Güncelleme Tarihi:
Evcil bir kedinin ortalama ömrü 13-14 yıl civarında. İyi bakılırsa 15-20 yıla çıkabiliyor. 38 yıl yaşayıp rekor kıran da var. Benim tanıdığım en uzun yaşayan kedi annemin Biber’iydi. 19 yaşındaydı vedalaştığımızda.
Uzun yaşayan bir kedinizin olmasını istiyorsanız öncelikle saf ırklardan uzak durmanız gerekiyor. Özellikle İran, Scottish Fold gibi türlerin ne yazık ki bağışıklıkları güçlü değil ve kronik hastalıkları oluyor. Hele bir de satılan hayvanların hangi şartlarda üretildiğini düşünürseniz... Sokaktaki tekir çok daha dayanıklı. Annelerinin yanında daha uzun kalanlar da hem fizyolojik hem mental açıdan daha güçlü oluyor. Tabii asıl faktör genetik, sonrası kader, kısmet... Ama bizim de ömürlerinin hakkını vermek için yapabileceklerimiz var:
Kısırlaştırma sadece bir tercih değil: Kısırlaştırılmış kediler, kısırlaştırılmayanlara göre 3-5 yıl daha fazla yaşıyor. Bu operasyon dişilerde piyometra (rahim enfeksiyonu) oluşmasını önlüyor, meme bezi ve üreme sistemindeki diğer kanserlerin gelişme ihtimalini azaltıyor. Erkek kedilerdeyse testis kanseri riskini ortadan kaldırıyor.
Fit ve zayıf olmalı: Eskiden mama tabaklarımızı her daim dolu tutar, kedilerimizin iriliğiyle gurur duyardık. Şimdikiler fit.
Bilinçlendik mi yoksa mamalar çok pahalandı da idareli mi davranıyoruz bilmem. Ama kilo bizler gibi onların da
ömrünü kısaltıyor; tip 2 diyabet, organ hasarları, eklem sorunları veya kalp yetmezliğine neden olabiliyor.
Stres tüm canlılara zararlı: Aslında kediye stres yaşatmak hem çok zor hem çok kolay. Zor çünkü onlara istemedikleri bir şeyi yaptırmak imkânsız. Kolay çünkü farkına varmadan hayvanı strese sokabilecek çok faktör var. Sevgilinizi, çocuğunuzu, taşındığınız evi sevmeyebilir. Götürdüğünüz tatilden ya da iyiliği için gittiğiniz veterinerden nefret edebilir. Eve gelirken yolda paçanıza sürünen kedinin kokusu bile onda stres yaratabilir.
Kum kutusu temizliği: Kimse pis tuvalete girmek istemez. Hele kediler asla! O yüzden günde en az iki kez kum temizlenmeli. Çok kedili evlerde bu konu daha hassas. Çünkü pis tuvalete girmemek için çişlerini tutabiliyorlar, bu da böbreklerinde ve idrar yollarında sorun çıkarabiliyor.
Ağız sağlığı: Kronik tartar, dişeti iltihabı ve plaklar bakterilerin üremesine ve vücudun geri kalanına yayılmasına sebep olur ve bu daha fazla sağlık sorununa yol açar. Kontrol şart.
Ev kazalarına dikkat: Telsiz camlar (Kedi telinin mutlaka içeri doğru açılması gerekiyor. Bizim bir kedimiz dışa açılan telle birlikte 13 kat aşağı uçtu ama sağ), aralık bırakılan vasistaslar (araya sıkışıp çıkamıyorlar), balkon, yanan mumlar, ocak (çünkü yandıklarını çok geç anlıyorlar), yere düşen iğne, cam parçası, lastik (bazıları yutuyor), temizlik kimyasalları... Hepsi ölümcül olabilecek tehlikeler.
Kaliteli beslenme: Kaliteli, dengeli, yaşına, yaşam tarzına ve sağlık durumuna uygun bir diyetle beslenmek ömrünü uzatır. İyi kalite kuru mamalar hemen hemen bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Mama parasından kısılan her kuruş mutlaka sağlık sorunu olarak daha fazla fatura ve üzüntü çıkarıyor.
Taze su: Su önemli, hele kuru mama yiyen hayvan için daha da önemli. Suyunun taze, kabının tertemiz olmasına özen gösterin. Bazı kediler çeşmeden akan suyu sever (Ama bu bir süre sonra oyuna dönüyor).
Mental ve fiziksel egzersiz: Düşünün ki aslında vahşi bir hayvansınız. Ama boyunuz küçük diye sizi 2 oda, 1 salon evlerde yaşatıyorlar. Bence kedilerin başına gelen tam da bu. O yüzden onları eğlendirmek ve aktif tutmak bizim görevimiz.
Rutin doktor kontrolü: Kedinizi en iyi durumda tutmak için düzenli muayene ve aşılarının, iç-dış parazit ilaçlarının uygulanması şart. Bir de köpeklerle karşılaştırıldığında kedilerin ağrıya dayanma kapasiteleri çok yüksek. Hastalandıklarını son ana kadar fark ettirmiyorlar ve iş işten geçmiş olabiliyor.
İyi gözlem: Bazı ipuçlarını yakalayabilmek önemli: Bakışlarda farklılık, iç gözkapağının görünür olması, tüylerde dikensi hal, gözde fazla çapak, burunda sümük/kuruluk, kulakta akıntı/sıcaklık, dişetleri, kulak içi ve burun renginde değişiklik (mesela normalde pembeyse renginin solması), ani kilo değişikliği, sağrısında içe doğru çöküntü, vücutta şişkinlik; fazla uyumak, kusmak, saklanmak, kaşınmak, hapşırmak... Kumda farklı koku, farklı yapıda dışkı, farklı renkte idrar; yürüyüşünde, nefesinde değişiklik. Ağzından ya da poposundan akıntı izi ya da parazit kalıntıları (minik siyah virgül ya da susam benzeri şeyler), cildinde kabuklanmalar gibi...