Güncelleme Tarihi:
Kuyu köpek, kuyudan çıktıktan yani bir anlamda yeniden doğduktan sonra hepimiz bir evlat edinmiş kadar sevinmiştik. 15 gün boyunca aşırı sevip kucaktan kucağa dolaştırdıktan sonra da onu evlat edinen Beykoz İtfaiyesi’ndeki kulübesinde bırakıp huzur içinde hayatımıza döndük. Yani unuttuk.
Neyse ki biz unutsak da unutmamayı kendine görev bilenler de var. Ömür Gedik ve Sibel Şakar’ın kurucusu olduğu HAÇİKO yani ‘Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği’ gibi. Onlar unutmamış ve Kuyu köpekle ilgilenmeye devam etmişler. Kuyu’nun ‘kanlı ishal’ de denilen ölümcül olabilecek bir hastalığa yakalandığı gözlerinden kaçmamış. Yoğun bir tedavi uygulamışlar. Kuyu bir kez daha ölümden dönmüş.
Sevmesini bilmeyen koca kafa
Halen HAÇİKO’nun gözetiminde olan ve artık hem mutlu hem sağlıklı olduğunu bildiğimiz Kuyu köpeği görmeye gidiyoruz. Arabada heyecanlı heyecanlı Kuyu’yu anlatıyor Ömür Gedik. Ona bir film teklifi geldiğinden bahsediyor. “Ancak Kuyu oynamayacak. Onun hikâyesini başka köpekler canlandıracak. Kuyu bir daha o strese girmeyecek” diye altını çiziyor Gedik.
Ve Kuyu ile buluşma anı... Onu görür görmez içimden geçen “Hadi sıkıysa gelin şimdi de kucağınıza alın” cümlesi oluyor. O bir Kangal kırması ve cinsinin hakkını verecek bir ebada ulaşmış. Bu yüzden birkaç kez sevmek isterken kendisini yere devirdiğini söylüyor Gedik.
İnsanın üzerine koşup gelirken irice bir köpek, burnunun dibine geldikten ve iki ayağının üzerine kalktıktan sonra ise bir pehlivan olan Kuyu, Ömür Gedik’in sesiyle birlikte bahçenin içinde bir sağa bir sola koşturmaya başlıyor. Yerinde durmayan Kuyu’nun sevgisinin gazabına biz uğruyoruz bu defa. Üstümüz başımız çamur içinde ama bir o kadar da mutlu ve keyifli ayrılıyoruz yanından.
Ömür Gedik dönüş yolunda Kuyu’nun durumunun çok iyi olmasına karşın onun gibi ağır sorunlar yaşayan ancak onun kadar şanslı olmayan birçok canlı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Biz onlarla birlikte yaşamayı öğrendiğimizde kendi aramızda da sevgiye, şefkate ve birbirimizin haklarına saygı duymaya dayalı, daha iyi ve güzel bir yaşam kurmuş olacağız. Sokağımızda, parklarımızda, bahçelerimizde, ormanlarımızda, dağlarımızda durumu iyi olmayan hayvanlara yardım ederek böyle bir hayatın temellerini atabiliriz. Bunun için bir arada olmalıyız ve bunu hayatın bir anında yapılacak bir şey gibi değil, hayatın kendisi gibi görmeliyiz.”
Durum kötüye gidiyor
Hayvan hakları savunucuları bugünlerde ayakta. Nedeni Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ‘Hayvanları Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’. Dört Ayaklı Şehir, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), Hayvan Hakları ve Etiği Derneği, Hayvanlara Adalet Derneği (HAD), Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) gibi sivil toplum örgütleri tasarının hayvanlara adalet getirmeyeceğini ve faillere karşı etkili bir cezalandırma içermediğini belirtiyor.
Hayvan hakları örgütleri, cezasızlığın ortadan kaldırılarak hayvanlara işkence-tecavüz eden, zehirleyenlerin vatandaş-belediye görevlisi ayrımı yapılmadan cezalandırılmasını sağlayacak şekilde yeniden ele alınmasını istiyor.