Güncelleme Tarihi:
Copa America finali... 2016. New Jersey’deki Metlife Stadyumu... Lionel Messi turnuvada beş gol atarak yıldızlaşmıştı. Kupayla arasındaki tek engel finaldeki rakipleri Şili’ydi.
Karşılaşmanın normal süresi de uzatmalar da 0-0 sonuçlandı. Penaltı atışlarının ardından kupa Şili’ye gitti. Arjantin adına penaltı atışlarından birini kaçıran da takımın yıldızı Messi’ydi.
Henüz 29 yaşındaydı. Ancak bu milli takım formasıyla kaybettiği dördüncü finaldi. İdolü, ülkesinin kahramanı, futbolun medarı iftiharı Diego Armando Maradona’ya ‘yetişebilmek’ için bir kupa kazandırmak istiyordu ama olmuyordu işte!
“Karar anı benim için çok zordu. Soyunma odasında milli takımdaki kariyerimin bittiğini anladım. Arjantin’in şampiyon olması için elimden geleni yaptım ama başaramadım” sözleriyle milli takıma nokta koyduğunu söyledi.
Kulüp kariyerinde blöfe ihtiyacı yoktu!
Futbolda turnuva bitmez, doğal olarak umut da... Ayrılma kararının üzerinden iki ay bile geçmeden Messi yeni bir açıklama yaparak mavi-beyazlı formayı tekrar sırtına geçireceğini açıkladı. Hedefi 2018’de Rusya’da düzenlenecek Dünya Kupası’nı kazanmaktı.
Kupa elemeleri için milli takıma döndü ama bu maceranın da hüsranla biteceğini henüz bilmiyordu. Kimse bilmiyordu. Rusya’ya büyük bir umutla gittiler ama ‘dünya şampiyonu’ olarak kupayı evine götürecek Fransa tarafından turnuva dışına itildiler. Messi bir kez daha milli takımı bıraktığını açıkladı.
Arjantin formasıyla ilişkisi ‘uzatmalı sevgili’ gibi bir küs, bir barışık... Ancak kulüp kariyeri, Barcelona’da ‘şimdilik’ sorunsuz ilerliyordu. Burada blöf yapmaya, ‘Giderim ha!’ demeye ihtiyacı yoktu.
Barcelona’yla gönül bağı var
Futbolseverler çok iyi bilir ama bu güzel oyunu tutkuyla takip etmeyenler için biraz geriye saralım ve Messi ile Barcelona arasındaki ilişkiyi hatırlayalım...
Lionel Andrés Messi Cuccittini, 24 Haziran 1987’de Arjantin’in Rosario şehrinde dünyaya geldi. Arjantinli hemen herkes gibi çocukluğunu futbol topuyla geçirdi. Ancak bir sağlık sorunu vardı. Büyüme hormonu eksikliğinden mustaripti. Üstelik ailesi bu sorunun tedavisini karşılayacak durumda değildi. Arjantin’in büyük futbol kulüpleriyle görüştüler ancak kimse bu tedavinin masraflarını karşılamaya hevesli olmadı.
Babası Jorge ile Avrupa kulüplerinin kapısını çalmaya başladılar. İspanyol ekip Barcelona bu kısa ve incecik çocuğun yeteneklerinin farkına varan ilk ekip oldu. Tedavi masraflarını üstlenmeye de hazırlardı.
Messi, 13 yaşında, 2000’de Barcelona’ya imza attı. Bir yıl sonra da kulübün ünlü altyapı akademisi La Maisa’ya kabul edildi. Bu tarihten sonra da bordo-mavi formadan başka bir kulüp forması giymedi. Ağustos ayının sonunda güncellenen istatistiklere göre Barcelona formasıyla 742 maça çıkmış, 642 gol atıp 225 asist yapmıştı. Müzedeki 32 kupada emeği vardı. Ve bir sezonda en fazla gol atan oyuncu olarak ‘Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdırmıştı. Altı kez Altın Ayakkabı, dört kez Altın Top ödülüne değer görülmüştü...
2004’ten bu yana Messi, Barcelona’nın kralı! Kupalar, ödüller bir kenara, taraftarın da sevgilisi... O, İtalyanların deyimiyle bir ‘bandiera’, yani bayrak adam... Maldini, Baresi, Carragher, Baba Hakkı, Süleyman Seba, Totti gibi tüm kariyeri boyunca tek forma giymiş, kulübüyle özdeşleşmiş bir isim.
‘Ayrılık da sevdaya dahil’ mi?
Ancak son günlerde İspanya’dan ayrılmayı düşünüyordu. 2020-21 sezonu öncesinde rutin sağlık kontrolüne girmedi, antrenmanlara çıkmadı. Babası, kulüp başkanı Bartomeu ile görüştü, sonuç alamadı. Çıkan haberlere göreyse o, eski Barcelona teknik direktörü Pep Guardiola’nın çalıştırdığı Manchester City’ye gitmek istiyordu.
Tüm bunlar olurken Barcelona taraftarıysa Nou Camp stadyumunun kapısında nöbetteydi. Hatta birkaç gün önce güvenlikleri aşıp stadyumun içine de girdiler ve başkanın istifasını istediler. Çünkü onlara göre suçlu Bartomeu idi! Onları, zorla sevgililerinden ayıranın başkan olduğunu düşünüyorlardı. Peki, gerçekten öyle mi?
Kararlara ne kadar etki ediyordu?
Neredeyse son 10 yıldır Soğuk Savaş yıllarındaki ‘iki kutuplu’ dünya düzeni gibi futbolda da iki yıldızın sürekli ‘kapıştığı’ bir ortam var. Messi’nin bu alandaki rakibi Cristiano Ronaldo... Rekabet ne kadar büyükse tartışma da o kadar büyük oluyor tabii.
Bir süredir Arjantinlinin Barcelona’daki kararlara müdahale ettiği iddia ediliyor. Öyle ki temmuzda transferini istediği futbolcuların listesini yönetime gönderdiği yönünde haberler çıktı. Hocalarıyla anlaşamadığı da sır değildi.
Kördüğüme dönüşen olay Messi’nin kalacağını açıklamasıyla son buldu. Ancak aba atından sopa göstermeyi de ihmal etmedi: “Yasal bir anlaşmazlığa düşmemek için kalıyorum. Bartomeu liderliğindeki kulübün yönetimi tam bir felaket.”