Güncelleme Tarihi:
Dünyanın dört bir yanından iklim krizinin sonuçlarıyla ilgili haberler yağıyor. Hatta daha önceki yıllarda gündeme bu kadar sert girmemişti dedirtecek ölçekte, hemen her kıtada, her ülkede gündemde. Üstelik aşırı hava olaylarına neden olması
beklenen El Nino’nun daha yeni başlamasına karşın okyanuslardaki ısı şimdiden hesaplananın çok üzerine çıkmış durumda. Dünyanın farklı yerlerinde aşırı kuraklık ve sel felaketleri yaşanıyor.
◊ Katmandu: Katmandu merkezli Uluslararası Entegre Dağ Geliştirme Merkezi (ICIMOD) tarafından yayımlanan rapora göre Asya’nın Hindukuş Himalaya bölgesindeki buzullar, küresel ısınma nedeniyle yüzyılın sonuna kadar yüzde 75’ini kaybedebilir. Rapora göre söz konusu erime, dağlık bölgede yaşayan 240 milyon insan için hem tehlikeli seller hem de su kıtlığı anlamına geliyor.
◊ Brezilya: Ülkeyi vuran kasırgada ölü sayısı 13’e, kayıp sayısıysa 20’ye çıktı.
◊ Hindistan: Hindistan’da sıcaklık mevsim normallerinin 5 derece üzerine çıkarak 43 santigrat dereceye ulaştı. Kuzeydeki Uttar Pradesh ve doğudaki Bihar eyaletlerinde aşırı sıcaklar nedeniyle 96 kişi yaşamını yitirdi.
◊ Meksika: Nisanın ortasından bu yana etkili olan 3’üncü sıcak dalgası nedeniyle 8 kişi yaşamını yitirdi. Başkent Mexico City’de sıcaklıklar 35 dereceye ulaşarak rekor kırdı.
◊ Avrupa: Dünya Meteoroloji Örgütü ve Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin ortak raporuna göre geçen yıl Avrupa’da 16 bin kişi iklim krizinin etkileri nedeniyle hayatını kaybetti. Seller ve fırtınalar 2 milyar dolarlık maddi hasara yol açtı.
◊ Afrika: Somali, Etiyopya ve Kenya’da geçen yıl yaşanan aşırı kuraklık nedeniyle 2,6 milyondan fazla insan yaşadığı yeri
terk etmek zorunda kaldı.
◊ SONUÇ: Her ne kadar felaketin büyüklüğünün farkında olmasak da dünyanın her yerinde insanlar çeşitli ölçeklerde iklim krizinin etkilerini yaşıyor. Tam da bu nedenle geçen hafta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres “Gerçeklerle yüzleşelim” diye açıklama yaptı. Gerçeklerle yüzleşmeye başladığımıza dair de umut verici emarelerde artış var. Özellikle iklim krizinden en çok etkilenen kıtalarda yaşayan yoksul insanlar daha fazla kaybetmemek, Batı’nın zengin dünyasınınsa elindekini kaybetmemek üzere harekete geçmekte gösterdiği kararlılık her geçen gün artıyor.
KISA KISA
Parsımızın Anadolulu olduğu tescillendi
Anadolu’nun birçok noktasında yaşadığını ispatladığımızdan bu yana efsane canlı parsla ilgili güzel haberler gelmeye devam ediyor. Batı Akdeniz’de bir fotokapana yakalanan parsın idrarını yaptığının görülmesi üzerine örnek alındı. Laboratuvarda incelenen idrarın DNA verileri, Dünya Gen Bankası’nda ‘Anadolu Parsı’ olarak kayda girdi. Bu konuda bir de makale yazıldı. DNA örneğinin dünyadaki diğer pars türlerinin DNA’larıyla karşılaştırılması sonucu fotokapana yakalanan parsın Anadolu’ya özgü pars olduğu ortaya çıktı. Yıllardır Karadeniz’de Kafkas parsının, Doğu’da ise İran’dan gelen İran parsının gezdiğini uzmanlar dile getiriyordu. Anadolu parsıyla birlikte topraklarımızda 3 ayrı pars türünün yaşadığını söyleyebiliriz.
Denizlerimize su değil plastik akıyor
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi’nce Kızılırmak, Susurluk, Gediz, Dalaman ve Dilderesi olmak üzere 5 havzada yapılan araştırmada toplam 290 milyon adet mikroplastik tespit edildi. Çalışmada kışın mikroplastik yükünün daha da arttığı belirlendi. Kış aylarında Susurluk Nehri’nden denize yaklaşık 129 milyon adet, Dilderesi’nden 13,5 milyon adet mikroplastik yükü taşınımı saptandı. En düşük mikroplastik yüküyse 25 bin adet ile Dalaman Çayı’nda tespit edildi.
Nazar boncuğumuza atık su desteği!
Meke Gölü’ne ‘Anadolu’nun nazar boncuğu’ denmesinin nedeni krater içinde oluşan başka bir krater olması ve suyla dolu olan bu kraterlerin havadan görünümünün nazar boncuğunu andırması. Göl yeraltı suyuyla besleniyor ve ilk oluşum tarihi 5 milyon yıl öncesine uzanıyor. Bölgede yeraltı suyunun aşırı çekilmesi nedeniyle artık kuru bir nazar boncuğu olan göl için hazırlanan eylem planı da oldukça ilginç. Eylem planına göre Karapınar ilçesindeki atık su arıtma tesisindeki suyla göl beslenecek. Gölün yok olmasının gerçek nedenleri mi? Onlar olduğu gibi duruyor.