Güncelleme Tarihi:
Dr. Rana Beşe Sağlık Polikliniği psikiyatrı Osman Ağa Önal anlatıyor...
Anne-babalarla büyükanne-büyükbabalar arasında çatışma neden yaşanıyor?
1 - Çocuk enerji demektir. Aileye gelen bebekle beraber büyükanne ve büyükbabalara da bir enerji geliyor. Daha dinç hissediyorlar, hayat enerjileri yenileniyor ve kendilerini kaptırıp çocuğun kendi anne-babasına sormadan torunları hakkında kararlar almaya başlayabiliyorlar.
2 - Değişen dünyayla birlikte bebek bakımının doğruları, bebek oyuncakları, bezleri her şey değişti. Büyükanne-büyükbabalar da değişen dünyaya uyum sağlamakta zorlanıyorlar. Kendi bildikleri doğrulardan vazgeçmeleri kolay olmuyor. ‘Biz kaç çocuk büyüttük, hiçbir şey olmadı’ diye düşünüyorlar. Ayakta sallamak, kucakta taşımak ya da taşımamak, ağlama sınırları gibi birçok konuda kendi çocuklarıyla fikir ayrılığı yaşıyorlar.
3 - Nasıl çözülebilir?
Büyükanne ve büyükbabalar aileye yeni katılan torunun heyecanıyla birlikte tamamen duruma kendilerini kaptırıp rollerini karıştırmamalı. O sizin çocuğunuz değil, torununuz.
4 - Çocuğunuzun torununuza iyi bakamayacağından endişe etmeyin. Çocuklarınızın ebeveyn olması için onlara alan tanıyın.
5 - Herkes kendi çocuğunun bakımına devam etmeli. Çocuğunuz torununuza bakarken siz de onlara iyi birer ebeveyn olmaları için yardım edebilirsiniz.
6 - Görüşlerinizi dayatmacı olarak paylaşmayın. Fikirlerinizi paylaşmak istiyorsanız, “Biz böyle düşünüyoruz ama karar sizin” şeklinde söylemenizde fayda var.
7 - Özellikle büyükanneler kızlarının ve gelinlerinin lohusalık döneminde depresyon sebepli üzüntü yaşamamaları için daha anlayışlı olmalı. Kendi doğum hikâyelerinizi hatırlarsanız empati kurmanız daha kolay olacaktır.
Dr. Rana Beşe Sağlık Pol. çocuk doktoru Demet Özkan anlatıyor...
En çok kriz çıkaran sorunlara çözümler
8 - Yenidoğanların memelerinde şişlik olabiliyor. Büyükanneler o şişliğe süt birikmesinin sebep olduğunu düşünerek sıkılıp çıkarılmasını tavsiye ediyor. Bu, çok sakıncalı. Şişkinliğe anneden geçen hormonlar sebep oluyor. Dokunulmadığında kendiliğinden geçiyor.
9 - Bebek daha üç aylıkken ev halkının yediği çorbalardan ya da muhallebilerden verilmeye çalışılıyor. Oysa biliyoruz ki erken dönemde ek besine geçmek çocuklarda alerjik reaksiyona sebep olabiliyor.
10 - Büyükanne-büyükbabalar ek gıda geçişinde üç gün kuralını bilmeyebiliyor. İleriki dönemlerde verilecek portakal suyu, bal gibi besinler en başta verilebiliyor. Ya da “Bu çorba çok tuzsuz, bunu nasıl yesin” denebiliyor. Ancak bebek tuzun tadını bilmediğinden aslında ihtiyaç da duymuyor.
11 - Kundakla ilgili büyük sorunlar yaşanıyor. Büyükler, “Kundağı sıkı sıkı bağla ki rahat uyusun” diyor. Oysa yanlış kundak bağlamalar kalça çıkığına sebep olabiliyor.
12 - Bebeklerin kulağı ya da gözü ağrıdığında anne sütü damlatmanın iyi geleceğine dair bir düşünce var. Oysa anne sütü sadece bebek içerse faydalıdır. Aksi durumda kulakta ya da gözde olası enfeksiyonları kötüleştriebilir.
13 - Kilolu bebeğin sağlıklı bebek olduğuna inanılıyor. Ama çok kilolu bebekler ilerde obezite problemi yaşayabiliyorlar.
14 - Yeni anneye ne söylenir, ne söylenmez?
Bebeklere olduğu kadar lohusa annelere yaklaşım da çok önemli. Bu hassas dönemde yeni annelere sorulmasa/söylenmese daha iyi olacak dediğimiz cümleler var: ‘Sezaryen mi normal mi’, ‘Kaç kilo aldın, bebek kaç kilo doğdu’, ‘Sütün yetiyor mu’, ‘Sütün yarıyor mu’, ‘Emziriyor musun’, ‘İkinci çocuk ne zaman’, ‘Çok kucakta taşıma, alışmasın’, ‘Sallamadan gaz çıkmaz’, ‘Bizim zamanımızda yoktu böyle şeyler’, ‘Bunlar daha iyi günlerin’.
15 - Öte yandan yeni anneye mutlaka sık sık sorulması gereken bir soru var: ‘Nasılsın?’
16 - ‘Torunumu Beklerken’de neler var?
Programda, ‘Bebek Bakımında Doğru Bilinen Yanlışlar’, ‘Bebek ve Çocuklarda Acil Durum Uygulamaları’, ‘Yeni Anne-Baba ve Torun ile İletişim’, ‘Büyükanne-Büyükbabalık Rolü’, ‘Kuşak Çatışması’ gibi konu başlıkları yer alıyor. Kuşaklararası çocuk bakımında yaşanan anlaşmazlıkları en aza indirmek amacıyla geliştirilen eğitimler en fazla 15 kişilik gruplar halinde gerçekleşiyor. Haftanın iki günü 10.00-13.00 arasında düzenlenen programa katılmak isteyen büyükanne ve büyükbabaların 0216 418 88 30 No’lu telefon numarasından kayıt yaptırmaları gerekiyor. Katılım ücretsiz.
Mustafa Yaşar Kalkandelen (programa katılan büyükbaba):
Torunumuzdan annesi ve babası sorumlu, biz keyifli vakit geçiriyoruz
Belediyenin gazetelerinden birinde programın ilanını gördük ve eşimle torunumuza nasıl daha faydalı oluruz diye bu programa katılmaya karar verdik. Hem kendi çocuklarımıza hem torunumuza vakit ayırmak bizim için büyük bir keyif. Torunumuzla geçirdiğimiz anların mutluluğunu tarif edemem. Bu programdan çok şey öğrendik ama hem kâğıda hem kafama aldığım notlardan en önemlisi, “O sizin çocuğunuz değil, torununuz” cümlesi oldu. Biz eşimle birlikte kızımızın ve eşinin dedikleri doğrultusunda torunumuzla verimli vakit geçirmeye çalışıyoruz. Torunumuz hakkında alınacak kararlardan onlar sorumlu. Mutlaka bir şey söylememiz gerekirse, “Biz böyle düşünüyoruz ama siz bilirsiniz” diyoruz. Herkese bunu ve bunun gibi kursları tavsiye ediyorum.