Koronavirüs beynimize ne yapıyor?

Güncelleme Tarihi:

Koronavirüs beynimize ne yapıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2022 07:00

Mart 2020’den beri dünyanın gündeminde olan koronavirüs pandemisi hakkında her gün yeni bilgiler öğreniyoruz. Yapılan son bilimsel araştırmaların ardından şu sıralar en çok konuşulan konuysa hastalığı geçiren kişilerde görülebilen ‘beyin küçülmesi’. Peki, nedir beyin küçülmesi? Beyin sisinden farkı nedir? Bu durumu yaşayanlar nelere dikkat etmeli? İşin aslını astarını uzmanlara sorduk, beynimize iyi gelecek öneriler aldık.

Haberin Devamı

Beyin sisi ne demek?

Nöroloji Uzmanı
Prof. Dr. Ayhan Öztürk

Beyin sisi çoğunlukla bilişsel fonksiyonların kısıtlanmasını ve birçok bulguyu aynı anda içeren bir terim. Unutkanlık, dikkat dağınıklığı, konsantrasyonun azalması, kelime bulma güçlüğü, düşünce dağınıklığı, uyuma istekliliği veya uykusuzluk, stresi yönetememe, kolay ve çabuk sinirlenme gibi bulgularla kendini belli eder. Bu yakınmaların birkaç tanesi veya hepsi bir arada olabilir ve çoğunlukla yorgunluk ve uyku problemleri de eşlik eder. Bulguları yaşayanların mutlaka tıbbi kontrolden geçmesi ve herhangi bir kan değeri eksikliğinin tedavi edilmesi gerekir. Tedavisinde de rafine şeker ve karbonhidrat tüketimini azaltmak, düzenli egzersiz ve beslenme, sigara içmemek ve doktorunuzun önereceği bazı destek ilaçlar durumun daha kolay atlatılmasını sağlayacaktır.

Haberin Devamı

Koronavirüs beynimize ne yapıyor

‘Omikron geçirenlerde beyin küçülmesine daha az rastlanıyor’
Nöroloji uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz

Koronavirüsün alzheimer benzeri unutkanlık belirtilerine yol açmasının başlıca nedeni bağışıklık tepkisi. Hastalığın yol açtığı yoğun bağışıklık aktivitesi, beyinde ve beyni besleyen kan damarlarında yüksek düzeyde iltihaplanma yapar. Bu da bilişsel hasara neden olabilir.
Antikorların yanlışlıkla sinir hücrelerine saldırması, yani otoimmün reaksiyon da gelişebilir. Bu gibi bağışıklık tepkileriyle hasar görmüş olan sinirler, yanlış sinyaller gönderdiğinde beyin sisine ek olarak karıncalanma veya uyuşma belirtileri dahi ortaya çıkarabilir.
Yoğun bakım ünitesinde kalma ve travma sonrası stres bozukluğu da koronavirüs kaynaklı bilişsel düşüşe katkı sağlayan faktörler. Hastalığı daha siddetli geçirenlerde koku ve hafıza merkezinde küçülme gözlenmiş. Bu, koku alamayanların beyinleri küçüldü demek değil.
Virüs, koku siniri yoluyla beyne ulaştığında, koku sinirinin aldığı yol boyunca temporal ve frontal beyin bölgelerine zarar veriyor. Bunlar bilişsel işlevler için önemli bölgeler. Uzun vadede beyin küçülmesinin alzheimer hastalığı riskini arttırıp arttırmayacağı merak konusu ama bilişsel işlevlerde sorun yaşayacağımızı ve bunun sıklığının artacağını net olarak söylemek mümkün. Omikron varyantını geçirenlerde beyin küçülmesine daha az rastlanıyor.

Haberin Devamı

‘Koku kendi kendine geri gelir diye beklemeyin’
KBB UZMANI Prof. Dr. Aytuğ Altundağ

İlk COVID-19 vakalarında ve daha sonra çıkan Delta varyantında çok fazla koku kaybı ve koku alma bozukluğu görüyorduk. Ancak Omikron varyantında daha çok boğaz enfeksiyonları ve burun tıkanıklığı şikâyetleri oldu.

