Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, kadın doğum ve perinatoloji (riskli gebelik) alanına 30 yılını adamış bir cerrah. Görüş ve tecrübelerini bir araya getirdiği ‘Kadın Olmak & Ötesi’ kitabında, her kadının yaşadığı sorunları anlaşılması kolay şekilde ve yukarıdan bakan bir üslupla değil, bilakis yakınlık hissi veren bir dille anlatıyor. “Her kadın kendi bedenini tanıyıp, haklarını bilip peşine düşmeli” diyen Prof. Dr. Kavak, ayrıca hastalarıyla empati kurabilme adına iki farklı doğum şeklini -vajjnal doğum ve sezaryen- deneyimlemiş bir anne.
*Kitabınızda sancılı âdetten tutun da ‘vajinal doğum mu sezaryen mi’ ikilemine kadar çoğu kadının yaşadığı meselelerden bahsediyorsunuz. Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?
Yurtdışında basılmış medikal kitaplarım var ama kısıtlı bir kitleye, doktorlara hitap ediyor. Asistanlarım “Neden topluma da hitap eden bir kitap yazmıyorsunuz” diye sordu. Anlaşılması kolay, tecrübelerimi aktaracağım, soru-cevap şeklinde bir kitap olsun istedim. En sık rastlanan problemleri seçtik. Kendi tedavi şekillerimi de kattım. Bence bunu birinci sınıftaki bir tıp öğrencisi alıp okusa kadın doğum stajını bitirir.
*‘Kadın olmanın ötesi’ derken neyi kastediyorsunuz?
Dünden bugüne kadın hayatıyla ilgili birçok değişim oldu. Oy hakkı, kürtaj hakkı, doğum kontrol haplarının piyasaya çıkması... Bunlar kadının ‘evrimleşmesinde’ çok önemli dönüm noktaları... Bu eşiklerden yola çıkarak söylüyoruz ki kadın toplumun temeli. Çünkü biz bir canlıya can veriyoruz. Ayrıca kadın çok iyi bir anne olacak, istihdama katılacak, bireysel ve ekonomik olarak özgürlüğünü kazanacak... Kısaca, kadın her yerde ve bunun planını yapmak zorunda. Her yerde olurken bitkin düşüyor çünkü. Başarılı olmak için kadın kendine çok iyi bakmak zorunda. En başında sağlıklı olması gerekiyor yani.
*Kitapta önemli bir soruya değinmişsiniz. İdeal anne olma yaşı nedir?
Kitaplardaki klasik bilgi 25-30 yaş arası. Böyle bir kalıba artık girmememiz gerekiyor. Anne olmak için ideal yaş; bir kadının sosyal, psikolojik, bedenen ve kariyer olarak her bakımdan hazır olduğu yaştır. Bizim toplumumuzda şu var: “Kariyer de yaparım, çocuk da yaparım!” Bu telaş doğru değil. Çünkü hangisi önceliğinizse diğeri aceleye geliyor. Tökezleme ihtimaliniz fazla oluyor. Programlı gebelikle her ikisini de yapabilirsiniz. Mesela, iş hayatının ilk yıllarında atılımlarınız olabilir, beş yıl sonra bir rahatlama dönemine giriyorsunuz. Bu dönemde anne olursanız bebeğiniz çok daha şefkatli, anne sütünü alarak, annesine doyarak yetişecek ve daha sağlıklı bireylerin temeli oluşacaktır. Kadınlar çalışma hayatına hemen başlayınca stresten anne sütü azalıyor. Bebek bundan mahrum kalıyor. Oysa 2 yaşına kadar alınan anne sütü 50-60 yaşına kadar kalp hastalıklarından bile koruyor.
Bu gibi hassas noktalar olduğu için planlı programlı gitmek önemli.
*Hamile kalma yaşı en geç kaç olabilir?
