İnsan sevilesi bir şey mi pek emin değilim

Güncelleme Tarihi:

İnsan sevilesi bir şey mi pek emin değilim
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2018 11:12

Türkiye’nin en beğenilen ve popüler oyuncularından biri; güzel, yetenekli, başarılı... Bu sene ekranlara ‘Şahsiyet’ isimli dizisiyle dönüyor. Cansu Dere ile buluştuk. Özel hayatından Türkiye’ye, insanlıkla ilgili duygularına kadar her şeyi konuştuk: “Doğayı, hayvanları ve çocukları çok seviyorum. Ama büyüklerin hepsini sevmiyorum. İnsan sevilesi bir şey mi pek de emin değilim!”

Haberin Devamı

Yıllar önce “Aşırılıktan hoşlanmam. Fazla soru sorulmasını, samimi olmayı sevmem” dediniz... İnsan bunu okuyup sizinle röportaja gelirken “Eyvah!” diyor...

- Sen demiyorsun herhalde? Geçen sene röportaj yaptık, ‘eyvah’lık bir durum olmadı, değil mi? Böyle art arda sıralayınca sanki sevimsiz bir tablo çıktı. Ne için söylediğimi hatırlamıyorum ama pek bir şey değişmedi.

* Sosyal biri misiniz?

- Değilim. Biraz içedönük bir yapım var, kalabalık ortamları tercih etmiyorum. Ama tanıdığım, sevdiğim insanlarla sosyal olurum.

* Hiç dağıtmaz mısınız?

- Dağıtmam ama çok güzel, fıstık gibi eğlenirim. Bunu da güvenli, özgür hissettiğim yerde yapmayı tercih ederim.Yargılanmaktan hoşlanmıyorum. Bir gece eğleneceğim diye 10 gün haberlerle uğraşamam.

* Yıllardır sizi biriyle birlikte görmüyoruz...

Haberin Devamı

- Evet, farkındayım. Görebileceğiniz bir ilişkim olmadı.

İnsan sevilesi bir şey mi pek emin değilim

Styling: Room

* Bir ilişkiye başlamak neden bu kadar zor?

- İlişki dediğin farklılıkları olan iki kişinin birbirlerinin sorumluluklarını alması; bu da kolay olmuyor. İlişkiye başlamak, aslında başlamakla birlikte devam etmek zor. Çıktığın yolu beraber tamamlayamayabiliyorsun. Arkadaşlık ilişkisi de öyle, sevgililik ilişkisi de...

* Uzun zamandır konuşulan dedikoduya gelelim; Engin Akyürek’le aranızda bir şey var mı?

- O haber doğru değil. 

* İki taraf da “hayır” demek için neden bu kadar bekledi?

- Tam ne bekleniyor bilmiyorum ama sosyal medya hesaplarımdan veya başka bir mecradan açıklama yapan biri değilim. Bir şey varsa vardır, zaten bu dönemde saklamak ne mümkün, ne diye kendimi zora sokayım bu kadar.

* 17 yaşından beri tanınıyorsunuz. Göz önünde büyümek ne öğretti?

- Her şeyin unutulduğunu... Kendini fazla önemsememen gerektiğini ve her şeyi kontrol edemeyeceğini. En önemli şeyin kişilik, vicdan olduğunu... Ve delirmemeyi.

* Yıllardır size yüklenen ‘güzel kadın’ algısı var. Oyunculukta bunun önyargısıyla karşılaştınız mı?

Haberin Devamı

- Yüzüme doğru yargılayanı görmedim ama gıyabımda illa olmuştur. Ben bu güzellik halinin mutluluğa açılan tek kapıymış, hayatın en önemli ve elzem şeyiymiş gibi görülmesinden çok rahatsızım. Mutlu insan araştırması yapsak kazanan güzel insanlar mı olur? Hiç sanmam. Bu uğurda sağlığından olanlar var. Endişe verici.

* Hırslı mısınız?

- Tutkuluyum diyelim.

* Zaaflarınız?

- Hürriyet Pazar’a zaaflarımı mı söyleyeceğim! Böyle şeyleri açık etmek için fazla okunan bir mecra (Gülüyor).

İnsan sevilesi bir şey mi pek emin değilim

Mesafe sizin müsaade ettiğiniz kadar vardır ya da yoktur. Ben ancak kendi alanımı kontrol edebilirim, bu konuda da hassasım, evet. 

Haberin Devamı


İfade özgürlüğünü engelleyen, körelten her türlü müdahaleyi üzücü buluyorum

* ‘Şahsiyet’ dijital platformda yayımlanacak ilk işiniz. Sizce dijital televizyon gelecekte neleri değiştirecek?

- Gelecekteki etkilerini kestirmek zor; bilmiyorum ama şu an için, dijitalde bölüm sürelerinin daha kısa, yani dünya standardına uygun uzunlukta olmaları ve dijitalin nispeten bağımsız bir mecra olması, bize daha özgün hikâyeleri özgürce anlatma fırsatı veriyor.

*Özgürlük demişken, dijitale uygulanması planlanan sansür yasası Meclis’e sunuldu...

- Bir yaşa geliyor, yetişkin bir birey oluyorsun ve tıpkı hayattaki diğer seçimlerin gibi kendi isteğinle bir yayını seçip izleyebilmen gerektiğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

* Sansür ve yasaklarla ilgili ne düşünüyorsunuz peki?

