Güncelleme Tarihi:
Üniversite öğrencisi kadınlar bir süredir yeni bir oluşum içindeler. Genç Feministler Federasyonu’nu kurma hazırlığında olan öğrenciler, kadına karşı şiddeti önlemek, cinsiyete dayalı ayrımcılığı, eşitsizliği ortadan kaldırmak için çalışıyorlar. Daha önce Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun üyeleri olan kadınlar tarafından yürütülüyor bu yeni oluşum. Federasyonun çalışmalarına katılan üç genç kadınla buluştuk. Güneş Fadime Akşahin (22) İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Bölümü’nde öğrenci. Öykü Uluocak (20) Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyor. Rabia Yavaş (24) ise İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğrencisi. Onlarla konuşmaya başlayınca anlıyorsunuz ki kadın hareketi önümüzdeki yıllarda da emin ellerde…
◊ Genç Feministler Federasyonu fikri nasıl doğdu, amacı nedir?
Güneş Fadime Akşahin: Genç Feministler Federasyonu’nu Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nda mücadele eden genç feministler olarak kuruyoruz. Seçimlerden sonra platforma binlerce başvuru oldu kadınlardan.
Platforma üye olmak isteyen çok üniversiteli kadın vardı, okullarında bir şeyler yapmak istiyorlardı. Özgürlüklerimize, üniversiteli yaşam şekline, eğitim hakkımıza saldırı olacağını düşündük. Ve ‘kadın düşmanı cephe’ diye tarif ettiğimiz cepheye karşı eşitlik, özgürlük için mücadele eden bir federasyon olarak çıkmaya karar verdik. Federasyon olmak için beş derneğin bir araya gelmesi gerekiyor. Hukuki süreç devam ediyor. Liseli arkadaşlarımız da var.
◊ Nasıl bir çalışma sistemi kurdunuz? Kaç üniversite bir araya geldi?
Öykü Uluocak: Üniversitelerde Kadın Hakları Kulüpleri kuruyoruz. İstanbul Üniversitesi, Altınbaş Üniversitesi, Türk-Alman Üniversitesi gibi okullar var. Yakında Mardin Artuklu Üniversitesi’nde kuruluyor. Birçok üniversiteye başvurumuzu yaptık, dönüş bekliyoruz.
◊ Üniversiteliler ne tür sorunlar yaşıyor?
Öykü Uluocak: Genel olarak geçim ve barınma zorluğu yaşıyor. Mevzu genç kadınlara geldiğinde işin içine bir de akademisyen tacizi giriyor. Eşit, laik, demokratik eğitim almak istiyoruz. Özellikle üniversiteli genç kadınların özgürlüklerini kısıtlamak istiyorlar. Sağlıklı öğün veremiyorlar ama bizim kaçta yurda gireceğimize takılıyorlar. Genç kadınların bağımsız hareket etmesi ve düşüncelerini ifade etmeleri onları çok korkutuyor.
‘TOPLUMA GÜVENİYORUM’
◊ Yaygın bir feminist algısı halen bir kesimde var. Saçı başı dağılmış, bakımsız, kavga çıkaran, erkek düşmanına indirgiyorlar… Bir de siz cevap verin; gerçekten erkek düşmanı mısınız?
Güneş Fadime Akşahin: Vallahi ben erkek düşmanı değilim (gülüşmeler). Erkek düşmanı değiliz ama bu, erkeklerle derdimiz olduğu gerçeğini değiştirmez. Eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürütüyoruz, bu fikirlerin çarpıştığı bir durum. Mesela kadın cinayetleri konusunda hiçbir şey yapılmadığını bu toplum görüyor. Kadınların yaşadığı şiddet sorununun çözülmesi gerektiğini düşünüyorlar. Bence toplum değişiyor. Ben topluma güveniyorum.
Rabia Yavaş: Kadınlar artık kendi haklarının çok farkında ve bunu savunmak için daha çok mücadele ediyorlar. Erkekler hâlâ bu konuda çok bilinçsiz. Hâlâ feminizmi erkek düşmanlığı olarak gören bir kesim var. Bizim en temelde bir bilinçlendirme yapmamız gerekiyor.
◊ Siz üçünüz de zaten ‘bir kısım’ın feminist klişesine hiç uymuyorsunuz…
Güneş Fadime Akşahin: Sen bizi bir de eylem anında gör (gülüyorlar)!
Öykü Uluocak: Biz bu şekilciliği yıktık.
Güneş Fadime Akşahin: Yemek yaparsın, temizlik yaparsın, başka
şeyler de yaparsın. Temel ayrım şudur: Bunları görevin olduğu için değil, hayatı sürdürmek için yaparsın. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği yüzünden değil.
◊ Temel dert nedir sizce; kadınların özgür hareket etmesi, eşit haklar...
