Güncelleme Tarihi:
Çağan Abbasoğlu daha 15 yaşında bir lise öğrencisi. 7 yıl önce başlamış kuş gözlemine. Bu hobiyi ilk kez babasının arkadaşının çocuklarından öğrenmiş. “Çok merak etmiştim. Sonra araştırmaya başladım ve bir daha da peşini bırakmadım” diye anlatıyor macerasının başlangıcını.
Sonra kuşları tanımaya, anlamaya başladıkça çok sevmiş. “Bu işin içinde sadece kuş yok ki! Farklı coğrafyalara gidip farklı insanlar tanımak, değişik yemekler tatmak, antik kent gibi tarihi kalıntıları keşfetmek, nefes kesici doğa manzaralarını görmek var. Ama en güzeli ve renklisi tabii ki kuşlar” diyor.
Bugüne kadar 40 il görmüş. Dağlar, vadiler, deltalar, kıyılar, ormanlar, bozkırlar... “Kuşlar beni en güzel yerlere götürdü” diyor. Bu gezilerinin sonucunda her kuşçuya bu kadar genç yaşta nasip olmayacak 347 türü görüp bunların 340 civarını da görüntülemeyi başarmış. “Artık kuşçuluk camiasında tanınan biri sayılırım” diyor rakamların şaşırtıcı olduğunu söylediğimde. Gezilerin çoğunu deneyimli kuş gözlemcileriyle birlikte yapan Çağan Abbasoğlu, onlardan çok şey öğrendiğini belirterek “Eskiden beni gördüklerinde çok şaşırıyorlardı. Şimdi alıştılar” diyor. Kendisine en çok keyif vereninse nadir bir tür görmek olduğunu anlatan Abbasoğlu, en sevdiği kuşun da yine nadir bir tür olan küçük çöl toygarı olduğunu vurguluyor.
“Gezince çok şey görüyor insan. Bazen öyle bir manzarayla karşılaşıyorsunuz ki nefesiniz kesiliyor.”
“Her yerde avlanıyorlar”
Kuşların peşinden gitmek sadece gördükleri ve yaşadıklarıyla değil, hissettikleriyle de çok etkilemiş hayatını Abbasoğlu’nun. Kuşlarla birlikte bitkileri de ağaçları da tanıyıp anlamaya başlamış. “Gezince çok şey görüyor insan. Bazen öyle bir manzarayla karşılaşıyorsunuz ki resmen nefesiniz kesiliyor, bazen de doğaya yapılan zulmü görüp kendinizi çaresiz hissediyorsunuz” diyen Çağan Abbasoğlu şöyle devam ediyor: “Ben gezmeden önce canlılara ne kadar zulmedildiğinin farkında değildim. Her yerde avlanıyorlar, yaşam alanları insan tarafından daraltılıyor ve sayıları hızla azalıyor. Sadece bunlar da değil. Daha önce çöp sorununun ve suların kirliliğinin bu kadar ciddi boyutta olduğunun farkında değildim. Karşılaştıklarım bana ‘Acaba ben neler yapabilirim’ sorusunu sorduruyordu. İnsan gördükleri karşısında ister istemez bir şeyler yapmak istiyor. Mesela hep soruyorum kendime: İlkokul ve ortaokulda neden ülkemizde yaşayan canlılar anlatılmaz. Bu kadar basit bir şey gelecekte çok şeyi değiştirirdi. Çünkü insanlar birlikte yaşadıkları canlıları tanımıyor, bilmiyor. Bu yüzden de onlar yokmuş gibi yaşayıp onlara çok zarar veriyoruz.”
Çağan Abbasoğlu, kafasındaki soruların da kalbindeki duyguların da karşılığını tesadüfen bir okul gezisiyle bulmuş. Geçen yıl okulla birlikte orman yangınının doğaya etkilerini yerinde görebilmek için Muğla’nın Köyceğiz ilçesindeki Pınar Köyü’ne gitmişler. Bu bölgede yoğun olarak avcılık yapıldığını da o zaman fark etmiş. Sonrasını şöyle anlatıyor: “Köyün çocuklarının da avcılığa bakışı farklı değildi. Başta rengârenk arıkuşları olmak üzere bölgede birçok canlıya ateş edildiğini öğrendim. Önce büyüklere canlıları neden yok etmemeleri gerektiğini anlatarak onları avdan vazgeçirmeye çalıştım. Ama beni çok önemsemediler. Ben de köyün çocuklarını topladım. Hemen ne demek istediğimi anladılar. Birlikte kuş gözlemine gittik. Dürbünümü verdim, kuşları izlediler. Onlara bitkileri tanıttım ve doğayı anlattım. Etkinliğimiz bittiğinde avdan nefret eder hale geldiler. Aralarında halen kuş gözlemine devam edenler var. Beni arayıp tür soruyorlar. Bu bana çok büyük bir umut verdi.”
Yaşadıkları, ne yapması gerektiği konusunda kendisine net bir fikir vermiş: Köyleri gezip, çocuklara doğayı ve kuşları anlatıp onları kuş gözlemine çıkarmak... Sonraki hedefi okulun Tunceli’ye düzenleyeceği gezide de aynı şeyi yapmak. Ardından bu çalışmalarını köy köy yaygınlaştırmak istiyor. Son sözüyse oldukça manidar: “Çocukken eğitime başlayınca çok şey değişiyor!”
KISA KISA
Alp Dağları’nın rengi değişiyor
Yüksek çözünürlüklü uydu verileri gözlemlenerek yapılan araştırmada son 40 yılda iklim değişikliğinin Alpler’deki kar örtüsünü ve bitki verimliliğini nasıl etkilediği incelendi. Science dergisinde yayımlanan makale, Avrupa Alpleri’nin üzerindeki kar örtüsünün 1984’ten bu yana giderek azaldığını gösterdi. Araştırmacılar bunun permafrost’un (donmuş toprak) çözülmesine, yüzeyin yansıtıcılığının azalmasına, habitat ve su kaybına neden olacağı görüşünde.
Tilkilerle ‘Gece Randevusu’
Dünyanın biyolojik çeşitliliğini vurgulayan ve gezegenin karşı karşıya olduğu birçok tehdidi gösteren ‘The BigPicture Natural World 2022’ fotoğraf yarışması, kazananlarını ve finalistlerini açıkladı. Kaliforniya Bilimler Akademisi’nce düzenlenen, doğa ve koruma fotoğrafçılığı uzmanlarından oluşan bir jüri tarafından değerlendirilen yarışmanın genel klasman kazananı Kanada’da dijital reklamcılıkta çalışan amatör fotoğrafçı Andrew Interisano’nun ‘Date Night’ adlı eseri (üstte) oldu.