Kazanılmış haktan geri adım atılamaz! ‘Erkeğin soyadı diye bir madde yoksa kadının soyadı diye de bir madde olmamalı’

Güncelleme Tarihi:

Kazanılmış haktan geri adım atılamaz ‘Erkeğin soyadı diye bir madde yoksa kadının soyadı diye de bir madde olmamalı’
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2024 07:00

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) geçen yıl cinsiyet eşitliği ilkesine aykırı olduğunu belirterek iptal ettiği ‘kadını evlendikten sonra eşinin soyadını taşımak zorunda bırakan’ madde, 9. Yargı Paketi ile yeniden eski haliyle düzenlendi. Yargı paketi TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi ve önümüzdeki günlerde görüşülmek üzere TBMM Genel Kurulu’na sevk edildi. Bundan sonrasında neler olacağına baktık.

Haberin Devamı

Kadınların evlenmeden önceki soyadlarını evlendikten sonra kullanamamalarının anayasanın cinsiyet eşitliği ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşan Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesini Şubat 2023’te iptal etmişti. Anayasa Mahkemesi bu kararında, soyadının kişiliğin temel bir parçası olduğuna vurgu yapmış, maddeyi ‘cinsiyet temelli ayrımcılık’ olarak kabul etmişti. Bu karar, Ocak 2024 itibariyle yürürlüğe girdi ve Türkiye’de kadınların evlendikten sonra kendi soyadlarını kullanabilmelerinin yolu açıldı. O dönemde ve sonrasında yaptığımız takip haberlerinde gördük ki; Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karar uygulamaya geçemedi. İçişleri Bakanlığı tarafından nüfus müdürlüklerine gönderilmesi gereken bildiri yazısında herhangi bir gelişme olmadı. Bu süreçte yeni evlenen kadınlar, eski usulde olduğu gibi eşlerinin soyadını almak zorunda bırakıldı. Daha önce evlenip iptal kararından sonra kendi soyadlarını kullanmak üzere nüfus müdürlüklerine dilekçe veren kadınlar da olumlu cevap alamadı. Avukat Yelda Koçak o günlerde yayımladığımız haberlerde bu yapılanın suç olduğunu defalarca hatırlattı.

Haberin Devamı

Şimdiyse kadınların yıllardır süren ısrarlı mücadelesi sonucu kazandığı soyadında eşitlik hakkı, 9. Yargı Paketi adı verilen torba kanunla geri alınmak isteniyor. İlgili teklifle alakalı yapılan açıklamada kadının kendi soyadını kullanmasının çocuğun üzerinde olumsuz etki yaratabileceği ve aile bütünlüğüne zarar verebileceği söyleniyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da konuyla ilgili açıklamasında  şu değerlendirmeyi yaptı: “Anayasa Mahkemesi bir iptal kararı verdi ve iptal kararı sonrasında o boşluğun yeniden düzenlenmesi gerekti. Taslak çalışmamızı biz TBMM grubumuza ilettik ve onlar da değerlendirmelerde bulundular ve ‘Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, isterse kızlık soyadını da bununla beraber kullanabilir’ hükmü Adalet Komisyonu’nda aynı şekilde korundu ama Anayasa Mahkememizin gerekçelerine de atıf yapılarak yeni bir düzenleme gerçekleştirildi. Durum bundan ibaret.” Oysa avukat Yelda Koçak, AYM tarafından iptal edilen maddenin yerine bir düzenleme gelmesine gerek olmadığını çünkü artık öyle bir madde olmadığını, dolayısıyla İçişleri Bakanlığı’nın nüfus müdürlüklerine göndereceği yazıyla yeni kararın gündelik hayatta uygulamaya alınması gerektiğini ifade etmişti.

Haberin Devamı

Soyadı değişikliğini içeren 9. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülerek kabul edildi, ardından TBMM Genel Kurulu’na sevk edildi, Meclis’te çalışmalar sürüyor. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, kadın hakları savunucusu Av. Yelda Koçak ve EŞİK Platformu’na (Eşitlik İçin Kadın Platformu) son gelişmelerle ilgili görüşlerini sorduk.