- Yaratıcılığı ve ifade özgürlüğünü engelleyen, körelten her türlü müdahaleyi üzücü ve tehlikeli buluyorum.

* Bu durum sizi korkutuyor mu?

- Evet. Bu tür sansürlerin uygulandığı ve uygulanmadığı ülkelere bakacak olursak endişelenmemek mümkün değil.

* Yeni dizinizde bir polisi canlandırıyorsunuz. Rolünüze nasıl hazırlandınız?

- Canlandırdığım Nevra’nın doğru yaşaması için önce silahı doğru tutmam gerekiyordu. Bu yüzden atış eğitimi aldım. Bu sırada emekli bir kadın komiserle role çalıştım. Bir kadın polis nasıl davranır, nasıl yaşar, psikolojisi nasıldır diye uzun ve gerekli bir çalışma, tanışma dönemi geçirdik. Hakan Günday’ın notları da yardımcı oldu. Ve kendimi Onur’a Saylak’a emanet ettim. İyi bir oyuncu tarafından yönetilmek büyük şans.

Haberin Devamı

Kendimiz gibi olana vicdanlı ötekileştirdiğimize vicdansız olma eğilimimiz var

* Haluk Bilginer bir röportajında “Ar perdemiz yırtıldı” demişti. Toplum ve gidişat hakkında sizin yorumunuz ne?

- İnsanoğlunun var olduğu zamandan beri böyle galiba. Kötülük, vicdansızlık, ahlaksızlık hep vardı ama iletişim mecraları arttığı, hayatımıza sosyal medya girdiği için artık bununla daha sık yüzleşiyoruz. Yani aslında kötülük daha görünür olmak durumunda kaldı.

* Peki ne kadar vicdanlıyız?

- Daha çok kendimiz gibi olana vicdanlı, ötekileştirdiğimize vicdansız olma eğilimimiz var. Yaşadığımız en büyük toplumsal sorunlardan biri. Böyle gözlemliyorum, üzücü.

m Bu sorunun temelinde ne var?

- Yetiştirilme sanırım. Ailenin olduğu kadar toplumda sorumlu çocukların büyüme sürecinden, öyle düşünüyorum. Çocuk, ailenin içine olduğu kadar toplumun da içine doğar.

* Mesafeye önem verdiğinizi biliyorum. Böyle biri olarak mesafelerin hızla kalktığı günümüzde tavrınız ne?

- Mesafe sizin müsaade ettiğiniz kadar vardır ya da yoktur. Ben ancak kendi alanımı kontrol edebilirim, bu konuda da hassasım, evet.

* Bu hafta Elon Musk, Mars’a yolculukların yakında başlayacağını söyledi. O halde sizi uzaya mı alsak?

- Dur şimdi! Daha beter olmasın! Ne kadar yakın? Hayat, huzur, kiminle nerede olduğunla ilgili biraz da, bilemedim şimdi. Çünkü benim derdim mekân değil, insanlar. Başka kimler gidiyor, yani ne çeşit insanlar? Sistemi nasıl? Sorularım uzar gider. Benim gibi zor karar veren, kararsız bir insana, hele de tam bir nasıl bilgisi yokken çok erken bir soru (Gülüyor). Beni Mars’a almayalım, şimdilik yani.

* “Derdim mekân değil insanlar” diyorsunuz...

- Doğayı, hayvanları ve çocukları çok seviyorum. Ama büyüklerin hepsini sevmiyorum. İnsan sevilesi bir şey mi pek de emin değilim. Yani, sevilmeye değer olanı var elbette şükür ama samimi olayım, sevilmeyecek olanı da bir hayli.

* Diziye dönelim. Haluk Bilginer’le de ‘Ezel’den sonra yine birliktesiniz...

- Evet, bambaşka karakterler ve hikâyeyle. Üçüncü, dördüncü, beşinci olsun, defalarca çalışalım, ne güzel olur.

* Yeni diziniz ‘Şahsiyet’in mesajı ne?

- Aslında Agâh’ın (Haluk Bilginer) ilk bölümde dediği gibi “Bütün yaşadıklarım, hepsi silinip gidecekler. Ben ne olacağım? Telefon numaraları bir şey değil de... Benim şahsiyetim ne olacak? O da silinip gitmeyecek mi? İnsan nasıl dayanır buna?”... Sıradan bir emeklilik hayatı yaşayan Agâh ile cinayet büro amirliğindeki tek kadın polis olan Nevra’nın kesişen yolları. İkisinin adım adım birbirlerine yaklaşmaları sadece bir tesadüf mü yoksa büyük bir bulmacanın eksik parçası mı onu göreceğiz. Karakterim Nevra yüksek maaşlı bir işte çalışırken etrafındakileri şaşırtacak bir karar verip polis olmayı seçiyor. Cinayet büro amirliğinde çalışmaya başlıyor ama kararı arkadaşları tarafından onaylanmadığı gibi polis çalışma arkadaşları tarafından da yadırganıyor, cinayet büroda dışlanıyor. Katmanlı bir karakter. Çocukluğunun acıları onu biraz sert yapmış ama acının insana verdiği derinliği de katmış.

İnsan sevilesi bir şey mi pek emin değilim

Hakan Günday’ın senaryosunu yazdığı, Onur Saylak’ın yönettiği ‘Şahsiyet’ ilk üç bölümüyle Puhu Tv’de. Cansu Dere, dizide başrolü Haluk Bilginer’le paylaşıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!