İpek İZCİ - Fotograflar: Levent Kulu Video: Sibel Denizmen
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2018 15:30
O, dünyanın ilk protez kollu sincabı. İki ay önce ormanda kapana yakalandı, kollarını kaybetti. Şansı, bilgisayar mühendisi Tayfun Demir’in onu bulmasıyla döndü. İşte Sincap Karamel’in ve kurtarıcısının öyküsü...
Bundan tam üç yıl önce…
36 yaşındaki bilgisayar mühendisi Tayfun Demir için sıradan bir gündü. İzmit’te bir restoranda arkadaşlarıyla buluşmuş yemek yiyordu. Birden bir kedinin ağzında bir ‘şey’in çırpındığını fark ettiler. Kedinin önüne tabağındaki yemeklerden koyduğunda ağzındaki ‘şey’i yere bırakmasını umuyordu. Küçücük bir şeydi... Daha gözleri bile açılmamıştı.
Hemen veterinere götürdü. Buldukları yavrunun bir sincap olduğunu söyleyen veteriner, pansumanı yaparken “Sincaplar hakkında bilgimiz yok. Kimsenin yok. Kendiniz araştırın, bir şekilde bakın” diyordu. Hayvanlarla ilgisi o ana kadar sokaktakileri beslemekten ibaret olan Demir için bir şeyler değişmek üzereydi. Kısa bir süre içinde veterinerin haklı olduğunu anladı, yabancı makaleleri okuyup vahşi yaşam derneklerine danışmaktan başka çaresi yoktu. Alf adını koyduğu sincabı bir şekilde hayatta tutacaktı.
Kedinin ağzındayken kuyruğunun yarısı kopan Alf, gözünü Demir’in elinde açtı. Yemek bulmayı, yuva yapmayı bilmeyen Alf’i doğaya bırakmanın onun ölümü olacağını düşünen Demir, evdeki kabloları kemirirse çarpılır diye korkup evdeki kablo tesisatını bir metre yukarıya taşıdı. Elyafın sincapları zehirlediğini öğrenince de içinde elyaf olan tüm mobilyaları değiştirdi. Bugüne kadar 40’a yakın şarj aleti, 4-5 telefon, birkaç tane de televizyon kumandasını feda etse de mühim değildi. Alf’e tırmanıp koşabileceği bir oda tasarladı ama büyüdükçe bu odanın ona yetmediğini gördü. Sürekli dışarı çıkabileceği, kedi-köpekle karşılaşmayacağı bir bahçe gerekiyordu.
Sincap Karamel, Tayfun Demir’in sayesinde yeniden hareket edebiliyor. Ancak bir süre rehabilitasyon merkezinde kalması gerekiyor. Tayfun Demir, evinin haricinde bahçeli bir yer daha kiraladı. Kiraladığı bu bahçeli eve, binlerce kozalak rendeletti, dal parçaları getirtti. Artık Alf bu bahçede adeta kendi doğasındaymış gibiydi. Aynı günlerde sincap bulan başkaları da faydalansın diye sosyal medya hesaplarından makaleler ve videolar paylaşmaya başladı. Araştırmalarını sürdürürken sincapların ormandan toplanıp oyuncak niyetine internette satıldığını da gördü: “Bu siteler için savcılığa gittiğimde bana ‘Sen kimsin’ dediler. Sincapların evde yaşamaları mümkün değil. Herkesin onlara özel bir yer hazırlaması da öyle... Kafeslere kapatıyorlar, onlar da strese girip ölüyor. Yetkili kurum, Avcılık ve Yaban Hayatı Şube Müdürlüğü ama insanlar sincap bulup ne yapacaklarını araştırdığında karşılarına ben çıkıyordum. Her gün 100’ün üzerinde mail ve mesaj alıyorum. Geçen yıl, İzmir’den biri bahçesindeki ağaçları keserken sincap yuvasına denk gelmiş. Yavrulardan birinin kuyruğu kesilmiş. Veteriner ‘Hayatımda sincap görmedim. Nasıl bakacağımı bilmiyorum’ deyince adam bana ulaştı. Yavruları aldım, iki ay büyüttüm, doğaya saldım.”
