Güncelleme Tarihi:
Writers and Illustrators of the Future (Geleceğin Yazarları ve İllüstratörleri), Türkiye’de fazla bilinen bir yarışma değil. Irmak Çavun, bu ödülü kazanan ilk Türk. Irmak ve hikâyesine bakmadan önce yarışmayı tanıyalım. 37 yıl önce bilimkurgu yazarlarıyla başlayıp daha sonra illüstratörler kategorisi de eklenen Writers and Illustrators of the Future, bilimkurgu alanında uluslararası çapta en prestijli hikâye ve çizim yarışmalarından biri. Bilimkurgu yazarı ve ölümünden sonra bir dine dönüşen Scientology’nin ‘mucidi’ L. Ron Hubbard tarafından başlatılmış.
Her yıl dört etap yapılıyor. Ve her çeyrek tur için üç çizer ve üç yazar seçiliyor. Yılın sonunda 12 yazar ve çizerin hikâyelerinden bir kitap oluşuyor. Bu kitap her yıl The New York Times çok satar listesinde zirvede oluyor.
Yarışmadan henüz Bursa’da bir lise öğrencisiyken haberdar olan Irmak Çavun, aslında üniversite ve burs araştırmaları yapıyormuş o sırada... Yarışmaya katıldıktan sonra araştırmaları sonucunda başvurduğu RISD’ye (Rhode Island School of Design) yani ABD’nin en iyi sanat okuluna da kabul edilmiş. Bir yıl orada eğitim gördükten sonra da USC’nin (University of Southern California) oyun tasarımı programına transfer olmuş. IMGD (Interactive Media and Game Design), yüzde 1 kabul oranıyla bu alanda dünyanın bir numaralı okulu. Yani bir çeşit Şampiyonlar Ligi oyuncusu.
‘SANAT GERİ İTİLİYOR’
En başa dönüp Irmak’a ailesini ve nasıl keşfedildiğini soruyoruz. “Ailem 4 yaşımdayken oturan bir köpek çizdiğimi ve çizimin yaşım için çok ileri olduğunu anlatır. Çizmeye devam edince beni bir üniversitenin sanat bölüm başkanına götürmüşler. Görüştüğümüz kişi aileme beni bir kursa göndermemelerini tavsiye etmiş.” Burada durup sebebini soruyoruz. Yaratıcılığı körelmesin diyeymiş... Bir de anne-babaya ellerinden geldiğince sanat malzemesi alıp gerisini Irmak’a bırakmalarını söylemiş aynı profesör. “Ve ben bu şekilde büyüdüm, ailemin bana sağlayabildiği kadar resim malzemeleri ve çizmek için boş zamanla” diyor Irmak.
Ailesinden destek görse de okulu maalesef desteklememiş Irmak Çavun’u... “Türkiye’de eğitim sistemi sanatla alakalı her şeyi geri iten ve sanata değer vermeyen bir sistem” diyor ve şunları anlatıyor lise hayatıyla ilgili: “Fen/Anadolu liselerinde sanattan yoksun kalıyorsun, konservatuvara gidersen de dil gibi bazı diğer önemli derslerden... Tabii bir de ‘Matematik, fen yapamadığı için sanat yapıyor’ düşüncesi var. Mezun olduğum lisede de maalesef birkaç öğretmen dışında asla yaptığım şeylere değer verildiğini hissetmedim.”
Harika bir ödül, iyi bir eğitim derken hedefini soruyoruz Irmak’a, çıtayı yükseğe koyuyor. İşletme-finans ve oyun tasarımı eğitimini birlikte tamamlamak ve kendi oyun şirketini kurmak istiyor: “Oyun endüstrisinin şu anki büyük şirketlerden daha iyilerine ihtiyacı var. İşyerinde cinsiyet eşitsizliğinin olmadığı, daha büyük kitlelere daha fazla sempatiyle erişebilecek şirketlere... İllüstrasyon ve sanat, hayatımda çok önemli ama kendim bir meslek olarak yapmaktansa bu tecrübeyi bunu meslek olarak yapan ve yapmak isteyenlerin yanında durmak için kullanmayı tercih ederim.”
‘RÜYA GİBİ BİR GECEYDİ’
Ödül töreni Hollywood’daydı ve Irmak da kırmızı halıdaki röportajdan sahnedeki konuşmaya kadar her aşamada çok sempatik ve çok hazırlıklı görünüyordu. Üç kere ertelenmiş ve bu kez de ertelenirse artık yapılmayacağı söylenmiş törenin. Irmak başta endişelenmiş ama “Şimdi olması çok iyi oldu çünkü annem ve babam yanımdaydı” diyor.
Önceki ödül törenlerini izleyip nasıl bir şey olacağını görmüş, sonra da kıyafetini seçmişler. Kalanını şöyle anlatıyor: “Törene 4-5 saat kala profesyonel makyaj ve saç tasarımcıları hazırlanmamıza yardım ettiler. Hollywood Roosevelt Hotel’den limuzinle tören binasına götürüldük. Saati saatine yapılacaklar belliydi. Hatta bir gün önceden prova yaptık. Rüya gibi bir geceydi ve böyle bir tecrübeyi ailemle yaşadığım için çok memnunum.”