Güncelleme Tarihi:
İnternetle ilk tanışmamı hatırlıyorum, 1997 kışıydı. Ankara’da bir arkadaşımın evinde bilgisayarın klavyesinden tek tek tuşa basıp yazışarak tanımadığım insanlarla iletişime geçebilmenin heyecanını duymuştum. Sabahın ilk ışıklarına kadar konuştuğum bu kişilerin ne görüntüleri vardı ne sesleri... Aradan geçen onca yıldan sonra hızla gelişen dijital dünyada yine bir evrimin eşiğindeyiz; şimdi metaverse sayesinde artık bambaşka bir evrende yeni deneyimler yaşayabileceğiz.
Son günlerde sıkça konuşulan metaverse evrenini deneyimlemek için ekip arkadaşım Gizem (Coşkunarda) ile birlikte Muse VR yaratıcı direktörü Talat Alkan’ın ofisinin kapısını çalıyoruz. İçeri girer girmez ilk olarak Oculus model sanal gerçeklik gözlükleri dikkatimizi çekiyor. Ortalama salon büyüklüğündeki ofiste VR (Virtual reality - Sanal gerçeklik) gözlükleri takmamla birlikte uçsuz bucaksız bir evrende buluyorum kendimi. Zaten metaverse kelime anlamıyla; ‘meta’ öte, ‘verse’ ise evren anlamına geliyor. Yani öte-evren de diyebiliriz. Talat Bey’in yönlendirmeleriyle önce İtalyan ressam Michelangelo’nun atölyesinde dolaşmaya başlıyorum. Atölyenin ortasında Michelangelo’nun ‘Musa’nın Hükmü’ heykeliyle karşı karşıya geliyorum. VR gözlüğün yanı sıra ellerimle sıkıca kavradığım controller’la (kontrol çubukları) yerden aldığım odunu şömineye fırlatarak şöminenin yanmasını sağlıyorum. Bu noktada Talat Bey metaverse’ün henüz bir çocuğun emekleme dönemindeki gibi olduğundan bahsediyor. Yani bir çerçeveyi tutabiliyor, bir kapıyı elinizle açabiliyor ve bir şeyi tutup itebiliyorsunuz.
Bu sanal dünyada gezintiye çıkmışken Osman Hamdi Bey’in önce evindeki detayları inceleyip şövale içinde duran ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ tablosunun içine ışınlanıyoruz. Karşımıza çıkan meşhur kaplumbağaları yerdeki marulla besliyoruz. Ardından Devrim Erbil’in çizgi çizgi İstanbul’unda kayıkla dolaştıktan sonra Ursula Le Guin’in Omelas’ı karşısında büyüleniyoruz. Havada asılı duran kayalıklardan akan şelalelere doğru ilerlerken birden fiziki olarak bulunduğum ofisin duvarına sertçe çarpmamla kendimi gerçek dünyada buluyorum.
‘ZAMAN SU GİBİ AKTI’
Talat Bey ile sanal bir evrende metaverse üzerine söyleşi yapmaya başlıyoruz. Söyleşinin sonunda VR Chat odasına robot görünümlü avatarımla giriş yapıyorum. Karşıma dünyanın farklı ülkelerinden yaş ortalaması 16-21 olan karakterler çıkıyor. Kimi oyuncak ayı, kimi gameboy avatarı seçmiş VR Chat sakinlerinden birinin yanıma yaklaşıp yüzüme bakarak İngilizce “Sanırım bu başka bir dilde konuşuyor” demesiyle birlikte bu dünyanın gerçekliği karşısında irkiliyorum. Adının Kenneth olduğunu öğrendiğim bu Joker görünümlü avatarla konuşmaya başlıyoruz. 16 yaşında olduğunu, VR Chat’e Chicago’dan bağlandığını anlatıyor. Etrafımdaki birçok avatar, sanal bir salonda sohbet ediyor. Anime görünümlü avatar Judie odaya İskoçya’dan giriş yapmış VR Chat sakinlerinden biri.
Son olarak İngiliz rock grubu Radiohead’in uçsuz bucaksız sanal sergisi Kid A MNESIA’yı deneyimleyip ardından son zamanların popüler metaverse evreni Decentraland’e giriş yapıyorum. Bu defa saçı, sakalı ve kıyafetiyle kendi görüntüme yakın düzenlediğim avatarımın adını da Ugigo koyuyorum. Dünyanın her yerinden katılımcıların olduğu Decentraland’de arsa bile satın alabiliyorsunuz.
Ben saatin farkına varmadan ilerlerken Talat Bey’in “Saat 00.00 oldu, yarın toplantım var” uyarısıyla kendime geliyorum. Metaverse evreninin göz alıcı parlaklığı karşısında bulunduğumuz evren sönük kalıyor. Eve döner dönmez ilk yaptığım şey VR gözlük fiyatlarını araştırmak oluyor. (Uygar Taylan)
VR Chat’te eğlenceli avatarlar seçilebiliyor.
