Güncelleme Tarihi:
Hani her kesimden insanın sevdiği, dinlediği sanatçılar vardır ya, yılların sanatçısı Selami Şahin de bu isimlerden biri... Öyle ki, yolda küçük çocuklar
bile 74 yaşındaki sanatçının yanına gelip “Selami Baba, biz seni çok seviyoruz, hep şarkılarını dinliyoruz” diyebiliyor. Hatta bir anısını şöyle anlatıyor Şahin: “Bir gün 10 yaşlarında bir çocuk geldi, ‘Peki, en çok hangi şarkımı seviyorsun’ diye sordum. ‘Ben Sevdalı Sen Belalı’ dedi. Çok hoşuma gitti.”
Selami Şahin geçen hafta yepyeni bir üçlemenin ilk şarkısını yayımladı. ‘Beklenen Sensin’ adlı parça biz kendisiyle söyleşi yaptığımız gün dinlenmeye başlamıştı bile... Usta sanatçı bu şarkının hikâyesinin eskilere dayandığını söylüyor: “Bu aslında bekârlık zamanımda yazdığım, eski bir şarkı. Emel Sayın, Nalan Altınörs, Adnan Şenses, Seda Sayan gibi sanatçılar okumuştu. Aykut Gürel’le aranje edip kaydını yaptık.”
‘Yıllar akıp gidiyor’
Kime yazdığını sorunca hafiften gülümseyip “Yani insan yaşadığı aşklardan beste yapıyor tabii. Çok insan der ‘Sana tapıyorum’ diye. Sonra o gidince de sen ağlarsın. O şarkı öyle çıktı işte” diyor.
Gençliğinde yazdığı bir aşk şarkısını bugün okuduğunda neler hissettiğini “O günlere gittim tabii. Cihangir’de oturuyordum o zamanlar. Yıllar su gibi akıp gidiyor işte. Böyle zamanlarda da gençlik duyguları canlanıyor” sözleriyle anlatıyor.
Peki, aşk meşk işleri söz konusu olduğunda gençlere ne tavsiye ediyor? “Eskiden aşklar daha başkaydı. Zaman değişti, maalesef aşklar da mevsimlik oldu” diyor ve yeni nesle özellikle evlenmeden önce çok iyi düşünmelerini ve sonrasında evliliklerine sahip çıkmalarını tembihliyor: “Çünkü anne-baba ayrı olduğu zaman çocukların başı eğik kalıyor. Çocukların başını eğmemek lazım. Ve çocuklarınızı gözünüzün önünden hiç ayırmayın.”
“Üzüntü hastalık yapar, üzülmeyin. İnsanları değiştiremezsiniz. Kiminle anlaşıyorsanız onunla görüşün.”
Plakları, kasetleri, CD’leri görmüş, şimdi de dijital dönemde üretmeye devam etmiş bir sanatçı olarak zamana ayak uydurmanın önemini anlatıyor: “Eskiden 45’lik, longplay vardı. Şimdi Spotify, YouTube... Biz de halk nereden müzik dinliyorsa işlerimizi yapıp orada sunuyoruz sonuçta. Eskidendi öyle ‘10 şarkı yapalım da bir albüm çıkaralım’. Zaman ilerledikçe teknoloji değişiyor, yöntemler de... Zaman sana değil, sen zamana uyum sağlayacaksın.”
Yine de eski usul bazı alışkanlıklarını sürdürüyor; mutlaka tüm sazlarla beraber giriyor stüdyoya. Önümüzdeki aylarda arka arkaya iki yeni parçası tüm dijital platformlarda yayımlanacak. “Dinleyicilerim özellikle ‘Durma Git’e dikkat etsin. ‘Özledim’, ‘Sen Sevdalı Ben Belalı’ tadında bir şarkı oldu” diye sevenlerine mutlu haberi veriyor.
‘Taklitler aslını yaşatır’
◊ Eser sözcüğü ‘kalıcı’ demektir. Bana göre bir şarkı yıllar geçse de unutulmamalı. 1969’da yaptığım şarkı Altın Kelebek’te yılın şarkısı seçilmişti. İlk bestem; ‘Sen Mevsimler Gibisin Değişirsin Sevgilim’. Hâlâ insanlar söylüyor. 53 yıl geçmiş! Taklitler aslını yaşatır. Ben yazılmamışı yazarım. 250’nin üzerinde hit parçam var. Bir şarkı yazarken slogan gibi olmalıdır. Zamansız olmalıdır.
◊ Ben kime beste veriyorsam, o sanatçının taklidini yaparak ilk ona okurum o şarkıyı. Parçayı daha iyi benimseyebilsinler diye… İyi bir rejisör, oyuncusunu daha iyi oynatır! Bir gün Zeki Müren’e bir şarkı yaptım. Bana “4. Levent’teki evime bekliyorum seni Selamiciğim” dedi (Zeki Müren’in taklidini yapıyor burada). Gittim, şarkıyı okudum. “Benim okumama gerek yok, aynı benim gibi okuyorsun. Helal olsun sana yavrum” dedi.
◊ Gülmek insana en iyi ilaç. Ama yerine göre, zamanına göre güldüreceksin. Arkadaş ortamında ayrı, aile ortamında ayrı, iş ortamında ayrı espriler yapacaksın.
◊ En iyi doktor insanın kendisidir. Hz. Muhammet “Sofradan doymadan kalkacaksın” der mesela. Hep oturmakla da olmaz. Yaşına uygun olarak bol hareket edeceksin. Ben yürüyorum, yüzüyorum… Aileni seviyorsan kendine de iyi bakacaksın. Çok şeker iyi değil, çok alkol iyi değil…
Oğulları filmini yapacak
Selami Şahin seneye bir kitap çıkarmayı planlıyor. “Birçok sanatçı ‘Bu şarkıyı nasıl yazdın, hikâyesi nedir’ diye soruyor. Şarkılarımın notası, sözleri ve hikâyeleri olacak bu kitapta” diye anlatıyor projeyi... Hayatı da filme çekilecek; yapımcılığını oğulları Lider ve Emirhan üstlenecekmiş. Yaz aylarını Çeşme’de geçiren Selami Şahin aile işletmesi olan bir beach club’da denize giriyor, tavla oynuyor… Ama yaz sonu mutlaka “Bu şehre âşığım, başka yerde yaşayamam” dediği İstanbul’a dönüyor. “Neler dinliyorsunuz” diye soruyoruz: “Ben her tür müzik dinliyorum. Kim güzel okuyorsa, kimin orkestrası iyiyse, kimin sözü, bestesi iyiyse… Cazdan operaya, türküden arabeske, Arap müziğinden Hint müziğine her türü dinlerim” diyor.
“Hiç pişman olduğunuz şeyler var mı” diye merak ediyoruz; “İllaki yaptığım pek çok hata vardır. İnsanız sonuçta. Ama benim kinim, nefretim bir dakika sürer. Üzüntü hastalık yapar, üzülmeyin. İnsanları değiştiremezsiniz. Kiminle anlaşıyorsanız onunla görüşün” diye yanıtlıyor.