Güneş Fadime Akşahin: Elbette kadınlar istediği gibi gezsin, tozsun. Ama bizim temel kaygımız patriyarka (ataerkillik) gibi tarihin en büyük eşitsizliğini yıkmak. Türkiye’de kadınlar haklarından vazgeçmiyor. Kadınlar dışında eşitsizliğe uğrayan başka kesimler de var tüm dünyada. Biz hiçbir eşitsizliğin tarafı olmayız. Aslında hayatlarımızı korumak, en temelde dünyayı değiştirmek istiyoruz genç feministler olarak. 21’inci yüzyıldayız, bir sonraki eşikte toplumsal eşitliğin sağlandığı bir dünya hedefimiz.
◊ Bir sabah uyansanız ve dünya değişmiş olsa, nasıl bir dünyayla karşılaşmak isterdiniz?
Güneş Fadime Akşahin: Vallahi ben Marksistim yani (gülüyor)… Benim istediğim dünya için çok mücadele etmek gerekiyor.
Öykü Uluocak: İstediğim Türkiye, dünya; kadınların öldürülmediği, cinsiyet rolleri yüzünden hayat tarzının dayatılmadığı ve elbette emekten, demokrasiden yana bir dünya… Ama eşitlik olmadan mücadele bitmez.
Rabia Yavaş: Toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayat bulduğu, kadınların kadın oldukları için öldürülmediği bir toplumda yaşamak isterim.
‘EVDE YALNIZKEN IŞIK AÇIK UYUYORUZ, DOLMUŞTA TEK KALMAMAYA ÇALIŞIYORUZ!’
◊ Üniversiteli genç kadınlar olarak ne tür sorunlar yaşıyorsunuz?
Güneş Fadime Akşahin: Türkiye’de kadınlarla erkeklerin yaşadığı hayat farkını şöyle anlatayım: Birkaç ay önce genç bir erkek tweet atmıştı “Otobüste ya da dolmuşta tek başına kalınca şoförle yapılan asker arkadaşlığı muhabbeti” diye. Genç bir kadın altına şöyle yazdı: “Otobüste ya da dolmuşta yalnız kalınca aklıma sadece Özgecan Aslan geliyor…”
Rabia Yavaş: Toplu taşımada tek başına kalmamaya dikkat ediyoruz. Tek kaldıysak hemen birine haber veriyoruz ya da o imajı yaratmaya çalışıyoruz. Lise yıllarımda okula otobüsle gidip geliyordum. Otobüste maruz kaldığımız o korkunç taciz olayları, flört şiddeti… Hepsi yaşadığımız sorunlardan birkaçı.
Öykü Uluocak: “Taksiye bindim, plakası şu” diye mesaj atıyoruz birilerine. Hayatta kalma mekanizması olarak bir şeyler geliştiriyoruz. Mesela evde yalnızken ışık açık uyuyoruz. Korkuyoruz ama mücadele ediyoruz korkmamak için...
◊ Işığı kapatıp uyuyacağız bir gün diyorsunuz…
Güneş Fadime Akşahin: Işığı kapatacağız ve mücadelemizle dünyayı aydınlatacağız!
ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN YILLARA GÖRE SAYISI:
◊ 2023: 357 (Şu ana kadar)
◊ 2022: 405
◊ 2021: 431
◊ 2020: 418
◊ 2019: 425
◊ 2018: 408
◊ 2017: 351
◊ 2016: 292
◊ 2015: 294
◊ 2014: 291
◊ 2013: 232
Veriler Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan alındı.
‘FAİLLER ARTIK BAŞLARINA BİR ŞEY GELMEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR’
◊ Kadınlar şiddete uğruyor, öldürülüyor. Kadına yönelik şiddetin bu kadar yükselmesinin sebebi nedir sizce?
Öykü Uluocak: Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmaması, kadınların bütün haklarının tartışmaya açılıyor olması hep birer sebep. 6284 (Ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesine dair kanun) “Kaldırılabilir” dendi, 6284 kadınların kanıyla yazılmış oysa. Nafakaya el uzatıldı, “Kadınlar sahiplendirilebilir” dendi ve o dönem 40 kadın cinayeti işlendi. Siyasetçiler söylemleriyle kadın katillerinin 3-5 yıl yatıp çıkacağı izlenimini verirse bu cinayetler de işlenir. Bir de şüpheli kadın ölümü diye bir gerçek var. “Yüksekten düştü” diyorlar. Failler artık başlarına bir şey gelmeyeceğini düşünüyor. Öldürülmüş her kadın aslında öncesinde mercileri zorlamış, suç duyurusunda bulunmuş. Ve sesi duyulmadığı için öldürülmüş. Hepsi önlenebilir ölümler. Erkekler bu cesareti elbette İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasından alıyor. Biz mücadele etmesek bugün kamuoyunun bildiği o dosyaların hepsi kapanacaktı.