Bu yıl Şubat sonu…Batman’da bir grup genç, ormanda avcıların yabani hayvanları yakalamak için kurduğu kapanına sıkışmış halde bulduğu sincaba nasıl bakacaklarını bilemeyince Demir’e ulaştılar. Demir, İstanbul’a getirilen Karamel’i gördüğü an, onun yaşayacağına hiç ihtimal vermemişti. Hemen İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne gittiler, oradaki hekimler kolları kırık Karamel’i acilen ameliyata aldı. Tam altı saat süren bir ameliyattan söz ediyoruz… Bir hafta sonra sincabın kollarındaki doku ve sinir ölümünün vücuduna yayılmaya başladığı haberi geldi. Yani kolları kesilmezse kangren olacaktı: “İkinci operasyonla kolları alındı ama ölü doku çok fazla olduğu için dikişler atıyordu. Pansuman yapılırken canı o kadar yanıyordu ki gözleri yaşarıyor ve çırpınıyordu.” Karamel’in vücudundaki iltihaplı dokular, daha sonra özel bir klinikte lazerle temizlendi. Bir hafta içinde de kilo almaya, tüyleri yeniden çıkmaya başladı.
Geçen hafta…Etrafını saran ve ona merakla bakan 15 kişinin ortasında öylece duruyor, Karamel. Az sonra stresten titremeye başlayacak ve hepimiz geri çekileceğiz. Kolları yok. Tüylerinin bir kısmı dökülmüş. 300 gram ağırlığında, avcunuza sığacak kadar ufak.
İstanbul Aydın Üniversitesi’ndeyiz, Ortopedik
Protez ve Ortez Teknikeri
Mustafa Gültekin tarafından ona özel hazırlanan protezi takılıyor. Şanslı, çünkü bilgisayar mühendisi olan Demir kendi şirketinde çalıştığından ona ayıracak çok vakti var. Karamel, vücudunun kaldıramayacağı iki ameliyattan sapasağlam çıktığı gibi, kollarına takılan protezle de dünyanın bütün sincapları arasında bir öncü artık. Fizyoterapist Eylem Küçük’ün gözetiminde, protezle uyum içinde hareket edebilmesi için, bir rehabilitasyon sürecine de girdi aynı gün. Hedef, farklı zeminlerde devrilmeden yürümesinin sağlanması ve devrildiğinde kendini toparlayıp yürüyebilmesi. Bunun için öncelikle protezi kısa süreli aralıklarla kullanacak, zamanla bu süreyi yavaş yavaş artıracak.
Tayfun Demir, röportajımızda amacının sincap beslemek değil, bir şekilde doğasından kopmuş sincapları rehabilite edip doğaya kazandırmak olduğunun altını çiziyor. Şimdiye dek onlarca sincabın onun yanında, meşe ağacından nasıl yemek alındığını, toprağa nasıl saklandığını öğrendiğini ve doğaya salındığını da… “Geçenlerde, İzmir’de birine sincap beslediği için altı bin lira ceza verdiler. Çok doğru. Ama hayatı boyunca doğayı görmemiş, yuva yapma, yemek bulma becerisi olmayan bir sincabı kış günü ormana bırakırsanız ölür! Türkiye’de bu kadar çok sincap varken, bir rehabilitasyon merkezi bile yok. Üstelik sincaplar, orman fabrikalarıdır. Yedikleri tohum ve meyveleri gömerler. Dolap niyetine toprağı kullanırlar. Gömdükleri şeylerin sayısı o kadar fazladır ki hepsini yemeye fırsat bulamazlar ve gömdükleri bu tohumlar filizlenir. Dolayısıyla yeni ağaçlar çıkmış olur. Doğaya bu kadar katkıları varken sincaplar konusunda ülkemizde ne bir uzman ne de onlarla ilgilenen bir kurum var.”