Güncelleme Tarihi:
‘Onların başarıları bizi rekabetçi hale getiriyor’
Burutay Subaşı (smaçör), Arkas Spor Kulübü
◊ Artık siz de Milletler Ligi’ne yükseldiniz...
İnanılmaz mutluyuz çok uzun zamandır bunun için çalışıyorduk, sonunda geldi. Şimdiyse Avrupa Şampiyonası var ve zorlayıcı antrenmanlarla devam ediyoruz. Avrupa Şampiyonası ardından olimpiyat elemeleri...
◊ Taraftar desteğini hissettiniz mi?
Çok. Özellikle voleybola son 5-6 senedir çok fazla ilgi var. Kadınlarımızın başarılarının ardından erkeklerin de merdivenleri birer birer çıkarak Milletler Ligi’ne geldiğinin farkında herkes.
◊ ‘Futbol nasıl erkek egemense, voleybol da kadın egemen’ algısı sizi rahatsız ediyor mu?
Onlar da milli takım, onlar da aynı bayrak, aynı forma. Onların başarılarıyla gururlanıyoruz. Bizi rekabetçi hale getiriyor, biz de oralara gitmek için çalışıyoruz.
◊ Biz voleybol ülkesi miyiz?
Tabii ki. Bunu istikrarlı hale getirmek gerekiyor, söyleyip bırakmamak lazım. Bu iş de bize düşüyor. Çok çalışacağız.
◊ Şimdiki hedefleriniz neler?
İsrail’e gideceğiz ayın 26’sında. Orada iyi bir derece yakalamamız gerek. Aldığımız her iyi netice olimpiyat elemesinde puan olarak geri dönecek. Kendimizi ilk 11’e atabilirsek tarihimizde ilk kez erkek takımımız olimpiyatlara gidecek.
◊ Neredeyse her gün bir voleybol başarısıyla uyanıyoruz. Bu gelişimi neye borçluyuz?
Kadın-erkek voleybolda ayırt etmeden bunun mutluluğunu yaşıyoruz. Futbolun, basketbolun çok önündeyiz takım sporlarında. Onlar da zamanında belki bir şeyler yaptı ama son yıllarda tamamen voleybol konuşuluyor. Geçen gün engelli voleybolunda da şampiyonluk yaşadık. U19 kadın takımımız da finale kaldı. Altyapıdan tutun A takıma kadar voleybol konuşuyoruz.
‘Voleybol yıldan yıla salonları dolduruyor’
Bedirhan Bülbül (orta oyuncu), Ziraat Bankası Spor Kulübü
◊ Avrupa Şampiyonası’ndaki rakiplerimiz zorlu mu?
Grubumuzda İsrail, Fransa, Yunanistan, Portekiz gibi takımlar var. Bazılarıyla önceden mücadele ettik. Gruptan çıkmak istiyoruz, en dişli rakibimiz Fransa gibi gözüküyor. Avrupa Şampiyonası’nda da derece elde etmek istiyoruz.
◊ Bu sporda popüler bir isimsiniz. Bu popülerliğin artı ve eksileri var mı?
Eksi yönlerinin olduğunu düşünmüyorum aksine sosyal medyayla gelen bir kitle var. Sezon içinde de hem milli takım hem kulüp bazında artılarını gördük. Voleybol yıldan yıla salonları dolduruyor. Ben de sosyal medyada elimden geleni yapıyorum. Voleybolu ne kadar sevdirebilirsek, yayabilirsek hepimizin faydasına olacak. Sultanların da başarıları çok güzel uzun yıllardır. Voleybol denince akla sultanlar geliyor.
◊ Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu hiç?
Tam tersi bize güç veriyor çünkü aynı platformdayız. Onları bize uzak görmüyorum, aynı bayrak için mücadele ediyoruz. Onların başarısında biz başarmış kadar mutlu oluyoruz. Hırslandırıyor bizi.
◊ Yolunuz nasıl kesişti bu sporla?
Babamdan dolayı çok büyük bir sempatim vardı. Zamanında oynamış kulüp bazında. Tokat’ta yaşıyordum o yıllarda, lise ikinci sınıfın sonunda tanıştım voleybolla. Kısa zaman içinde yıldız milli takımına seçildim. Benim yaptığım en büyük şey akranlarıma yetişmek için onlardan çok daha fazla çalışmaktı.
◊ Voleybol hayatınızda olmasaydı peki...
Sayısalcıydım ben. Fizyoterapist olabilirdim, fena değildi derslerim.
◊ Sayısal öğrencisi olmanın sahada etkisi oluyor mu?
Bence olmuyor (gülüyor). Spor zekâsı bambaşka; fizik, matematik, geometriyle ilgisi yok. Zamanla, tecrübeyle desteklenebilir.
‘Önemli olan bu sporu basketbolun, futbolun üstüne taşımak’
Adis Lagumdzija (pasör çaprazı), Modena Volley
◊ 2014’ten beri Türkiye’desiniz. Kolay adapte oldunuz mu?
İlk önce Galatasaray’a geldim. Adapte olmak zordu tabii. Ben İngilizce biliyordum ama Türkiye’de bildiğiniz gibi İngilizce bilen çok az insan var. Umut (Çakır) Abi vardı, şu an yardımcı antrenör. O çok yardımcı oldu. Hızlı bir şekilde, 6 ay-1 yıl içinde Türkçe öğrendim. Türkiye’de 7 yıl oynadım, şimdi İtalya’da dördüncü senemdeyim.
◊ Kadın voleybolunda zirvedeyiz. Geride kaldığınızı hissediyor musunuz?
O var zaten, açık ara görünüyor ama çok önemli değil. Voleybola ilgi arttı son 2-3 yıldır. Türkiye’ye ilk geldiğimde ‘kadın sporu’ diyorlardı ama kadın voleybolu da takip edilmiyordu. Şu an bambaşka, taksiciler bile ‘Aa voleybol, aa sizin kızlar var’ tepkileri veriyor. “Benim kızım da oynuyor” diyorlar. Kadınlar inanılmaz bir yere taşıdı, biz de taşımak istiyoruz. Onlar gibi demeyeyim, onları geçmek istiyoruz tabii ki (gülüyor).
◊ Dünyada da böyle mi bu durum?
Evet. Bosna’da da “Kadın sporu niye oynuyorsun” diyorlardı. Ama sahada o toplar 100 km hızla gidince kadın sporu demiyorlar. Güç gereken bir spor, sürekli sıçrıyorsun, kolay değil.
◊ Bu, sizin motivasyonunuzu düşürüyor mu?
Bence herkes başarılı olsun. Biz iyi olalım, onlar da olsun. Önemli olan Türkiye’yi üst seviyelere çıkarmak, basketbolun, futbolun üstüne taşımak.
◊ Siz de biliyorsunuz ‘Erik Dalı’ oynamayı...
Hep oynuyoruz biz şampiyon olunca... Hiç beklemiyorduk, Katar’a inanılmaz Türk taraftar geldi. Dönerken uçakta bir kadın yanımıza geldi. “Sadece sizin maçı izlemeye geldik kızımla” dedi. Çok şaşırdık, yakın değil Katar. O destek yardım etti bize, taraftar ne kadar çoksa sanki sahada bir oyuncu daha oluyor.