Gelişen tıp teknolojileriyle gebelikte oluşabilecek problemleri çok erken tespit edip halletme yoluna gidebiliyoruz. Bu sorunun yanıtı sizin kaç çocuk istediğinizle alakalı. Gençlere hep şunu söylüyorum: “Hayalinize göre hayatınızı organize edin ki ileride pişmanlık yaşamayın.” ‘Kariyerimi çocuk yüzünden yarım bıraktım, kariyerim yüzünden çocuk sahibi olmadım ya da çocuğuma zaman ayıramadım’ gibi...
“Erken ergenlik kızlarda 10 kat fazla görülüyor. Hormonlu, katkı maddeli gıdalar yerine evde pişirmek önemli.”
‘Hamileliğe hazırlıksız yakalanmayın’
Prof. Dr. Neşe Kavak sağlıkla ilgili konularda kadınların mutlaka bilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:
*Özellikle genç kızlık dönemleri, âdet düzensizliği ve âdet öncesi gerginlik sendromu (premenstrüel sendrom)... Bu dönemde sıkıntı çekenlerin iş hayatında verimliliği düşüyor. Kitabımda bunu ortadan kaldırmak için uygulanabilecek çok basit yöntemler var.
*İkincisi, hamileliğe hazırlık ve hamileliğin geçişi. Hamilelik öncesi kontroller, hamileliğe hazırlıksız yakalanmamak çok önemli. Meslek hayatımın en can alıcı konusu budur. Kan tahlilleriniz, vitamin seviyeleriniz, hamilelik öncesi
takviyeleriniz vs. İleride üzülmemek adına bunlar çok önemli.
*Üçüncüsü, kadınların evrimsel geçiş dönemi, menopoz. Günümüzde insan ömrü uzadı. Kadınlarda, bizde ortalama 78, ABD’de 86 yaş. 50 yaşında bir kadın *enopoza girse 30 yılı menopozda geçiriyor. Bu kadar yılı verimli geçirmek lazım.
*Diyet, egzersiz, sağlık kontrollerimiz kanserden korunmak için çok önemli. Kanser toplumsal bir sorun. Kadınlarda oluşan kanserlerin en büyük kısmını jinekolojik kanserler ve meme kanseri oluşturuyor.
“Genç kızların yüzde 55-60’ında ağrılı âdet şikâyetleri görülüyor”
*Kadınların çoğu âdet düzensizliği ve ağrılı âdet (dismonere) görme gibi sorunlar yaşar. Ne yazık ki bu sorunlar yeterince ciddiye alınmaz. Özellikle genç kızlarda şiddetli âdet sancısı durumlarında gerektiği zaman psikiyatri konsültasyonu da yapılmalıdır. Olayın psikolojik boyutu değerlendirilmelidir.
*Genç kızların yaklaşık yüzde 55-60’ında ağrılı âdet şikâyetleri görülür. Bazılarında bu sancılar hastanede acil servise gidip ağrı kesici iğne vurduracak derecede bile olabilir. Kadın doğum hekimine gidip mutlaka muayene olmak gereklidir. Altta yatan organik bir neden (yumurtalıkta kist, endometriozis vs.) varsa bu tedavi edilir. Eğer organik bir neden yoksa o zaman ağrı kesicilerle veya bazı hormonal yaklaşımlarla tedavi yolunu seçmemiz gerekir.
*Eğer kişiyi sosyal yaşamdan bile koparacak derecede ağrılı âdet görme söz konusuysa ağrı kesiciye kanamadan bir gün önce başlayıp sonrasında bir-iki gün devam etmekte fayda var.
*Bazı genç kadınlarda ağrılı âdete premenstrüel sendrom dediğimiz sinirlilik, gerginlik, meme dokusunda artış, depresyona eğilim, şişkinlik gibi sorunlar da eşlik eder. Bu dönemlerde, soya kökünden yapılmış ‘fitoöstrojenler’ fayda sağlayabilir (Soya fasulyesi, soya sütü, keten tohumu vb).
*Ağrılı âdet dönemlerinde ağrı kontrolü için doğum kontrol haplarını tavsiye edebiliyoruz. Ama 35 yaşından sonra sigara içen kadınların doğum kontrol hapı kullanmasını önermiyorum. Kanda birtakım pıhtılaşma sorunları yaratıp ani ölümlere neden olabiliyor.