Güncelleme Tarihi:
Bobi ile 4.5 yıldır beraberiz. Onu sahiplendiğimde 4-5 yaşında demişlerdi. Özen gösterilmediği belli (ne sever diye sorduğumda ‘tuzlu fıstık’ diye cevap vermişlerdi mesela), ürkek bir köpekti. Biz onu çok sevdik, o da bizi; alıştı, mutlu bir köpek oldu. Hep şahane baktığımızı düşündüm. Maması kaliteli, yürüyüşleri düzenli, giysileri şık. Tatiller, gezmeler…
Derken birkaç hafta önce öksürür gibi sesler çıkarmaya başladı. Önce boğazına bir şey kaçtı sandım. Ama geçmedi. Ertesi gün daha da arttı öksürükler, gece nefesi fenalaştı. Hiçbir yerde rahat edemiyor, inler gibi sesler çıkarıyordu. Ertesi sabah erkenden veterinere gittik. Veterinerimiz kalple ilgili olabileceğini ve derhal bir uzmanın görmesi gerektiğini söyledi. Bu arada her veteriner kalp konusunda uzman olmak zorunda değil. Ama benim gibi şanslıysanız, sizi işin uzmanına yönlendirecektir.
Veterinerimizin de önerisiyle İstanbul Alkent’teki Terapist Veteriner Kliniği’nden Dr. Hadi Alihosseini’ye ulaştık. Randevuları doluydu ama Bobi’nin durumunu anlatınca acil hasta olarak kabul ettiler. Veterinere gitmenin stresiyle kalbi ve nefesi daha da hızlanan Bobi’yi hemen oksijen odasına koydular. “Sağlıklı bir muayene için sakinleşmesi gerekiyor” dendi. Üç saat kadar sonra doktorun odasındaydık.
Ciğerlerde ödem
Bobi muayene masasına kondu, ayaklarına birtakım şeyler takıldı. Doktor elindeki aleti Bobi’nin kalbinin oralarda dolaştırdı ve hop! Bobi’nin içinde ne varsa ekrana yansıdı. Sonra Dr. Hadi Bey bana dönüp “Hayvan bu hale gelene kadar siz neredeydiniz” dedi.
Meğer kalbi kocaman olmuş.
1.5 santim olması gereken kalp kapakçığı 4.5 santime ulaşmış.
Kalp büyüyünce akciğerlere baskı yapmış, ciğerler ödemle dolmuş…
Hemen müdahale edildi. Geceyi oksijen odasında geçirdi. Saat başı idrar söktürücü iğne yapılarak ödem boşaltıldı, ilaca başlandı. Ve Bobi ertesi gün biraz kendine gelmiş halde bana teslim edildi. Artık hayat boyu kalp ilacı ve idrar söktürücü kullanacak.
Erken teşhis hayat kurtarıyor
Bu olay nasıl başıma geldi diye araştırırken baktım ki tek değilim. Birkaç gün içinde tanıdığım dört kişinin benzer şeyler yaşadığını öğrendim. Ve başka köpek sahipleri yaşamasın diye Dr. Hadi Alihosseini ile tekrar konuşmaya karar verdim.
* Köpeğin kalbinde problem olduğu nasıl anlaşılır?
Nefes nefese kalması, öksürük ve erken yorulma en açık belirtilerdir. Sıcak havalarda daha çabuk fark edilir.
* Küçük köpeklerde yaygın mı?
Hayır, sadece 15 kilonun altındakilerde kapakçıkla, üzerindekilerde kalp kasıyla ilgili rahatsızlıklar daha sık görülüyor.
* Özellikle melez cinsler risk altında diyebilir miyiz?
Tam olarak böyle bir şey yok. Ama bazı cinslerde birtakım hastalıklara karşı bir yatkınlık var. Mesela Cavalier cinsi genetik olarak kalp hastalığına yatkın. Bunun dışında kaçak üretim de bu tip bir yatkınlığı sonraki nesle taşıyor. Yurtdışında yetiştiriciler, hasta hayvanı kısırlaştırır ve üremesini engeller. Ama bizde buna dikkat edilmiyor.O yüzden sahiplenilen yavrunun ya da yetişkin her hayvanın ilk önce ve mutlaka kalp muayenesinden geçmesi gerekiyor.
* Belirti yoksa da kalp muayenesi gerekli mi?
Kesinlikle gerekli. Cavalier cinsi köpeklerde 3, diğerlerinde 5 yaşında mutlaka check-up yaptırılmalı. Kalp vücudun en önemli ama iyileştirmeye de en açık organı. Erken teşhis gerçekten de hayat kurtarıyor. Gereken takviyeleri, düzenlemeleri yaparak kedilerde ömrü 3 bin, köpeklerde 5 bin 736 güne kadar uzatabiliyoruz. Aksi takdirde hayvan bize zaten kalp hastası olmuş durumda geliyor.
* Kalp hastalığı kedilerde de görülüyor mu?
Köpeklerden çok daha sık görülüyor. Üç ila altı kediden biri kalp hastası. Dolayısıyla kalp muayenesi çok önemli.
Nefesini takip edin
* Köpek derin uyurken karnının bir dakika içinde kaç defa inip kalktığını sayın. Nefes sayısı 20-25’in üzerindeyse bir kardiyoloğa görünmesi şart!
* BARF yani çiğ besleme son dönemde çok popüler. Ama Dr. Alihosseini, böyle beslenen köpeklerde kalp hastalığına sık rastladıklarını belirtiyor.