Güncelleme Tarihi:
Sarı yağmurluğuyla çektiği, viral olan videosundan tanıyanlar çıkacaktır. İstanbul’dan Amasya, Göynücek’teki köyüne dönüp pandemiyi orada atlatan stil danışmanı Mutlu Karaduman (Instagram: @gorunmezkaza) şimdi doğup büyüdüğü yerde birbirinden renkli kıyafetler tasarlayarak çektiği videolarla birçok moda çekimine kafa tutuyor. Kimi zaman bir Vogue kapağını canlandırıyor, kimi zaman ünlü marka Balenciaga’nın bir defilesini köy evinde gerçekleştiriyor. Hatta zaman zaman orijinalinden daha ‘yaratıcı’ kıyafetler tasarlıyor. Videolarının ilhamını köyden aldığını söyleyen Karaduman; “Evin bodrumundaki annemin un eleği bana çekimimde şapka oluyor, sofra bezi olarak kullandığımız perdeden de kıyafet dikiyorum. Köyde hayal gücü sonsuzlaşıyor” diyor.
* Sosyal medyada paylaştığınız içeriklere nasıl karar veriyorsunuz? Neler ilginizi çekiyor?
Motivasyonum ve hayal gücüm beni nereye sürüklüyorsa onları çekiyorum. Tabii ilk kendim gülmeli ve “Vayy bee” demeliyim. Kendimi şöyle tanımlıyorum: “Arabesk ruhum&şehirli hazlarım”. Videolarımda da bunları yansıtıyorum. Videolarımda zaman zaman şiveli bir Anadolu annesi oluyorum, bazen de dünya markalarına köyünde kafa tutan bir ‘fashion killer’... Ama çok da güzel oluyorum.
* Bazen moda çekimlerine gönderme yaptığınız kıyafetleriniz orijinallerinden daha ilgi çekici oluyor. Moda sektörüne ilginiz, yeteneğiniz nereden geliyor? Kıyafetleri kendiniz mi dikiyorsunuz?
Köye yerleşmeden önce İstanbul’da defilelerde manken giydirerek başladığım moda sektöründe 2016’da Adriana Lima’ya Antalya’da bir defilede “Go Adriana” (Hadi Adriana) diyerek podyuma yolladığım bir konuma eriştim. Sektördenim yani. Aylar süren marka çekimleri yapıyordum. Bir şekilde sektöre küsüp köye döndüğümde sosyal medyada ürettiklerimle dikkat çektim. Bu işi insanları da eğlendirerek köyde neden yapmayayım? İstanbul’da aylar süren moda çekimini köyümde öğlen düşünüp ikindi vakti çekmiş bitirmiş oluyorum. O pozlarımı al, moda dergilerine koy, yeminle sırıtmaz. Köy zaten mekân açısından doğal bir plato. E, kıyafetler anamın sandığından veya geleneksel kumaşlarla kendi tasarlayıp diktiklerim. Sadece altına bir modern ayakkabı, birkaç takı... Oldu sana günümüz modası! Bu kadar basit.
* Sizi küstüren şey neydi?
Sektör keyifliydi ama beni geçindirmiyordu. Yedi seneye yakın çalıştım ama şehirli Mutlu yorulmuştu, arabesk ruhum ağır bastı. Birkaç şahsi problem de yaşadım ki çalıştığım ortamın en pamuk kişisi olarak bunu hak etmiyordum. Huzuru seçtim. Şimdi modanın kalbini köyümden attırıyorum bir başıma.
‘Şehir bir illüzyonmuş’
* Köydeki yaşam şartları İstanbul’dan daha mı kolay? Sizi kalmaya iten neydi?
Kafa dinlemek için köye döndüğümde pandemi patladı. Yollar kapandı, İstanbul’a dönemedim. Sonra köyden İstanbul’a baktım, meğer şehir bir illüzyonmuş. Vaktin değersiz olduğu, her şeyi ertelediğimiz bir karmaşaymış. Köy beni her anlamda çok besledi. İşim fikir üretmek. Mesela buradan evin bodrumundaki annemin un eleği bana çekimimde şapka oluyor, sofra bezi olarak kullandığımız perdeden de kıyafet dikiyorum. Hayal gücü sonsuzlaşıyor.
* Köylüler sizi çekim yaparken ilginç kıyafetlerle gördükleri zaman şaşırmıyorlar mı? Nasıl tepki veriyorlar? Size taktıkları bir isim var mı?
Artık şaşırmıyorlar, o eşiği atladık. Hatta köyümdeki herkes çekimim için bir ‘cast’ adeta. O saçmalıkları güle oynaya birlikte yapıyoruz. Ben, annem, kuaför Nevruz, komşum Şükran, Gözdek bacım. Bir çekimimde kepçe lazımdı, o karda kışta muhtarımız sağ olsun kepçeyi buldu. Çamurlu, karlı tarlada bata çıka kepçede çekimi yaptım. Burada bana takılan bir isim yok ama pandemide Bartu (Küçükçağlayan) ve Melikşah (Altuntaş) ‘Mücbir Sebepler’de her cumartesi bana bağlanıp moda yorumu alıyordu. Bartu hep “Modanın kalbi Göynücek’ten Mutlu” derdi.
Karaduman 2019’da yayımlanan Kris ve Kylie Jenner’lı Harper’s Bazaar kapağını annesi Emine ile canlandırdı.
‘Dikilecekse dikiyorum, mekânsa dağ bayır, en iyisini buluyorum’
* Sosyal medyada sizin gibi moda çekimlerini canlandıranlar var mı? Sizin farkınız ne?
Benim farkım galiba emek harcamam. Dikilecekse dikiyorum, tasarlanacaksa tasarlıyorum. Mekânsa dağ bayır dolanıp en iyisini arıyorum.
* Kendi yaptığınız tasarımların içinden en çok içinize sinen, en orijinal bulduğunuz hangisi?
Evore perdeler vardır, bilirsiniz. Eskiden her evde olan nostaljik bir perde... Ondan bir takım diktirdim kendime. Bir de duvar halısından mont ve şort tasarlayıp diktirdim. İkisi de benim için çok özel. Hatta bir gün bir davete, bir organizasyona katılırsam, içimde ukdedir, onlardan birini giyip iştirak edeceğim.