Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2019 08:30
Onlar dünya çapında şöhretli iki top modelimiz: Öykü Baştaş ve Günce Gözütok. Namı diğer ezber bozanlar. Ülkemizde güzellikleri ‘yeterli’ gelmedi; rotayı yurtdışına kırdılar ve tarih yazdılar. Neredeyse iki yıldır zirvedeler. İşte moda haftalarında podyum podyum gezerken yaşadıkları... Aslı Barış/abaris@hurriyet.com.tr
“İnanılmaz çirkin bir kadın hem de öyle böyle değil, rahatsız edici derecede çirkin ve tipsiz biri.”
“Güzel mi çirkin mi bilmem ama ‘Kezban’ olduğu kesin.”
Sosyal medyadaki envai çeşit ‘sözlük’lerde sıralanan hakaretlerin hedefinin, dünya çapında bir süpermodel olduğunu, moda haftalarını turladığını, ünlü tasarımcıların reklam kampanya yüzü, süperstarların klip yıldızı olarak nam saldığını söylesek, herhalde “Olur mu” der, güler geçerdiniz. Gelin görün ki, ülkemizde oluyor.
İki genç, disiplinli, çok başarılı kadın... Henüz 20’li yaşlarının başlarındalar; ama dünyanın en ünlü tasarımcılarının defilelerinde, reklam kampanyalarında, dergi kapaklarındalar. Onlar Türk moda tarihinde bu başarıları yakalayan, dünya çapındaki top modellerimiz: Öykü Baştaş ve Günce Gözütok. Özellikleri: Ezber bozmaları.
Valentino’nun yüzü
Ülkemizde modellik yapmak istediler ama heyhat: Fazla zayıf, fazla uzun, ‘kara kuru’ bulundular. Rotayı yurtdışına kırdılar. Ve anında dünya modasına yön verenlerin podyumlarında buldular kendilerini...
Öykü 2017’de Gucci podyumunda, Günce ise 2048’de Balenciaga defilesiyle parladı. Ve her sezon başarılarını katlayarak ilerlediler. Örnek verelim: Bu sezon Günce’yi Dolce&Gabbana, Emilio Pucci’de, Moncler’de, Öykü’yü Rodarte’de, MSGM’de izledik. Günce Vogue Italia için çekim yaptı, Öykü Valentino’nun reklam kampanyasında yer aldı. Bu heyecanlı anı şöyle anlatıyor: “Moda haftaları dışında beni en çok heyecanlandıran işlerden biri Valentino kampanyası... Yıllardır hayranı olduğum insanlarla yan yana çalışma şansı buldum. Maria Carla (Boscono) gibi bir ikonla çekim yapmak ve bu fotoğrafları da hayranı olduğum fotoğrafçı Juergen Teller’ın çekmiş olması, yaşadığım en mutlu deneyimlerden biriydi.”
Hayal kırıklığını aşmak...Peki bu şöhret nasıl geldi? Peşinen belirtelim: Bu bir Külkedisi masalı değil. ‘Doğru zamanda, doğru yerde’ klişesi hiç değil. Kan ter ve gözyaşı hikayesi. Şöyle anlatalım: İkisi de üniversite öğrencisi. Öykü Bilgi Üniversitesi’nde Mimarlık, Günce de Özyeğin Üniversitesi’nde Uluslararası Ticaret okuyor. Ders programları çok yoğun. Buna rağmen ceplerinde harçlıklarıyla risk alıp, yurtdışına gidip yüz binlerce modelin dişe diş mücadele ettiği moda başkentlerinde zirveye çıktılar. Peki ne pahasına?
Yeri gelince uykusuz,
yemek yemeden, ellerinde harita yabancı kentlerde günde 12 seçmeye katılıyorlar. Günce şöyle anlatıyor: “Her ülkede farklı ajanslarla çalışıyorum. Cast direktörleri ajanslara
haber veriyor ve seçmelere çağrılıyoruz, işlere kabul ya da reddediliyoruz. Bazı günler 5, bazı günler 10-12 seçme oluyor.” Öykü de sürecin zorlayıcı olduğunu söylüyor: “Sizi casting’e, beğenirlerse fitting’e çağırıyorlar. Kıyafeti size uygun bulurlarsa, sizi defileye seçiyorlar. Fakat bunların hepsi her saniye iptal olabiliyor. Çok istediğiniz defileye seçildiğinizi zannederken, sabah uyandığınızda iptal olduğunuza dair bir mail gelmiş olabiliyor... O yüzden en zorlayıcı kısım bu hayal kırıklığını hızlıca aşıp, diğer şovlarınıza odaklanmak.” Günce de benzer bir motto’da: “Bir gün en tepedesiniz; 6 ay sonra oraya çıkamıyorsunuz. ‘Hayat bu olur, daha güzeli olur olmazsa da sağlık olsun’ diyorum her sezon.”
Onları bu derece işlerine odaklı ve güçlü kılan, başkaları için bir örnek olmak... Öykü şöyle anlatıyor “Bazı insanlar onları yapmak istedikleri şeyler için teşvik ettiğimi ve cesaretlendirdiğimi söylüyorlar, benim için en mutlu edici tepki bu. Birilerine umut verebilmiş olmak beni çok mutlu ediyor.”
Günce ise genç model adaylarına ‘kalıplaşmış güzellik algısından’ uzak durmalarını öğütlüyor: “Dünya artık değişken; bugün moda olan yarın değil. Bir yerde birtakım güzellik kalıpları geçerli diye her yerde geçerli değil. Doğduğunuz yerden kültürel olarak beslenin, kendinizi geliştirin, kimseden destek almadan, kimseye bağlı olmadan dünyaya açılın. Doğru insanlarla çalışın; başladığınızda da disiplinli, dakik ve saygılı bir iletişimde olun.”
Kılavuza gerek yok: Öykü ve Günce’nin uluslararası moda camiasındaki başarıları artarak devam edecek. En güzeli -her türlü eleştiriye rağmen- bunun emeklerinin karşılığı olması ve haliyle onlara doğal gelmesi. Günce şöyle özetliyor: “Kadın gücü birbirini her koşulda takdir ve tebrik etmektir, yanında olmaktır. Bu sebeple kadınların ‘yapabildiğini’ gösteren reklamlara gülüyorum. Kadınlar zaten yapıyor. Ve zaten başarılıyız. Bunu bir yeti olarak göstermek bile bir ayrımcılık.”