“Herkesi gömebileceğimizi biliyorsunuz”

Lily geçmişinde aile içi şiddete tanıklık etmiş genç bir kadındır. Zamanla birlikte olduğu adamın da öfkesini kontrol edemediğini anlar. Romantik başlayan hikâyesi bu süreçte şiddet karşısında güçlü durma mücadelesine dönüşür.

Konusunu özetlediğimiz, Amerikalı yazar Colleen Hoover’ın çok satan romanı ‘It Ends With Us’ın (‘Bizimle Başladı Bizimle Bitti’) aynı adlı sinema uyarlaması geçen ağustos ayında gösterime girdi, eleştirmenlerden de geçer not aldı. ‘Gossip Girl’ dizisiyle ünlenen Blake Lively ve Justin Baldoni’nin başrolleri paylaştığı film gişede de fena olmayan bir rakamı yakaladı.

Dışarıdan bakıldığında her şey yolunda görünse de daha film vizyona girmeden kulislerden sızan dedikodular iki başrol oyuncusunun sette aslında hiç de anlaşamadığına, kavga ettiğine ilişkindi. Bu dedikoduların gerçekliği geçen haftalarda Blake Lively’nin Baldoni aleyhine yasal şikâyette bulunmasıyla gün yüzüne çıktı. Filmde şiddete karşı duran güçlü bir kadın profiline hayat veren Lively -kader bu ya- bu kez gerçek hayatta erkek şiddetine karşı savaş başlatmıştı. Lively’nin iddiası cinsel tacize uğradığı ve rahatsızlığını Baldoni ve ekibine anlattığında bir itibarsızlaştırma kampanyasına maruz kaldığına ilişkindi.

Aylar önce planlandı

Şikâyet dilekçesine göre filmin çekimleri sürerken 4 Ocak 2024’te setteki ‘sağlıksız’ çalışma ortamıyla ilgili bir toplantı yapıldı. Lively’ye toplantıda avukatlarının yanı sıra eşi, oyuncu Ryan Reynolds da eşlik etti. Filmin aynı zamanda yapımcısı ve yönetmeni olan Justin Baldoni ile yapım ekibi de toplantıdaydı. Lively’nin avukatları, Baldoni ve yapım şirketi Wayfarer’ın CEO’su Jamey Heath’in sette müvekillerine ve bazı kişilere karşı uygunsuz davranışlarda bulunduklarını iddia ettiler. Verdikleri örnekler arasında Blake Lively bebeğini emzirirken karavanına izinsiz girmek de vardı. Çekimlerin devam edebilmesi için 30 maddelik bir talep listesi sundular. Talepler arasında iki adamın sette eski pornografi bağımlılıklarından bahsetmeyi bırakmaları, Lively’ye cinsel organlarını tarif etmekten vazgeçmeleri, onaylanan senaryoya daha fazla seks sahnesi eklenmemesi ve sette yakınlık koordinatörü (intimacy coordinator) olması gibi maddeler vardı. O gün anlaşma sağlandı ve filmin çekimleri tamamlandı. Blake Lively birçok tanıtım etkinliğine de katıldı, tabii yanında Baldoni olmadan.

İlerleyen günlerde Lively’nin kaprisli ve kaba bir oyuncu olduğuna ilişkin haberler çıkmaya başladı. Sosyal medyada da Lively eleştiri bombardımanına tutuldu. Baldoni ise haberlerde #MeToo hareketinin ateşli bir savunucusu, feminizmin gönüllü elçisi olarak lanse edildi. 

Tüm bu yaşananlar Blake Lively’ye göre kendisine yönelik bir itibarsızlaştırma kampanyasının sonucuydu. Bu iddialarını aralık ayında Baldoni hakkında yasal şikâyette bulunarak resmileştirdi. Dosyasında binlerce sayfalık kısa mesaj ve e-posta alıntısı vardı. Ve bu dosya ilk kez The New York Times tarafından haberleştirilince gündeme bomba gibi düştü.

İddiaya göre Baldoni, Lively’nin iddialarını tekrar gündeme getirmesi tehlikesine karşı aylar öncesinden planlarını yapmaya başladı. The New York Times’ın haberine göre çekimler bittikten sonraki mayıs ayında Ryan Reynolds kendisini Instagram’dan bloklayınca uzun süredir çalıştığı halkla ilişkiler uzmanı Jennifer Abel’ı arayarak Lively’yi kastedip “Film gösterime girdiğinde aynısını yapması ihtimaline karşı planımız olmalı. Planlar beni daha rahat hissettiriyor” dedi.

Trol ordusu kuruldu

Ağustos ayının ilk haftasıysa Baldoni ve Wayfarer, Johnny Depp ve Drake gibi yüksek profilli müşterileriyle anılan halkla ilişkilerci Melissa Nathan ile anlaştı. Johnny Depp davasında eski eş Amber Heard’e karşı yürütülen itibarsızlaştırma kampanyasının ne kadar başarılı olduğunu hatırlamayan yoktur sanırız. Nathan’ın gönderdiği ilk çalışma planı Baldoni’yi çok da heyecanlandırmadı. Jennifer Abel, Nathan’ı arayarak Baldoni’nin memnuniyetsizliğini dile getirdi: “Daha sert olmanızı ve gücünüzü göstermenizi istiyor. Onun gömülebileceğini hissetmek istiyor.” Nathan’ın yanıtıysa şöyleydi: “Elbette ama biliyorsunuz bunları yazılı olarak gönderemeyiz, başımız derde girer. Onu yok edeceğimizi yazamayız. Bunların yazılı olduğu belgelerin yanlış insanların eline geçeceğini hayal edin. Herkesi gömebileceğimizi biliyorsunuz.” İlerleyen günlerdeki konuşmalarda sosyal medyada bir trol ordusuyla çalışma planından bahsediliyordu. 

O dönem marka pazarlama danışmanı Terakeet, Blake Lively için bir rapor hazırladı ve kendisinin tıpkı Amber Heard gibi itibarı yok etme amaçlı ‘çok kanallı bir çevrimiçi saldırı’nın hedefi olduğunu ortaya çıkardı. Terakeet, saldırının arkasında kimin olduğunu belirtmedi ama Lively isminin geçtiği gönderilerin yüzde 35’inde Baldoni’ye referans verildiğine dikkat çekti. Bu alışılmadık oran, medya ortamının manipüle edildiğini gösteriyordu.

Lively’nin şikâyet dilekçesiyle başlayan süreç devam ediyor. Bu arada aleyhine davanın açılmasına bir adım kala Baldoni de harekete geçti ve yanına kendini ‘pitbull’ olarak nitelendiren avukat Bryan Freedman’ı da alarak şikâyet dilekçesini haberleştiren The New York Times’a 250 milyon dolarlık tazminat davası açtı. Freedman, Blake Lively’ye karşı dava açma hazırlıklarının sürdüğünü de açıkladı.

Set ortamında toksik erkek davranışlarına maruz kalan ilk kadın oyuncu değil Lively. İddiaları doğruysa verdiği mücadeleyle iyi bir örnek olacağıysa kuşkusuz.

Blake’e tam destek

‘It Ends With Us’ kitabının yazarı Colleen Hoover, Instagram sayfasında şöyle yazdı: “@blakelively tanıştığımız günden beri hep dürüst, nazik, destekleyici ve sabırlıydın. Tam da olduğun insan için teşekkür ederim. Asla solma.”

Filmdeki rol arkadaşlarından Brandon Sklenar, dava dilekçesinin fotoğrafını koyup “Tanrı aşkına bunu okuyun” yazdı ve Lively’yi etiketleyerek kalp emojisiyle paylaştı.