Güncelleme Tarihi:
Popüler kulüpler ve plajların misafir kabul etme, daha doğrusu ‘seçme’ uygulamaları son yıllarda sık sık tartışılan bir konu. Özellikle yaz aylarında Çeşme ve Bodrum’da popüler yerlerin kapısında tatsız olaylara daha sık rastlanıyor. “Geçenlerde kilolular diye bir kız grubunu plaja almamışlar”, “Araya tanıdıkları soktuk, ama yine de o ünlü kulübe giremedik”, “Mekânların tek derdi zengin müşteri gelmesi”, “Kıyafete, çantaya bakıyorlar. Marka değilse içeri almıyorlar”, “Spor otomobille git, kapıda karşılanırsın”, “O plajın güvenliği çok kaba”, “O restoran denize sıfır masaları çok para harcayan müşterilere ayırıyormuş”... Mağduriyet yaşadığını iddia edenler sosyal medya aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışıyor, zaman zaman başarılı da oluyorlar. Mekân bir anda hedef tahtasına dönüşebiliyor. Ama bu tepkiler çok da uzun sürmüyor. Bir bakıyorsunuz aynı mekânın önünde yine uzun kuyruklar... Çünkü birçok kişi o popüler yerlere gitmek, oralarda görünmek istiyor. Peki, bu sorun farklı şekillerde neden tekrar tekrar önümüze geliyor? Bunu popüler işletmelerde uzun yıllar yöneticilik yapmış ve yapmaya devam eden isimlerle konuştuk.
‘GİTTİĞİ YERLERLE İLGİLİ PAYLAŞIMLARA BAKIYORUZ’
Cemil Acar-Vaha Yeniköy’ün işletme müdürü
Rezervasyonları telefonla alıyoruz. Tanıdık referansı gerekiyor. Zaten oturmuş bir müşteri kitlemiz var. Sosyal medya üzerinden bize ulaşanların da profillerini inceliyoruz. Gittiği yerlerle ilgili paylaşımlarına bakıyoruz. Tanımadığımız bir müşteri rezervasyon yaptırsa bile kapıda kılık kıyafetini uygun bulmazsak içeri giremiyor. Kadın-erkek dengesi bozulacaksa ya da müşteri çok alkollüyse kapıdan geri çeviriyoruz. Türk insanı gösteriş seviyor. Mesela mekâna son model arabasıyla geliyor ama içki içecek. Sonra vale ya da şoförle dönüyor. Taksiyle gelen müşteri gözümüzde çok daha bilinçli bir müşteri profili oluyor. Biz tanıdığımız müşteriyi ön taraflara yerleştiriyoruz. Biliyoruz; sorun çıkarmayacak, sahneyi rahatsız etmeyecek. Çok para harcayan en önde olacak diye bir şey yok. Güvenlik demek, insanlara şiddet göstermek demek değil. Güvenlik demek, insanların huzur içinde eğlenip evlerine dönmesini sağlamak. Artık mekânlar kapıya diksiyonu iyi, ikna kabiliyeti yüksek, ifade yeteneği yerinde insanları koyuyor. Bizde de aynı.
‘ŞORTLA GELEN GİREMİYOR, UYGUN DİLLE AÇIKLIYORUZ’
Macit Topal-AZTEK’in rezervasyon sorumlularından
Biz çok eski bir mekânız, o nedenle kitlemiz belli. Gelen müşterilerin çoğunda cep telefonlarımız var, rezervasyonları öyle alıyoruz. Sürekli müşterimiz yanında mekâna uymayan biriyle geldiğinde konuyu açıklayıp kendisini de o gecelik içeri almıyoruz. Kıyafet de önemli bizim için. Şortla gelenleri içeri almıyoruz. Uygun bir dille nedenini açıklıyoruz.
‘MİSAFİR DE, SAHNEDEKİ SANATÇI DA, HERKES RAHAT ETSİN’
Ümit Karayiğit-Folks Kitchen&Cocktail’in sahibi
Biz butik bir işletmeyiz. Misafir sayısı maksimum 70-80 kişi oluyor. Bunların da yüzde 60-70’i bizim ya referanslı müşterimiz oluyor ya da tanıdığımız, bildiğimiz, eşimiz, dostumuz... Bölge olarak da avantajlı bir yerdeyiz, Suadiye’de. Kitlemiz belli.
