Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2018 12:28
Dünya Ekonomik Forumu tarafından 40 yaşın altında 40 olağanüstü biliminsanı arasında gösterilen Alman yapay zekâ uzmanı Doç. Dr. Björn Schuller’e göre, çok da uzak olmayan bir gelecekte insan-robot aşkı gerçek olacak. Hatta robotlar aşk acısı bile çekecek! ‘Duygusal yapay zekâ’nın geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapan Schuller, beş yıl içinde cep telefonlarımızın ve otomobillerimizin duygularımızı anlayıp bize ona göre davranacağını söylüyor. Koç Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Akıllı Gelecek Konferansı’na katılmak üzere Türkiye’ye gelen Schuller’le gelecekte bizi nelerin beklediğini konuştuk.
Yapay zekâyı çok duyduk, peki duygusal yapay zekâ ne demek?
- Karşısındaki insanın hissettiği duyguları anlayabilen ve kendisi de duygu gösterme, karar aşamasında duyguları kullanabilme kabiliyetine sahip yapay zekâ demek. Kısaca, bir yapay zekânın sosyal ve duygusal zekâya da sahip olması demek.
Yani insanın sahip olduğu duygulara sahip bir yapay zekâ geliştirmek mümkün diyorsunuz...
- Kesinlikle. İnsan duygularını anlayan teknolojinin örnekleri şu anda bile var. Örneğin bir otomobil, sürücüsünün stresli olup olmadığını, buna bağlı olarak da yola çıkmaya hazır olup olmadığını anlayabilir.
Teknolojik olarak şu anda duygusal yapay zekâ aşamasına geçildi mi?
- Kapalı kapılar ardında birtakım ürünler yavaş yavaş üretiliyor, ancak henüz insanların yaygın kullanımına açılmadı.
Duygusal yapay zekânın hayatımıza girmesiyle gündelik hayatımızda ne değişecek?
- İnsanla makine arasında daha sezgisel bir iletişim söz konusu olacak ve insanla bilgisayar arasındaki iletişim daha da kolaylaşacak. Bu konuyu Hollywood bile işledi, örneğin ‘Kara Şimşek’ dizisinde, ‘Ex Machina’ ya da ‘Aşk’ (Her) filmlerinde hep duyguları olan makineler var. Aynı zamanda sağlık taramalarında, hastalıklarda erken teşhiste çok işe yarayabilir. Örneğin depresyon ya da tükenme sendromu gibi hastalıkları erkenden anlayabileceğiz, bu konuda yürütülen çok proje var.
Cep telefonları yoldaşımız olacakYani makinelerin duyguları mı olacak?- Bu felsefi bir soru. Ancak makinelerin karar vermek için duygusal süreçleri kullanacağı bir gerçek. Öncelikle sizin duygularınızı anlayacak. Örneğin çok yakın bir gelecekte akıllı telefonunuz, o anda iyi mi kötü mü hissettiğinizi anlayacak ve ona göre davranacak. Üzgün olduğunuz bir anda neşeli şarkılar çalmayacak. Ama moraliniz daha da bozulmasın diye belki size gelen kötü e-postaları da o anda göstermeyecek. Cep telefonlarımız empati sahibi ve anlayışlı birer yoldaş gibi olacak. Ya da otomobiliniz “Bugün çok yorgunsun, uykusuzsun, lütfen dinlen” diyebilecek.
Peki akıllı telefon nasıl hissettiğimizi nereden anlayacak?- Sesinizden, yüz ifadenizden, jest ve mimiklerinizden, hatta telefona dokunurkenki parmak hareketlerinizden...
Duygusal yapay zekânın riskleri var mı?- Belki çok da uzak olmayan bir gelecekte çocuklara
robotlar bakıcılık yapacak. Ancak
robotlar çocuklara hep iyi ve nazik davranacağı için belki o çocuk büyüdüğünde insanlarla ilişkisinde aynısını göremeyince hayal kırıklığına uğrayacak. İnsanların da robotlar gibi hep nazik ve anlayışlı olmasını bekleyecekler ama bu olmayacak. Kim bilir, belki insan-robot ilişkisi gelecekte insanların birbirleriyle olan ilişkisini de etkiler.
Tüm bunların kaç yıl sonra gerçekleşeceğini öngörüyorsunuz?- Akıllı telefonlarda ve video oyunlarında duygusal
yapay zekâ kullanımının beş yıl içinde gerçekleşeceğini düşünüyorum. Duygusal tepkilerinizin ölçülmesi amacıyla iş görüşmelerinizi yapay zekâ yapabilir. Sağlık taramaları, erken teşhisler, arabanızın stres seviyenizi ölçmesi vs. gibi alanlara bakarsak, önümüzdeki 10 ila 20 yıl içinde tüm bu gelişmelerin gerçekleşmiş olacağını düşünüyorum.
İnsan-robot aşkı gerçek olacak mı? - Evet tabii ki olacak. Özellikle büyük şehirlerde giderek daha fazla insan yalnızlaşıyor. Anlattıklarını sürekli dinleyen, duygularına empatiyle yaklaşan ve ihtiyaçlarına uygun tepki veren birinin yanlarında olmasından memnuniyet duyacaklardır. Paris Sorbonne Üniversitesi’nde akademisyen bir meslektaşımız, yaşlılara bakım yapan robot geliştirdi ve bu robotları bazı huzurevlerine verdi. Oradaki yaşlıların bu robotlara çok bağlandıklarını ve onlara ölen eşlerinin adıyla seslendiklerini gördük. Ancak insanların makineye âşık olmasıyla makinenin insana âşık olması birbirinden çok farklı iki olay. İnsanların makineye âşık olması çok olası. Makine için aynı şeyi söylemek çok zor. Tabii bu durum yasal ve etik soru işaretlerini de doğuracaktır. Belki gelecekte yapay zekânın haklarını koruyan kanunlar çıkacak!
Robotlar aşk acısı da çekecek mi?- Bu da çok felsefi bir soru. Aşk acısı çekme simulasyonuna sahip olmaları için ona göre kodlanabilirler. Robota aşk acısı çeken biriyle aynı efektleri veren bir program yüklenebilir. Bu şekilde insanlara daha çekici gelmesi için robotlara aşk acısı kodlaması yapılabilir.