Kamusal alan bir sabır işi

Güncelleme Tarihi:

Kamusal alan bir sabır işi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2019 08:00

Sahiller, parklar, kaldırımlar... Buralara iki nefes almaya çıkıp sinir stres sahibi olarak geri dönenlerden misin? Gelin biraz dertleşelim...

Haberin Devamı

Paul Taylor’ı düşünüyorum gözlerim fal taşı gibi açık. O kim diyeceksiniz, haklısınız. Batı’nın YouTuber’ı kendisi. Bir İngiliz olarak yaşadığı Fransa ve Fransızlık halleri üzerine YouTube videoları çekmeye başlamıştı. O işler tutunca Canal + kendisine daha büyük bir proje önerdi. Şimdi sosyal medyadan “Şu ülke ile ilgili aklınıza ilk gelen şeyler nedir” diye soruyor. Çıkan cevaplara göre en popüler 5 stereotipin izini sürüyor. Geçen gün Almanya bölümüne bakıyordum. Haliyle çıkan sonuçlardan biri, “Almanlar kurallara uyar” olmuş. Taylor da Berlin’de dolaşıp Almanların gerçekten kurallara uyup uymadığına, uyuyorlarsa niye uyduklarına bakıyor. Çok güzel bölüm, kolektif bilinç nedir hakkında epey bir şey söylüyor. 

Neyse, ben niye bunu düşünüyorum? Çünkü sahil şeridinde şöyle bir yürüyüşe çıktım ve bir kez daha kolektif bilinci zaten geç de, minimum düzeyde bireysel sorumluluk bile almaktan hoşlanılmayan bir ortamda hayatımı sürdürdüğümü fark ettim.

Haberin Devamı

Aslan parçası milletimizin bana en asap bozucu, en kabul edilemez gelen özelliklerinden biri kendi kendini hop diye öncelikli/ayrıcalıklı bir pozisyona atamaya teşne olması. Kimse yaptığı şeyin kendisine yüklediği sorumlulukları bırak yerine getirmeyi, neler olduğunu bile bilmiyor...  Genelleme yapıyorum tabii bilenler de tek tük var.

Mesela üstümden geçmekten son anda vazcayan bisikletli vatandaşımızı ele alalım. Bisiklete bindiği an itibariyle geçiş üstünlüğünün kendisine geçtiğine güzelce ikna olmuş. Yaya trafiğine açık, hatta aslında bisiklet değil yaya trafiği için tahsis edilmiş bir alanda çın çın çın zil öttürerek, milletin üstüne üstüne giderek yol alıyor. Bisiklet trafiğine açık araba girişli yerlerde de arabalar aynısını bisikletlere yapıyor.

Daha bisikletten hırsımı alamamışım, parkın ortasında geçen mobiletten kaçmam gerekiyor. Hayat bu motorlara güzel valla. “Bize her yer Trabzon” misali “Bize her yer motosiklet yolu” mottosuyla ilerliyorlar. Parktan geç, kaldırımdan geç, ters yönden koş, hatta kaldırımda ters yönden koş... İnsanın valla özür dileyesi geliyor bu rahatlık karşısında “Kusura bakmayın, biz de kaldırımda yürüyerek sizi biraz rahatsız ediyoruz ama” diye.

Haberin Devamı

Kamusal alan bir sabır işi

Çocuk değil; padişah ve maiyeti

Daha ona ettiğim küfürün son hecesine varmamışım oradan bir köpek koşarak gelip benim köpeği ısırıyor küt diye. Bakıyorum bu arkadaşın sahibi var mı bir yerlerde diye; var, 100 metre geriden sallana sallana geliyor. Size de on puan köpeğine de kendisine de eğitim vermeyip çayıra salan, Mevla’nın kayırmasını bekleyen koca yürekli, küçük kafalı köpek sahipleri!

Çocuk sahiplerine hiç girmiyorum; onlar zaten uçmuş. Geliyorlarsa herkes açılacak ve onların ajandasına göre hareket edecek. Çocuk değil padişah geliyor maiyetiyle birlikte.

Yani arkadaş araba gördüğünde şoförün aslında araba kullanmayı bilmediğini, sahipli köpek gördüğünde ısıracağını, çocuk gördüğünde başıboş şekilde köpeğe koşacağını, bisiklet/motosiklet gördüğünde durmayacağını binenin temel bisiklet/motosiklet görgüsünden yoksun olduğunu varsaymak zorundasın. Böyle ömür mü geçer ya.

Haberin Devamı

Paul Taylor kardeşim sen de bir ara uğra da sana kolektif bilinçsizliğin, kamusal alan adabının hiç uğramadığı diyarların havasını aldıralım. Bastığın yere de dikkat et; kardeşlerimiz şişelerini çimenlere atmış, ayağına batmasın.


İş ve para kazanma garantili bölüm nasıl seçilir?

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!