Güncelleme Tarihi:
Orhan Durgut, fotoğrafçılığa 1977’de başladı. 1986’da Türkiye’ye alınan ilk sivil helikopter ile hava fotoğrafçılığına geçti. Turistik tesisleri, arkeolojik alanları, ören yerlerini ve şehirleri çekti yıllarca. Görüntü alma imkânı tanıyan drone’lar çıktıktan sonra hava fotoğrafçılığını bıraktı.
2005’te ilk kez hac için Mekke’ye gittiğinde şehir büyük bir değişikliğe hazırlanıyordu. Kutsal mekânın bu gelişimine hem ilk elden tanık oldu hem de gördüklerini havadan belgeledi. Durgut, “2006’da tekrar gidip fotoğraf çekimlerine başladım.
Resmi izinleri alıp bugüne kadar çekimlere devam ettim. Mekke-i Mükerreme çekimlerimi Harem-i Şerif merkezli olmak üzere tüm şehre odaklanarak yaptım. 12 yılda Mekke’de Beytullah (Kâbe) dışında her şey değişti... Arşivimde 100 bine yakın fotoğraf oldu.
Bu çalışmayı hiçbir kurumun siparişi olmadan kendi inisiyatifim ve imkânlarımla yaptım” diyor.
Orhan Durgut’un bir sonraki projesi, İslam şehirleri. İslam ülkelerini birbirine tanıtmak için 33 ülkede 70 şehir fotoğraflayacak. Şimdiden 48 şehrin fotoğraflarını çekmiş. Ancak sırada zor şehirler var.
Bu çekimleri de kendi inisiyatif ve imkânlarıyla yapıyor. Projenin devam edebilmesi için maddi-manevi desteğe ihtiyacı olduğunu şöyle anlatıyor Durgut: “Yüzde 65’i biten bu projede sıkıntılarım var.
Çalışmanın kurumsal bir kimliği ve desteği olmadığı için bazı ülkelere vize alamıyorum, bazı ülkelere de gitmeyi başardığım halde fotoğraf çekimi için izin alamıyorum.
Bunların pek çoğu da bu projede olmazsa olmaz şehirler. Irak’ta Samara, Mısır’da Kahire ve Sina, Çin’de Ürümgi ve Aksu, Afganistan’da Hebat ve Mezarı Şerif, Libya’da Fizan, Mali’de Timbuktu gibi yerler.”
Durgut, planladığı gibi 70 İslam şehrine tek tek gidip fotoğraflamayı başarırsa, yeni yayınlar hazırlayıp yeni sergiler açacak.
Orhan Durgut, Mekke’nin 12 yılına şahitlik ettiği dönüşümünü anlatıyor: 20 yıl önce, yılda 1-1,5 milyon kişi hac yaparken, bugün İslâm ülkelerinden gelen kontenjan artış talepleri ile 4 milyon civarında kişi aynı anda hac görevini yerine getiriyor.
Artan talep nedeniyle hem Mescid-i Haram hem de konaklama ihtiyaçları için bir şeyler yapmak gerekiyordu. Öncelikle Kâbe’ye yakın plandaki eski tip binlerce otel yıkılıp daha geri plana daha modern tesisler yapılarak talep karşılandı. Yıkılan yapılarla ortaya çıkan boş alanın büyük bölümü Mescid-i Haram’ın genişletilmesine kullanıldı.
Konaklama talebi için ayrılan yer az olduğundan, yeni otellerin göğe yükselmesi kaçınılmazdı. Bu arada Mescid-i Haram’da da cemaat kapasitesini artıracak çalışmalar yapıldı. Kâbe’nin kendi yapısı haricinde her şey yıkıldı, baştan inşa edildi.
Yeni ve geniş yollar açılıp metro çalışmalarına başlandı. Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere arasında yapılan hızlı tren hattı da çalışmaya başladı.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR