Güncelleme Tarihi:
Büyük şehirlerde yaşayanlar olarak pek çoğumuz sokakta yürürken, bir kafede otururken ya da toplu taşıma araçlarında yabancılarla etkileşime girmemeye, göz kontağı bile kurmamaya çalışıyoruz. Çünkü tanımadığımız insanlardan korkuyor ya da yanlış anlaşılacağımızı düşünüyoruz. Oysa çalışmalar, yabancılarla konuşmanın ruh halimize iyi geldiğini gösteriyor. 25 yıldır gazetecilik yapan Selin (45) mesleği sayesinde sık sık yeni insanlarla tanışıyor. Her yerde rahatlıkla insanlarla tanışabiliyor, sohbet edebiliyor. “Girdiğim bir dükkândaki kasiyere halini hatırını sormaktan, kahve sırasında bir anneyle deneyimlerimi paylaşmaktan, yan masadaki insanlarla sohbet etmekten çok mutlu oluyorum.
Bu beni entelektüel olarak da ruhen de çok besliyor. Hepsinden farklı bir şey öğrenebiliyor, yeni hikâyeler dinliyorum. Aynı meselelere farklı bakış açıları olabildiğini görüp vizyonumu geliştirebiliyorum. Olgunlaşma sürecimde müthiş katkısı olan bir unsur” diye anlatıyor.
Araştırmalar da bunu doğruluyor. BBC’de yayımlanan bir habere göre Chicago Üniversitesi’nden davranışbilimci Nicholas Epley ve Juliana Schroeder, işe gidip gelenlerden, toplu taşıma araçları ve bekleme salonları gibi yerlerde yabancılarla konuşmalarını istiyor. Çoğu katılımcı bu etkileşimlerin kötü sonuçlanacağını tahmin ediyor. Bir sosyal normu ihlal etmekten ya da reddedilmekten endişe ediyorlar. Ancak tanımadıkları kişilerle sohbet eden katılımcılar, sohbetlerinin keyifli ve tahmin ettiklerinden daha uzun sürdüğünü, işe gidip gelmelerini daha keyifli hale getirdiğini belirtiyor. Deneyi önce Londra, sonra dünyanın çeşitli kentlerinde tekrarlayan Epley ve Schroeder “Pek çok insan yabancılarla konuşmaktan korkar ancak bunu yaptıklarında kendilerini daha mutlu, daha az yalnız, daha iyimser, daha empatik ve daha güçlü hissediyorlar. İnsanlar sosyal hayvanlar olabilir; ancak her zaman kendi iyilikleri için yeterince sosyal olmayabilirler” sonucuna varıyor.
“İnsanlar sosyal hayvanlar olabilir; ancak her zamanyeterince sosyal olmayabilirler.”
İK danışmanı Deniz (37) “Sokakta gidip bir insana merhaba demek o kadar kolay değil. Ama bir kahve sırasında önümdekiyle, arkadaşlarımla gece eğlenmeye çıktığımızda yan masadakilerle konuşmayı, birlikte eğlenmeyi çok seviyorum. Telefonumda bu şekilde tanıştığım belki de 40 insanın numarası vardır. Tanımadığım insanlarla sohbet etmek, birlikte gülmek hayata dair umut veriyor, beni mutlu ediyor” diyor.
İngiltere’deki Sussex Üniversitesi’nden psikolog Gillian Sandstrom bunu şöyle açıklıyor: “Dünyanın korkunç bir yer olduğunu düşünüyorken rastgele biriyle sohbet ediyorsunuz, iyi gidiyor ve sanki ‘Belki de dünya o kadar da kötü değil’ diyorsunuz. Tanımadığınız biriyle konuşmak için açık uçlu bir soru sorun. Hepimizin sohbete hava durumu hakkında konuşarak başlamamızın bir nedeni var. Yabancılarla konuşmak sizi beklediğinizden daha derin bir şekilde etkileyebilir.”
Klinik psikolog Seren Akıncı da yabancılarla iletişimin iyi gelmesinin sebeplerinden birinin yargılanmamak olduğunu söylüyor: “Bazen ailemizde ya da iş ortamında kendimizi olduğumuz gibi ifade etmek çok kolay olmayabiliyor. Ama yabancı bir insan bizi yargılamıyor, bizi o an ona gösterdiğimiz halimizle kabul ediyor. ‘İdeal benliğimizi’ ortaya koymak, örneğin daha güler yüzlü, daha neşeli tarafımızla ortaya çıkmak da daha kolay oluyor.” Akıncı’ya göre benzer insanları bulmak kişiye ayrıca ‘Benim gibiler var, bu dünya yalnız değilim, umut var’ diye hissettiriyor. Aynı konserde, aynı kahve dükkânındaki kişiler ortak zevkleri olan insanları buldukları için mutlu oluyor: “Elbette hayat bu kadar basit değil ama bu olumlu duygular bize hizmet ediyor ve daha pozitif bir ruh haline bürünmemizi sağlıyor.”