Güvenliğin amacı içerideki müşterinin yine içeride olan başka bir müşteriden rahatsızlık duymamasını sağlamak. Güvenliği sağlayan kişi, içeride sorun çıkarabilecek müşteriyi daha kapıda konuşmasından anlıyor. Kapıyla içerisi bir bütün. Her işletmenin kendi kriterleri var. Bunun içinde giyim kuşam, konuşma, hal, tavır ya da yaş olabilir. Kapıdaki personel bu kriterlere bakıp süzgeç görevi görüyor. Mesela bir eğlence mekânında arkadaşının doğum günüdür, giyinip kuşanıp gitmişsindir, yan tarafta da terlikli, eşofmanlı ya da sırt çantalı bir müşteri var. İstemezsin bunu. Mekâna nasıl geldiğiniz de önemli değil. Elbette bir imaj yaratmak isteyenler lüks aracıyla geliyor ama bunlar eskide kaldı.
Hiçbir mekân, müşteri arayıp rezervasyon yaptırdı diye gelen kişiyi almak mecburiyetinde değil. Kapıda söyleyeceğiniz her şey aleyhinize olur. Çünkü konu zaten kapanmıştır. Kimlerin girip kimlerin giremeyeceği bilgisi kapıya iletilmiştir. Aslında bütün mekânlar bir şekilde işletme düzgün ilerlesin ister. İçeriye giren insan da rahat etsin, biz de aynı şekilde rahat edelim. Bu yüzden örneğin ön bistrolara misafirler benim yetkim dahilinde yerleştirilir. Para harcama konusu en son sırada. Alkolün dozu kaçtığında sanatçının da rahatsız edilmeyeceğinden emin olmam gerekiyor.
‘ÇOK ALKOLLÜYSE OLMAZ’
Serkan Koca-Cabbar Alaçatı ve İstanbul’un işletmecisi
İzlediğimiz politikayı kısaca şöyle anlatabilirim: Öncelikle gelecek kişinin rezervasyonu olması gerekiyor. Kıyafet konusunda da hassasiyet gösteriyoruz. Plaja gider gibi bir kıyafet içerideki şıklığı da olumsuz etkiliyor. Misafir başka bir mekândan çok alkollü geliyorsa da sorun oluyor. İçerideki kadın-erkek sayısı eşitliğine de özen gösteriyoruz.
‘ÇOK PARA HARCAYACAĞINI İMA EDENİ ASLA ALMIYORUZ’
Mert Özsarıkaya-Emirgân Group’un işletme direktörü
Mekânlarımızda tanıdığımız müşterileri ağırlamaya dikkat ediyoruz. Tanımadığımız misafirleri kabul ederken de içerideki kadın ve erkeklerin sayısının eşitliğini dengede tutmaya özen gösteriyoruz. Giyimi ve kuşamıyla ne kadar içkili olduğu da önemli. Örneğin tanıdığımız bir müşteri geliyor ama yanında bizim işletme politikamıza uymayan bir misafir var. O kişiyi bahçemizde misafir ediyoruz. Sonra da içeride kapalı etkinlik var gibi bir bahaneyle kalbini kırmadan gönderiyoruz.
Rezervasyonlarda da tanıdıklarımızın referansı önemli. Telefonla yapılan tüm rezervasyonlar benden geçiyor. Kapıya geldiğinde eğer müşteri mekânımıza uygun değilse kibarca geri çeviriyoruz. Tanımadığımız biri rezervasyon yaptırdığında mutlaka sosyal medya hesaplarına bakıyorum. Mesela kişinin sayfasında erkek erkeğe gidilen çok fazla eğlence fotoğrafı varsa o kişiyi kabul etmekten kaçınıyoruz. 30 yaş altını akşam yemeğe dahi almıyoruz. Yaşı küçük mü değil mi
sayfasından anlaşılıyor. Evet, piyasada çok para harcayan genç bir tayfa var. Ama zaten anneleri, babaları ve abileri de geldiği için bizi tercih etmiyorlar. Rezervasyonunu kabul etmediğimiz bir müşteri çok harcama yapacağıyla ilgili imada bulunursa o kişiyi listemize bir daha asla almıyoruz. Misafirimiz tekneyle, taksiyle ya da lüks otomobille gelmiş...
Bunlar da bizim için bir kriter değil.