Koronavirüs beynimize ne yapıyor


Burun tıkanıklığı olmasına rağmen, koku bozukluğu Delta varyantına göre çok az oranda oldu. Omikron varyantında, Delta enfeksiyonlarına göre neredeyse dört kat daha az oranda koku kaybı görmeye başladık. Şimdiyse Omikron varyantının bir alt varyantı olan BA.2 çıktı. Bu varyantta hastaneye yatış oranları çocuklarda ve yaşlılarda biraz daha yüksek, daha kolay bulaşıyor fakat koku alma bozukluğuyla ilişkisi Omikron ana varyantından farklı değil.
COVID-19 enfeksiyonunda koku alma bozukluğu oluşmuş kişilerin yaklaşık yüzde 80’inde karantina süresi bitene kadar koku duyusu geri geliyor. Asıl sorun, bu süre zarfında geri gelmeyenlerde. Eğer koku kaybı olan kişide karantina süresi bittikten sonra koku hâlâ geri gelmiyorsa kendi kendine gelir diye beklememek lazım. Mutlaka koku laboratuvarı olan, koku fonksiyonlarının değerlendirilebileceği, koku testleri yapılabilen bir klinikte değerlendirilmeleri; ne tür bir koku alma bozukluğu var, sadece koku alamama mı var, kokuları olduğundan az mı alıyor ya da kokuları olduğundan farklı mı algılıyor, bunlara bakmak lazım. Sonrasında da koku egzersizi tedavileri, gereken durumlarda da ilaç tedavileri uygulanmalı. ‘Bekle gör’ politikasına girdiğimiz zaman hem süreç uzuyor hem de beyin bu sırada kokuları yanlış öğrenebiliyor. Bu da iyileşme kalitesini çok etkiliyor.

Haberin Devamı

Uzun COVID’e dikkat!
Göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Mehmet Aydoğan

Uzun COVID, bağışıklık sisteminin uzamış aktivasyonuyla ilişkili bir durumdur. Beşten fazla başlangıç semptomunun olması, başlangıç döneminde hastalığın şiddetli olması, ileri yaş, cinsiyetin kadın olması, eşlik eden kronik hastalıklar, geçmişte yaşanmış psikiyatrik rahatsızlıklar... Bunlar, yapılan çalışmalarda en başta sıralanan risk faktörleridir.

Koronavirüs beynimize ne yapıyor

Okul başarısı aniden düşerse asemptomatik COVID-19 akla gelebilir.

Her ne kadar hastalığı ağır geçirmiş olmak uzun COVID için bir risk faktörü olsa da asemptomatik geçiren gençlerde ve çocuklarda da uzun COVID belirtileri görülebileceği unutulmamalı. Özellikle okul çağındaki gençlerde okul başarısının aniden bozulması akla asemptomatik COVID geçirme olasılığını getirmelidir.
Uzamış COVID sendromu kişinin günlük yaşamını, hayat kalitesini ve sağlığını etkileyen bir durumdur. Ayırıcı tanısı, mutlaka takip eden hekim tarafından yapılmalıdır.
Ortaya çıkan bulguların COVID-19 enfeksiyonundan sonra oluşabilen hastalıklarla ve tanısı henüz konulmamış kronik hastalıklarınızla karışabileceğini
unutmayın. Örneğin COVID-19 enfeksiyonu altta yatan genetik ve çevresel risk faktörleriyle birlikte, tromboembolik (damar içinde pıhtı oluşumu) olaylar için bir risk faktörüdür. COVID-19 sonrası oluşan nefes darlığı ve öksürük, uzamış COVID’in bir belirtisi olabileceği gibi; pulmoner emboli gibi akciğer damar yatağında oluşan pıhtının habercisi de olabilir. Bu nedenle uzamış COVID tanısı, takibi ve tedavisi mutlaka bir hekim gözetiminde yapılmalı.