‘EVLİLİK, ERKEKLERİN NÜFUS CÜZDANLARINDA HİÇBİR DEĞİŞİKLİK YAPMADIĞINA GÖRE KADINLARINKİNDE DE YAPMAMALI’

EŞİK Platformu Basın Açıklaması

AYM’nin kararına rağmen iptal edilen hükmün geri getirilmeye çalışılması anayasaya aykırıdır.
Bu hükmün yasalaşması anayasayı ilga etmek için Meclis’in yasama yetkisini kötüye kullanması anlamına gelecektir. Bu durum hukuka meydan okumaktır. Kadınların hakları açısından İstanbul Sözleşmesi’ne taraf devlet olmaktan çıkış ne kadar büyük bir kırılma noktasıysa kadınlara soyadı dayatması da o kadar büyük bir kırılma noktasıdır. Kadınların kendi soyadlarını kullanabildiği Yunanistan, İspanya, Fransa, Japonya gibi ülkelerde aile ya da çocukların bu durumdan zarar görmediği açıkça ortadadır ve soyadı hakkı ailede eşitliği pekiştirecektir.

Haberin Devamı

Önümüzde iki seçenek var: Bunlardan ilki, teklifin 9. Yargı Paketi’nden çıkarılması. Yani AYM’nin iptal kararı sonrası artık evlenen herkes kendi soyadıyla devam edebilir. İkinci seçenekse TBMM’de bir düzenleme yapılması. Eğer ille de bir yasa çıkarılacaksa vazgeçilmezlerimizi tekrar hatırlatalım:

◊ Yasalarda ‘erkeğin soyadı’ diye bir madde olmayacaksa, ‘kadının soyadı’ diye bir madde de olamaz. Soyadıyla ilgili bir yasa maddesi yazılacaksa, kesinlikle ve sadece ‘eşler’ kalıbı kullanılmalı.

◊ Kadının evliliğe sadece doğumla aldığı aile soyadıyla devam edebileceği açıkça belirtilmeli ve erkeklere de isterlerse kadının soyadını alabilmeleri hakkı tanınmalı.

Haberin Devamı

◊ Evlilikle kadının nüfus kütüğünün değiştirilemeyeceği; baba kütüğünden koca kütüğüne nakledilemeyeceği özel olarak belirtilmelidir. Kadınlar, sırf bir erkekle evlendikleri için kendi doğum yerlerinden kopartılarak ait olmadıkları illerin hemşerisi ilan edilmemeli.

◊ Evlilikle erkeğin nüfus cüzdanı ve diğer kimliklerinde hiçbir değişiklik olmamakta ve hayatları aynen devam etmektedir. Kadınlarsa kimlik belgelerinden araç ehliyetlerine, banka kartlarından pasaportlarına kadar tüm kimliklerini yenilemek zorunda kalmakta. Evlilik, erkeklerin nüfus cüzdanlarında hiçbir değişiklik yapmadığına göre kadınların da yapmamalı.

◊ Çocuklar erkeklerin mülkü değildir. Günümüz koşullarında çocuğu doğuran da büyüten de kadındır ve kadınlar çocuklarına kendi soyadını verebilmelidir. Kadınların soyadı, iktidar-muhalefet demeden herkesin bir eşit yurttaşlık ve insaniyet sınavıdır. Kimsenin bu insanlık sınavından sınıfta kalmamasını diliyoruz.

Haberin Devamı

‘SOYADI AİLENİN NESİNİ BOZABİLİR? MESELE EŞİTLİĞİN BOZULMASI...’

Canan Güllü, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı

Yapılan açıklamada kadının evlendikten sonra kendi soyadını kullanması ‘aileyi bozar’ diye yorumlanıyor. Bunun arkasının boş bir cümle olduğunun, yanlış yaptıklarının da farkındalar. Soyadı ailenin nesini bozabilir? Biz de onlar gibi tekrar aynı cümlemizi söyleyelim: “İçinde kadına sürekli şiddetin, ensestin, tacizin olduğu bir düzende aile bozulmuyor ama kadının sadece kendi soyadını kullanmaya devam etmesiyle aile bozuluyor.” Bu felsefenin altmetnini açıklamalılar çünkü ben 37 yıllık deneyimimle soyadının aileyi nasıl bozacağının cevabını bulamadım. Benim soyadım kılıç ya da kalkan olmayacak, ateşli silah olmayacak, ailenin nesini bozacak? Asıl mesele eşitliğin bozulması, asıl mesele AYM tarafından alınan karar sonrası kazanılan hakların geri çekilmeye çalışılması.

