Güncelleme Tarihi:
Bir afet durumunda bulamadığı suyu, bisküviyi kapalı bir markete, bakkala girip izinsiz almak yağmacılık mıdır? Uzmanlara sorduk. “Bu gibi haller için TCK’nın 147’nci maddesinde özel bir zorunluluk hali düzenlendiğini söyleyen uzmanlar “Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, bu koşul tam olarak gerçekleşmişse ceza verilmez” diyor.
‘O marketten bir şey alırken psikolojik ikilem ve utanç da yaşayabilir’
Prof. Dr. Nilüfer Narlı (Sosyolog)
Deprem gibi olağanüstü koşullarda, evi yıkılmış, belki enkazdan çıkmış, aç-susuz bir insanın markete girip ihtiyacı olan yiyeceği ya da bir hijyen malzemesini alması yağmacılık olarak düşünülemez. Fakat maddi menfaat sağlamak üzere, satmak amacıyla oradan eşya almak yağma eylemidir.
Bu çok hassas bir konu, çizgiyi çok dikkatli çizmeli. Bu, yağmayı övmek gibi bir şey değil. İnsanın en temel içgüdüsü hayatta kalmak. Hayatta kalmak için marketten temel ihtiyacını karşılamak üzere bir şey almaktan bahsediyoruz. Bunu bir anlamda marketin kamulaşması olarak da düşünebiliriz. Soğuk, açlık, susuzluk, çaresizlik, korku... Ayrıca o marketten, hayatta kalmak için dahi olsa, bir şey alırken belki en temel değerlerini yıkan bir eylemde bulunuyor. Yaşadığı tüm olumsuzlukların üzerine bir de bunun yarattığı bir psikolojik ikilem ve utanç ekleniyor. Ben bir sosyolog olarak hayatta kalmak için, kendi ihtiyacı için bir şişe su, bir paket bisküvi almanın yağmacılık olduğunu düşünmüyorum.
‘Kısa videolardan büyük çıkarımlar yapmaya gerek yok’
Sezai Ozan Zeybek (Sosyolog, yazar)
Bu dönemde bir markete girip un, pirinç, konserve alan insan elbette yağmacı değil. Sokakta televizyonla dolaşan insanlar da görüyoruz gerçi ama çekilmiş kısa videolardan büyük çıkarımlar yapmaya bence gerek yok. Şu an matem var, acı var, şok var. Tüm eksiklerine rağmen muazzam bir sivil dayanışma var. Henüz tam açığa çıkmamış, ama bir noktada ortaya çıkması kaçınılmaz bir öfke gelecek arkasından. Bu duygular, büyük kayıp süreçlerinin parçası. Öfkenin yöneleceği yer de markete girip temel ihtiyaçlarını karşılayan insanlar değil diye düşünüyorum.
İşte düzgün kamusal tartışma bu noktada devreye giriyor. Öfkenin hedefini şaşırtmak için yoğun bir kampanya olacak diye tahmin ediyorum. Bu noktada geçmişteki hataları iyi değerlendirmek, mesuliyeti gücünden gelen insanlara odaklanmak gerekiyor. Belki tam şu an değil. Şu an hepimizin canı yanıyor. Ama umarım gelecek haftalarda bunları daha çok konuşacağız.
‘Acil ihtiyaçları gidermek dışındaki davranışlar suçtur’
Prof. Dr. Adem Sözüer
(İstanbul Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı)
Deprem mağdurlarının marketlerden izinsiz yiyecek alması yağmacılık olarak nitelendirilemez. Türk Ceza Kanunu’nun 147’nci maddesine göre özel bir zorunluluk hali düzenlenmiştir, hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde ceza verilmez.
Bölgedeki halkın market ya da giyim mağazalarından taşınır eşya alması hareketinin beslenme, giyinme ve bölgedeki hava koşulları dikkate alındığında soğuktan korunma amaçlarına hizmet ettiği açık. Ortada ağır ve acil bir ihtiyacın mevcut olup, aç-susuz insanların zorda kalıp ihtiyaçlarını bu şekilde gidermesinden dolayı ceza sorumluluğu doğmaz.
Buna karşılık, acil ihtiyaçları gidermek dışındaki davranışlar suçtur. Cebir ya da da tehdit kullanılarak mücevher gibi eşya veya para alınırsa yağma suçu oluşur. Üstelik bu suçlar deprem ortamında işlendiği için cezada arttırım yapılacaktır.