Güncelleme Tarihi:
Kedilerde, özellikle de yaşlı olanlarda en çok görülen rahatsızlıklardan biri böbrek yetmezliği. Ve önemli bir ölüm nedeni. Geçen hafta sosyal medyada Tokyo Üniversitesi’nde immünoloji (bağışıklıkbilimi) profesörü olan Toru Miyazaki’nin kedilerin böbrek sorununa çare olacak ilaç geliştirdiğine ilişkin bir haber vardı. Denilene göre ilaç 2025’te piyasaya sürülecek ve kedilerin ömrünü 30 yıla kadar uzatacakmış.
Yani bir kedi 30 yıl yaşamalı mı, yaşarsa ona kim bakar? Popülasyon bu kadar fazlayken ölmeyen onca kedi ne yer, ne içer; başlarına neler gelir? Bunlar cevaplanması zor sorular (Tabii ki aynı sorular 150 yaşına kadar yaşamayı kafaya takmış insan ırkı için de geçerli bence). Ama kedilerdeki böbrek sorununun çözülebilmesi güzel olurdu. Çünkü hem çok acılı bir hastalık hem de kediler acıya o kadar dayanıklı ki son ana kadar hasta olduğunu çaktırmayabiliyor ve sizi çaresiz bırakıyor. Ben de bu hafta veteriner hekim Yeter Öcal’a kedilerde böbrek yetmezliğini sordum. Öcal şunları anlattı:
- Böbrek hastalıkları Scottish fold, İran gibi ırklarda daha çok görülüyor. Genetik elbette etkili. Ama yaş en önemli sebep.
- Dengesiz beslenme, idrarı tutma (mesela kum gerektiğince sık temizlenmediğinde), idrar yolu problemleri de böbreği bozabiliyor. Genç yaşta geçirilen FIP gibi viral hastalıklar da böbrekte hasar bırakabiliyor. Bu tedavileri gören kedilere mutlaka böbrek takviyesi verilmesi
gerekiyor.
- Böbrek işlevi bozulduğunda kusma, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, çok su içme, su kabının başında bekleme (kap dolu olsa da), çok idrara çıkma, idrarda farklılık, bazen idrarda tuhaf koku, tuhaf yerlere işeme görülebiliyor.
- Böbrekler kanı filtrelemenin ve atıkları idrarla atmanın dışında kırmızı kan hücrelerini üreten eritropoetin hormonunun üretilmesinden de sorumlu. Dolayısıyla böbrek işlevini kaybedince hayvanda anemi de başlıyor.
- Eskiden böbrek fonksiyonlarını görmek için kanda üre ve kreatine bakılıyordu. Ve ancak yetmezlik yüzde 75’lere geldiğinde anlaşılabiliyordu. Ama yeni tahliller ‘mikroalbüminüri’ (idrar) ve SDMA (kan) ile erken dönem böbrek hasarını teşhis etmek mümkün. Özellikle 7 yaşından itibaren risk arttığından bu testler hayat kurtarıcı olabiliyor. Ultrason da yine erken teşhiste son derece faydalı.
- “Nasıl koruyabiliriz” derseniz kaliteli proteini olan, faydası yüksek mamaları tercih etmek çok önemli. Hayvan yaşlandığında böbrek destekleyici mamayla yaşlı mamasını dönüşümlü vermek iyi bir yöntem. Elbette belirtileri anlayabilmek için de hayvanı iyi tanımak ve gözlemek gerekiyor.
RENGE DAYALI KÖPEK AYRIMCILIĞI: SİYAH KÖPEK SENDROMU
Evet, böyle bir şey var. ABD’de çeşitli zamanlarda ve barınaklarda yapılan araştırmalar insanların genelde siyah köpekleri görmezden geldiğini ve daha açık renklilere yöneldiğini gösteriyor (Burası Türkiye demeyin, buradaki sahiplendirme ilanlarında da rastlıyorum). Berkeley Üniversitesi, Kroeber Antropoloji Cemiyeti’nin dergisinde çıkan bir makaleye göre bunun ilk sebebi siyah köpeklerin tehditkâr olarak algılanması. Siyah renk ışığı emdiğinden, hayvanın yüz hatları anlaşılamıyor ve ifade değişiklikleri okunamıyor. Sahiplenecek kişi de köpeğin ruh halini anlayamıyor. Aynı sebepten, fotoğrafla sahiplendirmede de siyah köpeklerin yüzü gözü görünmediğinden fazla şansı olmuyor. Siyah kedi-köpeklerin şeytanın elçileri olduğuna, uğursuzluk getirdiğine dair inanışlar da bu durumu destekliyor.