Güncelleme Tarihi:
Renklerin dünyasında yaşıyoruz. Ama bu cümle renkleri görmeyen veya doğuştan kör olan biri için sadece bir terim. Renkler aslında bir şey de ifade etmez başlangıçta, ama sonra çevreden gelen bilgiler doğrultusunda fikirler oluşur. Meyvelerin, sebzelerin, doğadaki varlıkların, hayvanların, eşyaların renklerini duydukça farklı fikirler gelişir zihnimizde.
Bazılarını sever, bazılarını sevmeyiz, kendimize, başkalarına yakıştırır veya yakıştırmayız.
Günlük hayatta da renkler bazı kuralları ifade eder. Trafik ışıkları mesela, üstten aşağıya doğru kırmızı, sarı ve yeşildi hatırladığım kadarıyla. Yaya geçitlerindeki ışıklarda, koşan bir yeşil adam şekli vardı, onu görünce geçiyorduk karşıya. Ben o koşan yeşil görüntüyü gri görüyormuşum aslında. Sonradan anlamıştım, meğer benim hayatım siyah beyazmış, ama koşan adam yeşilmiş. Sonra sarı mesela, “Sarı çizgiyi geçmeyin!” diyor anonsta.
Geri dönüşüm meselesi var sonra, uzun yıllardır gündemde. Anaokullarından başlıyor bunun eğitimi. Her çöpün atılacağı bir kutu ve o kutunun bir rengi var. Kâğıdın ayrı, camın ayrı, plastiğin ayrı. Fakat her yerde aynı sırada olmuyor bu kutular. Hangi çöpü nereye atacağımız konusunda sorun yaşamaya başladık.
Benim de hassas olduğum bir konu. Aslında evde kendim her çöpü ayrı poşetlerde topluyorum, belediye de onları belli günlerde alıyor. Fakat bu bize belediyenin sunduğu bir çözüm. Halka açık yerlerde bazen tam çöpümüzü atacakken biri yakalıyor, “Onu oraya atma, şuna at” diyor, iyi de oluyor. Biri uyarınca doğrusunu yapmış oluyoruz fakat o an etrafta kimse yoksa gelişigüzel atmak zorunda kalıyoruz. Her çöp kutusuna elimizi sokacak değiliz tabii. Kutu bulunca atıyoruz çöpümüzü.
Tam çöpümüzü atacakken biri yakalayıp “Onu oraya atma, şuna at” diyor, iyi de oluyor ama...
Yani yine biz düşünülmemişiz geri dönüşüm konusunda. Biz sevmeyelim mi bu dünyayı? Renklerini görmeden âşık olduğumuz dünyanın geleceği bizi ilgilendirmiyor mu sanıyorsunuz? Tabii ilgilendiriyor. Hem de çok! Dünya ne kadar düzenli bir hale gelirse bizim hayatımız da o kadar düzenli oluyor.
Ayrıca kaldırımdaki çöp konteynerlerini de artık kaldırıma koymasak mı? Hadi koyduk ve biz de buna alıştık diyelim... Keşke kapaklarının renklerini anlatan bir de şekil koysak üzerlerine, biz de hangi çöpü hangisine atacağımızı bu şekillerden anlayabilseydik. Elimizle hissedebileceğimiz geometrik bir şekil mesela. Ve bunları bir standarda bağlayıp her yerde aynı şekli kullansak güzel olmaz mı? Renkleri hiç görmemiş ya da sonradan kaybetmiş olabiliriz fakat hâlâ duygularımızda, hayallerimizde renkli yaşadığımız bu dünyayı sizin kadar seviyoruz ve yaşatmak istiyoruz.