‘Herkesin müzik yapması kötü bir şey değil ama şarkı yok’

Güncelleme Tarihi:

‘Herkesin müzik yapması kötü  bir şey değil ama şarkı yok’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2024 07:00

Umay Umay yıllar sonra yeni bir tekli yayımladı. 90’ların alternatif ismi ‘Ballı Hançer’le bizi Beyoğlu’nun en güzel zamanlarına götürüyor. Sokaklarında tekrar hayaller kurmamızı sağlıyor.

Haberin Devamı

Kimimizin işinden kimimizin de üniversiteden çıkıp soluğu Beyoğlu’nda aldığı, 90’lı yıllar... İstiklal Caddesi’ne girer girmez yaşanan o sonsuz özgürlük hissi... Sineması, kitapçısı, büfesi, lokantası... Pasajlar, tarihi avlular... Akşam olunca her sokaktan yükselen müzik sesleri... Ve tüm bunların kalbinde bir isim: Umay Umay. Tam bir efsane. Hem çok güzel hem çok asi... Biraz esrarlı, efsunlu... Yazıyor, söylüyor... ‘Hareket Vakti’ şarkısı dilimizde adeta bir marş... Umay Umay’ın yeni bir tekli yayımladığını öğrendiğimde o yıllar geliyor aklıma. Zaten ‘Ballı Hançer’ de o dönemleri hissettiren bir şarkı. İçinde aşk var, ironi var, romantizm var. Başka? Başkasını da kendisinden dinlemek için bir süredir Karadeniz’de yaşayan sanatçıyla iletişime geçiyoruz. Bizi kırmıyor ve sorularımıza yanıt veriyor...

‘Herkesin müzik yapması kötü  bir şey değil ama şarkı yok’
90’lar, Beyoğlu, o sonsuz özgürlük hissi ve Umay Umay... Bir efsane. Hem çok güzel hem çok asi...

Haberin Devamı

‘Ballı Hançer’ bizi 90’ların ortasındaki Beyoğlu’na götürdü. Söz ve müzik Mabel Matiz’in. Şarkıyı ilk dinlettiğinde neler hissettiniz?

Mabel’le arkadaşlığımız yıllar önce Beyoğlu’nda başladı. Biz şöhretten değil, sokaktan arkadaşız. ‘Ballı Hançer’i benim için yazdı. Şarkıyı dinlettiği gün, o gittikten sonra evin tüm odalarında zıpladım. Bu kadar beni anlatan başka bir şarkı olamazdı, bayıldım!

Bir ayrılık şarkısı ama bir yandan da tatlı bir ironisi, neşesi var sanki, ne dersiniz?

Katılıyorum. Dalga geçen yanı yüksek şarkının. Böyle de olsun istedim. Sound’unu 90’lardan da aşağı çektim. “80’ler buçuk” diyorum hatta. Çocukken sokaklarda, bahçelerde tıngır mıngır gezdiğim yıllara gittim. Bu şarkı için ben ‘bir hayattan, o hayatın her halinden neşeyle ayrılış’ derdim.

İstanbul Film Festivali koşuşturması, deri ceketli, uzun saçlı rocker’lar, Hayal Kahvesi, Blue Blues Band, Deniz Kitabevi’nden aldığımız fanzinler... Ve Umay Umay... O dönem Beyoğlu’nu büyülü kılan nelerdi?

Haberin Devamı

Beyoğlu zaten özel bir tarihti ama bizimle yepyeni bir yüz aldı. Pavyonların yerine Hayal Kahvesi, Kemancı açıldı. Biz orayı, sığınıp yaşamak için resmen yeniden kurduk. Ayrıca müzik vardı; arabeskinden cazına, türküsüne kadar. Bence büyüsü müzikti. Müziğin üstüne her güzel şeyi koyarsınız. Tüm kötülüklere karşı tek kurşunda ölebilecek kadar yalnız ama umutluyduk. Bana bunu yaşamak büyük hediyeydi.

Bir radyo söyleşisinde karşınızdaki kişiye “Bana bakarsan daha rahat konuşacağım” demeniz dikkatimizi çekmişti. Dijitalleşmeyle müzik piyasasında üretim arttı ama fiziksel temas azaldı. Bu sizi zorlayan bir durum mu?

Çoğalan her şey aslını azaltır. Yani böyle azgınca çoğalmak... Herkesin müzik yapması kötü bir şey değil ama şarkı yok. Bence sorun uzaklıktan çok ruhsuzluk. Gözlerini görmediğim insanla müzik yaparım, gözlerine gerek yok ama ruhu olacak.

Haberin Devamı

Bir şiir dergisinin yayın yönetmenisiniz. Sizi sanatçı olarak üretmeye yönlendiren duygular nedir? Yazarken 50-60 farklı Umay olduğunu söylüyorsunuz...

Ben sanatçı doğulduğuna inananlardanım. Bir işi meslek olarak edinip yapmanız sanatçı olduğunuz anlamına gelmez. Daha da ilerisi; sanat yoktur, sanatçı vardır. Ayrıca bölünebilmek bir yetenektir. Başka başka olmayı beceremiyorsanız yazamazsınız. Yazı belki de tek empatik sanattır.

Son dönemde sizi neler öfkelendiriyor, size neler umut veriyor?

Açlık ve yoksulluğa öfkem her zaman büyük. Çocukken de böyleydi. Umudumsa tutunduğum birkaç güzel dostum ve ölene dek sanatı düşünecek, yapabildiğim kadar yapacak olmam.

Haberin Devamı

‘Ballı Hançer’ sonrasında herkesin aklında aynı soru var: Yeni bir albüm gelir mi?

Üç şarkı için anlaşmıştım. Emin değilim şimdi, çünkü radyolar şarkımı çalmıyor. Bu durdurucu bir sorun. İletemediğim işler moral bozucu...

‘Karadeniz’de annemin mezarının karşısında ev yaptırıp oturdum’

Cesur kişiliğinizin şekillenmesinde anne-babanızın rolü büyük olmuş. Sizi hangi değerlerle büyüttüler?

Sosyalist değerlerle ve taşra kültürüyle büyütüldüm.

Hep güzel ve bakımlısınız. Nedir sizin için güzellik?

Güzellikten zevk alıyorum ama estetik yaptırmadım. Klipte aldığım kilolarımı bile gizlemedik. “57 yaşındayım ve buyum” demek istedim. Ancak yaşlanmak ve güzelliği kaybetmek kâbuslarımdan biri...

Haberin Devamı

Bir süre önce doğduğunuz topraklara, Karadeniz’e geri döndünüz. Bu kararı almanızın nedeni nedir?

Annem kollarımda ölüp Karadeniz’de bir köye, aile mezarlığına gidince ben de arkasından gidip, karşısında ev yaptırıp oturdum. Tek nedeni budur.

Mutlu musunuz?

Çok mutluyum. Orman, son ses müzik... Her gün ‘Ne şanslıyım’ diyorum. Toprak sertleştiriyor insanı. Net olmaya davet ediyor. Öyle köyde, nahif bir hayat sürüyorum gibi değil.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!