Kapıda yaşadığımız sorunlar “Sen benim kim olduğumu biliyor musun”la başlıyor. Tepki vermiyor, lafı değiştiriyoruz. Tabii alkol seviyesine göre değişiyor olay. Yüzümüze küfrediliyor, hatta hakaret ediliyor. Bunu her yapana karşılık versek başımız beladan kurtulmaz.
“Ben kapıda duran güvenliğe takım elbise ya da siyah tişört giydirmem. Güvenlik gibi görünmezler. Bir yerde güvenlik havası oluşturursan orada kesin bir mevzu oluyor.”
‘İÇERİDEKİ HAL VE HAREKETLERİNİZ DE TAKİP EDİLİR’
Turgay Yıldız-Restoran işletmecisi ve danışmanı
Şu an ABD, Orlando’da Mylounge adlı mekânın danışmanlığını yapıyorum. Restoranlar konum, dekorasyon ve verdiği hizmete göre kendisini konumlandırmalı. Eğer bir kapı politikası varsa sosyal medya platformlarından ya da internet sitesinden de belirtmeli. Gelen herkesi alan yerler de var ama kapıda seçim yapmak Türkiye’de çok önemli bir durum aslında. Çünkü müşteri profili çok değişken. Mekânın tarzını anlayan, içeride yemek, müzik ve ambiyans açısından yaşayacağı deneyimin bilincinde olan yani keyif alacak kişileri yüzde 10 yanılmayla misafir eden işletmeler başarılı olabilir. Zaten içeride de müşteri size bundan sonra tekrar gelip gelmeyeceğiyle ilgili değerlendirmesini yapar. O gün diğer müşterilerle orada bulunmak hoşuna giderse tekrar gelir. Çünkü oturuşuyla, giyim kuşamıyla rahatsız edici insanlarla aynı yerde olmak istemez. Restorandan ilerleyen saatlerde kulübe dönen yerlerse kıyafet kuralını belirler. Buna uyarak gelmek önemli elbette. Kalabalık erkek grupları tercih edilmez. Elbette bazen yanlışlık yapılabiliyor. Çok iyi insanları geri çevirebilir, sonra da pişman olabilirsiniz. Şu an ABD’deyim, aynı şeyler burada da çok önemli. Bir kulübün önünde bir saat beklersiniz, öyle saniyede karar verip içeri almazlar müşteriyi. İçeri girebildiyseniz de yöneticiler size hissettirmeden içerideki hal ve hareketlerinizi izler ve bir sonraki gelişiniz için size hissettirmeden mekânın tarzına uygun musunuz diye kontrol eder. Aynı yere tekrar gittiğinizde içeriye almayabilirler.
‘BİZİM İÇİN REFERANS ÖNEMLİ’
Egemen İskender Terzi’nin (Süzer Plaza) sahibi ve işletmecisi
Daha önce birçok işletmede yöneticilik yaptım ama Terzi benim sahibi olduğum ilk işletmem. 13 Eylül’de açılıyor. Bizim için önemli olan içerideki misafirlerin rahat etmesi. Bu yüzden öncelikle kadın-erkek sayısının dengesine dikkat ediliyor. Bunun dışında bir dress code (kıyafet kuralı) oluyor. Örneğin, şort ve terlikle gelenleri kabul etmiyoruz. İçeride huzursuzluk çıkaran bir misafiri bir dahaki gelişinde kabul etmiyoruz. Rezervasyon sisteminde de referans önemli bir nokta. Bir tanıdığımın tanıdığı olabilir, bizzat tanıdığım biri olabilir. Zaten rezervasyon için bir telefon numaramız yok. Şunu da belirtmem gerekir, bizim kapımızdan içeri girmenin parayla bir ilişkisi yok. Gece boyunca ne kadar harcama yapacağınız da önemli değil. Biz kaliteli bir ortam oluşturmaya dikkat ediyoruz.
