararı alanlar hakkında yargılamanın yapılmasından yana bir tavır koyacak ve bu işin takipçisi olacağız.
“Dendi ki ‘Bu tasarlayarak öldürme değil’. Değerli hâkimlere sorarım: Hangi erkek buluşmaya bıçakla gider?”
Kardeşini de öldürmüştü
Orhan Munis, 2001 yılında yüksek sesle müzik dinleyen lise öğrencisi kardeşiyle müziğin sesini kısmaması nedeniyle tartıştı, kardeşini sekiz yerinden bıçaklayarak öldürdü. ‘Bıçakla adam öldürmek’ suçundan önce müebbet hapse mahkûm edilen Munis’in cezası, suçu ağır tahrik altında işlediği ve pişmanlık duyduğu gerekçesiyle 22 yıla indirildi. Munis, 2001 yılında girdiği cezaevinden 13 yıl sonra, 2014’te şartlı tahliye edildi.
Munis, eşini bir trafik kazasında kaybeden Hatice Kaçmaz’la dolmuşta tanıştı. Tanıştıktan 15 gün sonra da Kaçmaz’a evlenme teklif etti. Cezaevi geçmişini öğrenen Kaçmaz, Munis’ten uzaklaşmaya çalıştı ancak kurtulamadı.