Türkiye’de kadınların soyadı üzerine kazanılmış haktan geri adım atılamaz. Muhalefet bunu AYM’ye götürecektir ama ondan sonraki aşamayı da takipte olacağız.

Kazanılmış haktan geri adım atılamaz ‘Erkeğin soyadı diye bir madde yoksa kadının soyadı diye de bir madde olmamalı’

İllüstrasyon: Serhat GÜRPINAR

14 Ocak 2024 tarihli haberimizde yıllardır süren mücadele sonucu edinilen kazanımı ‘Artık kadının evlendikten sonra erkeğin soyadını alması gerektiğini söyleyen bir madde yok!’ başlığıyla duyurmuştuk.

‘KOCANIN SOYADINI ALMAK ZORUNDASIN DAYATMASI EŞİTLİK MÜCADELESİNİ KÜÇÜMSEYEN, GÖRMEZDEN GELEN BİR TAVIR’

Av. Yelda Koçak, kadın hakları savunucusuDaha önce AYM tarafından iptal edilen ama şimdi 9. Yargı Paketi’nde tekrar yasalaştırılmaya çalışılan kadın soyadı düzenlemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

AKP-MHP iktidarının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükmü aynen geri getirmesi hem kadınlarla hem de anayasayla ‘dalga geçmektir’. Kadınlar bu ülkede 30 yıldır mahkemeler önünde soyadı mücadelesi yürütüyor. Gidilmedik mahkeme kalmadı. Aile mahkemelerinden Yargıtay’a, oradan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne… Defalarca Anayasa Mahkemesi’ne gidildi ve nihayetinde AYM çağımıza ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre karar verdi. AYM’nin Türk Medeni Kanunu’ndaki ‘Kadın evlenmekle kocanın soyadını almak zorundadır’ hükmünü iptali pozitif hukuka uygun bir karar olup tartışılacak yanı yoktur. Oysa AKP-MHP iktidarı iptal edilen hükmü getirerek yeni bir anayasal kriz peşindeler. Anayasayı iki kez çiğnemekteler. Hem AYM’nin anayasaya (md. 10 ve 41.) aykırı bulduğu hükmü yeniden getirmeye çalışıyor hem de AYM kararlarının bağlayıcılığını düzenleyen anayasanın 153’üncü maddesini yok sayıyorlar. Kadınlarla açık bir kavga yürütülüyor. Kendilerine oy veren vermeyen tüm kadınlara “Sizi eşit görmüyorum, aile içinde eşit olmayacaksınız, kocaya tabi olacaksınız” demektir bu. İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesinden sonraki kadınların aleyhine en açık düzenleme de bu olacak, -eğer bunda ısrar ederlerse- iktidarları için büyük bir leke olacak, ondan sonra ulusal, uluslararası söyleyecekleri her konuda bu husus önlerine gelecektir. AYM kararına rağmen bu konuda diretmenin sonu AKP-MHP için de iyi olmayacak. Soyadı konusu kişiye sıkı sıkıya bağlı, kimliğiyle ilgili bir konudur. Kadınların bunca yıllık eşitlik mücadelesine rağmen “Evlendin kocanın soyadını almak zorundasın” dayatması bu eşitlik mücadelesini de
küçümseyen, görmezden gelen bir tavır.

Bu teklif yeniden yasalaşırsa izlenecek başka bir hukuki süreç var mı?

Ana muhalefet partisinin veya 120 milletvekilinin imzasıyla bu düzenleme derhal AYM önüne götürülebilir. AYM iptal ettiği maddeyi önünde gördüğünde yüksek ihtimal aynı kararı verecektir, aksi mümkün olmaz, olmamalı da zaten çünkü hukuk devleti olmak,anayasaya bağlı kalmak bunu gerektirir. Milletvekili Can Atalay kararlarında gördüğümüz gibi AYM’nin hukuka uygun verdiği bir kararı siyasi saiklerle uygulamama karşısında kararının arkasında durmuş, yeniden ihlal vermiştir. Burada da benzer durum yaşanacaktır. Başka türlüsü mümkün değildir, olmamalıdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!