Güncelleme Tarihi:
Ada doğanı (Falco eleonorae)
O da insan kalabalığını sevmiyor
Marmara Adaları, Karaburun ve Ildır körfezi, Bodrum Yarımadası, Datça ve Bozburun yarımadalarının kıyılarındaki kayalıklarda yaşıyor. Bu alanlardaki sayılarının 500 civarında olduğu düşünülüyor. Sayısının bu kadar azalmasının nedeni ise turizm için yapılan altyapı çalışmaları, yol ve kıyılardaki inşaatlar, ve yaşam alanlarındaki insan faaliyetleri. Bütün bu olumsuzlukların sonucu ise onların sahillerden giderek uzaklaşması...
Tepeli karabatak (Phalacrocorax aristotelis)
En eski Alaçatılı
Kullandığı sahiller Alaçatı’dan başlayıp Sinop Yarımadası’na kadar uzanıyor. Nüfus büyüklüğünün 2 bin 500 kadar olduğu sanılıyor. Sadece deniz kıyısında, özellikle de kayalık kıyılarda yaşıyor ve yarlardaki oyuklara yuva yapıyor.
Mavi yengeç (Callinectes sapidus)
Lezzeti başına bela
Arama motoruna ‘mavi yengeç’ yazdığınızda karşınıza nasıl lezzetli olduklarını anlatan sonuçlar çıkacak. Bu bile bu canlıyla ilişkimizi ortaya koymaya yetiyor. Bu yengeç türü Türkiye’de özellikle Muğla ve Antalya gibi güney kıyılarımızın yanı sıra artık Ege kıyılarında da görülebiliyor.
İribaş denizkaplumbağası (Caretta caretta)
Biraz saygı
Türün popülasyonu insan kaynaklı nedenlerle tehlike altında. Akdeniz’de yaklaşık 2 bin dişinin yuvaladığı tahmin ediliyor. Türkiye için yuvalama dönemleri mayıs ayının ortasından ağustos başına kadar devam ediyor. Temmuz ortasında başlayan yavru çıkışları ise Eylül sonuna kadar sürüyor. Batıda Ekincik’ten en doğuda Samandağ kumsallarına kadar tüm güney sahillerimizde yuvalamasına rastlamak mümkün.
Hayalet yengeç (Ocypode cursor)
Kumsaldaki deliklerin sahibi
Hani kumsallarda gördüğümüz, çocukların genellikle “İçinde ne var” diye tahrip ettiği delikler vardır ya! İşte onlar hayalet yengeç yuvaları. 2007 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yayımladığı Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı’nda ülkemiz Akdeniz kıyılarında bulunan hayalet yengeçlerin neslinin tehdit altında olduğu belirtilerek, Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (Bern Sözleşmesi) ile koruma altında alındı.
Sahilde bir fok varsa orası onundur
Prof. Dr. Halit Filiz Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi
Bazen, doğanın önemini anlamak biz insanlar için zor. Çünkü insan olarak bizler, içinde kendi seçtiğimiz bitki ve hayvanların olmasına izin vererek tasarladığımız şehirlerde yaşıyoruz. Ama temiz su, besin kaynakları, hayatı paylaştığımız diğer canlılar ve tüm insanlığın ortak hakkı.
Sayısı hızla artan insan türü, diğer canlıların yaşam alanları üzerinde muazzam etkilere sahip... Ancak bu etkilerin maalesef çok azı olumlu! Örneğin Akdeniz foku... Denizlerde yaşamasına karşın, güneşlenmek ve yavrusuna bakabilmek için karaya muhtaç. Göç ederler ama mutlaka belli koylar, kumsallar, mağara veya mağaracıklar yuva alanları, sığınaklarıdır. Yani 15 milyon yıldır oluşmuş olan alışkanlık ve ezberleri var. Aslına bakarsanız, foku gördüğünüz her alanın bir sahibi varsa o da foktur. Yapılabilecek en yararlı hareket ise oradan uzaklaşmak, foku ve yaşam alanını rahat bırakmaktır.