METAVERSE DÜNYASINDA HER ŞEY MÜMKÜN
Gizem Coşkunarda
Metaverse’ü kısaca yeni bir sanal ortam olarak tanımlamak mümkün ama asla yeterli değil. Yıllar evvel MIRC’yle başlayan ve ICQ’dan Messenger’a terfi olan chat’leşme, VR gözlükleri sayesinde seviye atlayarak sizi bambaşka bir dünyanın içine alıyor. Siz de benim gibi The Sims oyununun dünyasından mezun olduysanız bu yeni evrenin içinden kolay çıkamayabilirsiniz. Saatler, günler, geceler birbirine karışabilir. Talat Bey’in ofisinde gözlüğümü takıp denemeye başladıktan 15 dakika sonra kendisine “Eminim karantina günlerinde evde sıkılmaya vaktiniz olmamıştır” diyorum. VR gözlükleri aracılığıyla yapabileceklerinizin sınırı yok. Gerçeğe çok yakın görseller sayesinde oyun oynayabilir, elinizdeki ürünü tanıtmak için yazılım geliştirilmesini isteyebilir ya da sosyalleşebilirsiniz. Misal ben rastgele bir VR Chat odasına anime bir karakterle giriş yaptım ve Tokyo’da bir otelin terasında muazzam bir manzaraya karşı başka karakterlerle sohbet etme şansı yakaladım. Partilere katılmak, delice dans etmek, bilardo oynamak serbest. Düşünün ki, uzakta olan aileniz, sevgiliniz ya da uzun süredir göremediğiniz biriyle dilediğiniz yerde, gerçekliğe en yakın ortamda görüşebiliyorsunuz. Işınlanmıyorsunuz da başka bir şey oluyor; rüyanızı yönetmek gibi. Ancak gözlüğü çıkardığınız anda gerçek ortamınıza geri dönme hissini tarif edemiyorum.
Metaverse dünyasında bir sınır yok, gittikçe de gelişeceğinden eminim ancak bunun için VR gözlüklerin tıpkı mobil telefonlar gibi herkesin eline geçmesi için biraz daha vakit gerekiyor. Ben Talat Bey ve ekibinin yarattığı birçok ortamı deneyimledim ancak sadece Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ tablosunu bile sayfalarca anlatabilirim. Önce Osman Hamdi Bey’in salonunu geziyorsunuz. Odanın içindeki her şey o kadar gerçek ki, sizi aslında orada olmadığınıza kimse ikna edemez. Sonra salonun bir köşesinde duran meşhur tabloya yaklaşıyorsunuz ve bom! Tablonun içindesiniz, işte şimdi Osman Hamdi Bey’in resmettiği 5 kaplumbağayı marullarla besleyebilir, kucağınıza alıp sevebilirsiniz. Karolardaki detaylara, terbiyecinin kıyafetine ve küçük pencereden görünen manzaraya saatlerce bakacağınızdan eminim. Bu VR deneyimi şu anda Pera Müzesi’nde mevcut. Giderseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız!
Not: Benim gibi vertigosu ya da astigmatı olanlar 2 saat sonunda zorlanabilir. Dinlenerek kullanmakta fayda var.
“ZEKİ MÜREN’İN DE SİZİ GÖRDÜĞÜ MEDYA METAVERSE”
Talat Alkan – Muse VR’ın kurucu ortağı, kreatif direktörü
Metaverse’ü hiç bilmeyen, sanal gerçeklik deneyimlememiş kişilere öncelikle bir deneyim yaptırmak, daha sonra metaverse’ü sözel olarak anlatmaya çalışmak daha anlamlı. Radyo ve televizyon teknolojisi yaygınlaşmaya başladığında insanlar önce ürkmüş, içinde insanlar olduğunu düşünmüş. “Zeki Müren de bizi görecek mi” gibi espriler yapılmış. İşte Zeki Müren’in de sizi gördüğü medya metaverse. İlk defa karşınızda fiziken başka birisi var. Uzamsal olarak başka bir uzayın içinde üç boyutlu olarak karşı karşıya geldiğiniz başka bir evren metaverse. Bu dijital dünyada buluşabilen insanlar ve yapay zekâyla hareket eden karakterler var. Bugün bu kadar konuşulmasının sebebi Meta şirketinin bunu gündeme getirmiş olması. 3 milyar kişiye hitap eden Facebook çok ciddi maddi kaynaklar yönettiği için bu kadar gündem oldu. Duygusal bir atmosfere sokma kapasitesi yüksek yeni bir medyayla karşı karşıyayız. Gözlüğü takıp, hatta yakında çok daha küçük cihazlarla içine girip yürüyeceğimiz, belirli işlerimizi halledebileceğimiz, bilimsel ve ticari olarak yeni hikâyeler yaratabileceğimiz yeni bir evrenin kapısındayız.
EN BÜYÜK METAVERSE PROJELERİ
Decentraland (decentraland.org)
Kullanıcılarına istediklerini inşa etme izin veren, 90 bin 601 parsel arazisiyle en büyük metaverse evrenlerinden biri. Teknoloji devi Samsung, New York’taki meşhur Samsung 837 mağazasını Decentraland’e taşıdı. Etherium blok zinciri tarafından desteklenen bu evrenin kripto para birimiyse MANA. Samsung, Decentraland’e girdiğini açıklayınca MANA yüzde 15 değer kazandı.
The Sandbox (sandboxgame.com)
Sandbox, 2011 yılında oyun şirketi Pixowl tarafından yaratılan, Etherium blok zinciri üzerine kurulu kripto para birimi SAND olan bir oyun metaverse’ü. Önemli bir metaverse coin olan The Sandbox (SAND) projesi, son zamanlarda yatırımcıların gözdelerinden. Amerikalı rapçi Snoop Dogg, burada sanal bir köşk inşa etmeye bile başladı. The Sandbox ayrıca geçen ay Adidas ile işbirliğine gittiğini duyurdu.
mOVR (ovr.ai)
Etherium blok zinciri tabanlı AR ve VR deneyimleri içeren metaverse platformu. Gerçek ve sanal dünyayı arttırılmış gerçeklikle birleştiren OVR üzerinden dünyanın her yerinden arsa almak mümkün. Bu ay Türkiye’den 20 bin parsel satıldı ve bu parsellerin 11 binden fazlası İstanbul’dan. OVR ile metaverse deneyimleyebilir, OVR odalarında yeni kişilerle tanışabilir, galerilerdeki NFT sergilerine katılabilirsiniz.