Güncelleme Tarihi:
Bir yol düşünün virajlı, engebeli. Virajlar bittiğinde sol tarafınıza bir bakıyorsunuz; bembeyaz çiçeklerle dolu ağaçlar size “Hoş geldin” diyor. Datça’da yüzlercesi, binlercesi pembe-beyaz çiçekler açmış badem ağaçları hayallerden bile güzel.
Ocak sonunda açmaya başlayan bu ağaçların en hoş yanı da bu: Kış tüm sertliğiyle kendini hissettirirken onlar “Moralini bozma, bu karanlık havalar geçecek, baharın gelişi yakın” diyorlar. “Bir badem ağacı gibi / İçimdeki karanlığı patlatacağım”...
Datça âşığı Can Yücel’in de dediği gibi badem ağacı kış karanlığını patlatıyor, dağıtıyor. Deniziyle, yeşiliyle, eski taşevleriyle ünlü Datça’da badem ağaçlarının bu güzelliği bir festivalle kutlanıyor. Bu yıl 8-10 Şubat’ta ikinci kez düzenlenen Badem Çiçeği Festivali’ne ilgi büyük. İstanbul, Antalya ve Muğla’nın diğer ilçelerinden yüzlerce kişi, kış ortasında baharı selamlamaya gelmiş.
Festival, Datça merkeze, Eski Datça’ya ve Palamutbükü’ne yayılmış. En büyükleri Datça merkezde bulunan Cumhuriyet Meydanı’na kurulanı. Belediyenin desteğiyle büyük bir sahne ve ses sistemi kurulmuş. Bu sahnede üç gün boyunca konserler, balcılık ve badem yetiştiriciliği konulu paneller, dans gösterileri, atölyeler seyircilerle buluştu. Festivali esas olarak panayır yerine çevirense uzun stantlar oldu. Aralarında seramikten takı yapanlardan tahtaya şekil verenlere, kendi bahçesinde yetiştirdiği ürünleri, ürettiği balları, reçelleri satanlardan Datçalı yazarların kitaplarının yer aldığı edebiyat noktalarına kadar festival alanında yok yoktu. Ama tabii en çok ilgi gören stantlar festivalin esas yıldızı bademlerin satıldığı masalardı.
Acelen varsa ne işin var Datça’da?
İlçe, ziyaretçilerine müthiş bir dinginlik ve huzur vaat ediyor. Normalde kışın kapalı olan tüm restoranlar, kafeler ve dükkânlar festival haftasında açılmış. Cumhuriyet Meydanı’ndaki festival alanı çok kalabalık olsa da Datça sokaklarında sakinlik sürüyor. Ufak kafelerde oturup denize bakmak, sahilde yürüyüş yapmak zaten buraya gelmek için başlı başına bir sebep. Datça sokaklarında, dükkân önlerinde sık sık “Acelen varsa ne işin var Datça’da?” yazısını görmek mümkün. Hızlı hızlı değil, yavaş gezeceksiniz Datça’yı. Merkeze 2.5 kilometre uzaklıktaki Eski Datça, taş evleri, dar sokaklarıyla en turistik noktalardan. Can Yücel’in evi ve Can Yücel Sokağı festival haftasında epey kalabalık. Yine de farklı sokaklara, buradaki badem bahçelerine girdiğinizde o Datça huzurunu hissedebiliyorsunuz. Eski Datça’nın dışında yine arabayla ulaşılabilen Palamutbükü, Ovabükü ve Hıyatbükü Datça’nın en güzel koyları... Eğer daha da fazla badem ağacı görmek isterseniz Hızırşah Köyü’ne doğru giderken arabayı kenara çekip kendinizi bahçelere atmanız yeterli.