Haberin Devamı

‘Sosyalleşmek çok önemli’
Nöroloji uzmanı Dr. Sevda Sarıkaya

Beyin atrofisinin (beyinde küçülme) bir tek bulgusu yoktur. Beynin her bir alanı, bir ya da birkaç spesifik fonksiyonda baskın olmak üzere görevlidir. Hangi bölgede hücre ölümü kompanse edilemeyecek düzeydeyse o bölgenin fonksiyonu bozulur. Örneğin, alzheimer hastalığında önce hafıza alanları etkilendiği ve hücre ölümü artık kompanse edilemez hale geldiği için hafıza problemleri baş gösterir. Sonra diğer alanlara yayılmasıyla birlikte diğer beyin fonksiyonları da bozulur. Yani beyin atrofisi, birçok nedeni olabilen, zihinsel fonksiyonların gerilemesine yol açan çok geniş bir başlıktır. Sonuçta varacağı durak da demanstır.
Demans, zihinsel yetilerin gerilemesiyle kendini gösteren bir sendromdur. Birçok nedeni vardır. Yeni çalışmalar ileride COVID-19’un da bir demans risk faktörü olarak literatüre geçeceği yönünde. Çalışma alanı demans olan bir nörolog olarak gelişmeleri yakından takip ediyorum. Tecrübelerim de sonuçlarla paralel. Mevcut demans hastalarımdan COVID-19 geçirenler hızlıca evre atladılar.
COVID-19’un beyin tutulumuyla ilgili birçok yayın var. En kuvvetli çalışmalar geçen günlerde yayımlandı. Biri, koronavirüsten vefat eden hastaların beynine yapılan otopsiydi. COVID-19 hastalarının beyninde, aynı alzheimer ve diğer tür demans hastalarında olduğu gibi tau (bir çeşit protein) yumakları gözlendi. Diğer çalışmaysa geçen haftalarda Nature’da (bilim dergisi) yayımlandı. Onun sonuçları biraz ürkütücü. Çünkü hafif COVID-19 geçiren kişilerin de dahil edildiği 402 (sadece 15’i hastaneye yatma gereği duymuş) kişinin beyin görüntülemeleri tarandığında, beyinde küçülme gözlenmiş. Normalde yaşlanmayla beraber her yıl yüzde 0.2-0.3 arası beyinde gri madde kaybı normal karşılanırken koronavirüs geçirmiş vakalarda gri madde kaybının yüzde 2’lere varabildiği saptanmış. COVID-19 özellikle beynin koku alma alanını etkilediğinden, o da hafıza alanlarına yakın olduğundan, hafıza problemleri bu vakalarda zaten görülebiliyordu. Bir kısım vakada tamamen düzelme gözlenirken bir kısım vakada halen şikâyetler devam ediyor.
Bu vakalar, gelecekteki demans riski açısından takip edilmeli. Kendimizi ifade yeteneğimiz birçok durumda bozulabilir. Ama konu COVID-19’la birlikte gelişen ‘beyin sisi’ denen durumsa, bu bazen geçici olabiliyor. Fakat takibi gerekli.

Haberin Devamı

Yaşlandıkça öğrenmeyi arttırın

Sadece koronavirüs geçirenler değil, herkes ileride beyin atrofisiyle seyreden demansiyel sendromlar için adaydır. Bunun için yapılması gereken, yaşam tarzı değişiklikleridir. Hazır gıdalar, fast-food tarzı beslenme, gençlikten başlayarak buna zemin hazırlıyor.
Akdeniz tipi beslenme, beyin için koruyuculuğu kanıtlanan tek beslenme türüdür. Meyve, sebze, balık, baklagiller, kabuklu kuruyemişler... Türkiye bu açıdan şanslı ülkelerden. Yaşla birlikte beyin fleksibilitesi eskisi gibi olmaz. Bu nedenle yaşla birlikte öğrenmeyi azaltmak değil, aksine arttırmak gerekir. İçinizde kalan herhangi bir şeyi yapabilirsiniz. Yeniden üniversiteye bile yazılabilirsiniz. Yeni bir enstrüman çalmayı veya dil öğrenebilirsiniz. Her yeni öğrenilen şey beyinde yeni nöronal bağlantılar oluşturuyor. Beynin kendini yenilemesi hiç durmuyor.
Sosyalleşmek çok önemli. Sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirmek ve tabii ki hareket etmek. En azından düzenli doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!