‘DETAYLI BİR EĞİTİM SÜRECİNDEN GEÇİYORLAR’
Bahadır Gürceer Beca’nın kurucusu
Beca’da önceliğimiz, konuğumuza yemeğin ötesinde bir deneyim tasarlamak; bir yolculuğa çıkarmak. Kapıda nasıl karşılandığınız ve uğurlandığınız, hikâyenin başladığı ve bittiği nokta olarak, en değer verdiğimiz ve üzerinde çalıştığımız alan. Genel işletme yapılarının aksine, dışarıdan bir güvenlik şirketiyle çalışmak yerine, güvenlikten sorumlu arkadaşlarımızı ‘çekirdek ekibin’ bir parçası olarak işe alıyor ve takıma dahil ediyoruz. Detaylı bir eğitim sürecinden geçiyor; mutfağımızı, kurum kültürümüzü, dilimizi ve hayata bakışımızı öğreniyor, benimsiyorlar. Mutfağı tanımaları, menüdeki her şeyi tatmaları da sürecin bir parçası. Mekânın doğal havasını ve akışını bozmadan, takımın bir parçası olarak konumlanıyor ve çalışıyorlar. Sadece yemek rezervasyonu sistemiyle yürüyen bir akışımız var; kapı politikamız bu.
MÜŞTERİLER ANLATIYOR...
‘SİZİN REZERVASYON 10.00’DA. SAAT 11.00’
M. Y. (31)-Gazeteci
Çeşme’nin en popüler plajlarından birine gittim. Tabii haftalar öncesinden yapılan rezervasyonla. Kapıda uzun bir kuyruk. Önümde bir çift vardı. Kapıda rezervasyonları alan kişi çifte yardımcı olamayacaklarını söyledi. Adam rezervasyonlarının olduğunu belirtip neden almadıklarını sordu. Görevliyse “İçeri giriş saatiniz 10.00 olarak gözüküyor, saat 11.00” dedi. Adam sinirlenerek arabasına gitti, arabadan silahını çıkarıp kapıya doğru bağırmaya başladı. Güvenlikler yanına gidip sakinleştirmeye çalıştı. İkna olmasaydı daha kötü şeyler yaşanacaktı.
‘ARAYA TANIDIK GİRDİ’
Hande Yılmaz (24)-Öğrenci
Çeşme’de bir plaja gitmek için rezervasyon yaptırdık. Akşamüstü partisine katılacaktık. O zaman o plajda 23 yaş sınırı varmış. Kapıdaki görevli kimliklerimizi görmek istedi. 21 olduğumu görünce yardımcı olamayacaklarını, içeri giremeyeceğimizi söylediler. Ben de mekânı iyi tanıyan bir tanıdığımızı aradım, durumu anlattım. 10 dakika sonra özür dileyerek bizi içeri aldılar.
‘BEŞ ERKEK OLUNCA...’
Caner Yetkin (35)-Reklamcı
İstanbul’da erkek erkeğe bir akşam yemeğe gittik. Sonrasında geceye devam etmek istedik. Akaretler’de bir mekândı. Bizi beş erkek bir arada görünce güvenlik yardımcı olamayacağını söyledi. O zaman 20’li yaşlarımızdaydık. Mekânın önünde biraz kuyruk var tabii. Bekleyenler arasında bizim yaşlarımızda üç kız gördük. Hemen en girişken arkadaşımız yanlarına gitti ve tanıştı. İçeri beraber girdik. Kapıdaki güvenlik sıra bize gelince güldü tabii. O kızlardan biriyle sevgili oldum hatta.
ŞORT ENGELİ
H. U. (41)-Yazılımcı
Kuruçeşme’de bir mekâna girmek için sıradaydık. Önümüzde bir baba ve iki oğlu vardı. Çocuklardan biri şortluydu. Almadılar. Baba da kendisi içeri girip iki oğlunu Ortaköy’e pantolon almaya gönderdi.
‘DÖRT KIZ GİREMEDİK’
E. S. (35)-Müzisyen
Cihangir’de dört kız bir gece kulübüne gittik. Kapıdan geri çevirdiler. Gerekçeyi sorduğumuzda “İçeride çok kadın var” dediler. Normalde erkeklerin başına gelen olay, bu kez bizim başımıza geldi.
SARIŞIN BENZERLİĞİ
M. F. (28)-Avukat
Bebek’te kalabalık bir grup olarak bir gece kulübüne gittik. Kapıda bizi sert bir şekilde karşıladılar. Neden bu kadar kaba olduklarını sorduğumuzda sarışın arkadaşımıza dönüp “Daha biraz önce içeri giremeyeceğinizi size söylemiştik” dediler. Meğer başkasıyla karıştırmışlar. Sarışın benzerliğinden az daha kulübe giremiyorduk.