Güncelleme Tarihi:
Sokaklarımız sahipsiz kedi dolu... Bunun insanın içini ısıtan, insanı hayvana, doğaya yaklaştıran bir yanı olduğu gibi zararlı yanları da var. Kedi, doğası itibariyle sadece yemek için değil, oyun ve zevk için de avlanan bir tür. Onların avcılık yetenekleri ve çok geniş bir yelpazede yaptıkları av, kuş, kelebek, kertenkele, böcek gibi birçok canlı türü için ciddi tehlike oluşturuyor ve ekolojik dengeye zarar veriyor.
Örneğin Avustralya... 1700’lü yıllardan bu yana insan eliyle doğaya bırakılan ve çoğalarak milyonlarca sayıya ulaşan kedilerin bugüne kadar 27 canlı türünü yok ettiği, birçoğunu da yok olma aşamasına getirdiği belirtiliyor. Avustralya her ne kadar işin kolayına kaçıp en ucuz ve en kolay yöntem olan öldürmeyi seçmiş olsa da farklı çözümler de yok değil. Bunun en güzel örneklerinden biri, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen ‘Kedi Kasabası’.
Kediler burada 20 dönümlük bir arazide, diğer canlılara da zarar vermeden neşe içinde yaşıyor. Tüm bakımları yapıldıktan sonra sahiplendirilen, sahiplendirilmeyenlerinse mesut mutlu yaşadığı bir yer Kedi Kasabası. Kediler için her detayın düşünüldüğü bir ortam... Kasabadaki her bir kedi kayıt altına alınırken, bir yandan da sahiplendirme çalışmaları yapılıyor. Gelirinin büyük bölümünü ziyaretçilerden elde eden kasabayı, kedileri sevmek için çocuklar başta olmak üzere yılda binlerce kişi ziyaret ediyor.
Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği ‘Kedi Kasabası’ 20 dönümlük bir arazi üzerine kurulu. Burada tüm kediler kayıt altında, bakımları yapıldıktan sonra da sahiplendiriliyor.
“KEŞKE İNSANLAR SATIN ALMAK YERİNE BÖYLE YERLERDEN SAHİPLENSE”
Kedi Kasabası’ndan sorumlu veteriner hekim, 30 yaşındaki Paria Tabatabaei, daha önce biyoçeşitlilik açısından Türkiye’nin en özel alanlarından biri olan Kızılırmak Deltası’nda yaban hayatı veterinerliği yapmış. Şimdi de Kedi Kasabası’ndan sorumlu olarak çalışıyor.
Paria Tabatabaei sokak hayvanlarıyla birlikte yaşamak her ne kadar güzel olsa da kedi ve köpeklerin yerinin sokak olmadığını, aslında onların sahipsiz hayvanlar olduğunu söylüyor. Kedilerin başta kuş türleri olmak üzere birçok canlı üzerinde ciddi olumsuz etkilerinin olabileceğine dikkat çeken Tabatabaei, Kedi Kasabası gibi bir modelin hem kedileri doğal bir ortamda rahat ettirdiğini hem de onların, kentin yaban hayatı üzerindeki etkilerini azalttığını söylüyor.
Kedi Kasabası’nın sadece kedilerin toplandığı bir yer olmadığının da altını çizen Tabatabaei, şunları söylüyor: “Burada her şey kedileri nasıl rahat ettiririz düşüncesi üzerine kurulu. Kasabamızda ‘tedavi’, ‘anneli yavru’, ‘öksüz’ ve ‘karantina’ gibi bölümler var. Tüm kedilerin bakımları periyodik olarak yapılıyor ve sahiplendiriliyorlar. Birçok engelli kedimiz de var. Onların da tüm ihtiyaçları karşılanıyor. İnsanlar hayvan satın almak yerine böyle yerlerden ya da barınaklardan sahiplenebilirler. Bir öksüzü evlat edinmek gibi... Bir başka önemli nokta da şu; burada çocukların hayvan fobilerini yenmelerine, kedilerle iletişim kurmalarına yardımcı oluyoruz.”
Kasabada ‘tedavi’, ‘anneli yavru’, ‘öksüz’ ve ‘karantina’ gibi bölümler ve birçok engelli kedi var.