Havaalanında bir ‘blind’ yolcu

Güncelleme Tarihi:

Havaalanında bir ‘blind’ yolcu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2023 07:00

Bu yazı, ‘blind (kör) yolcu’ ben, tekerlekli sandalyedeki büyükanne ve Alyoşa’nın uçaktan valiz almaya, oradan çıkışa gitmemizin hikâyesi…

Haberin Devamı

Havaalanına girdiğiniz andan itibaren gıyabınızda ‘blind yolcu’ olarak bahsediliyorsunuz. “Görmeyen bir yolcumuz var” demiyorlar... İstanbul’a indik, o muazzam devinim başladı. Herkes ayakta, herkes el bagajı telaşında. Kemer ikaz ışıkları sönmedi. Anlıyorum çünkü kemer ikaz ışıkları yanınca ve sönünce bir zil çalar. Bu karmaşaya maruz kalmamak için hep cam kenarı koltuk istiyorum çünkü uçaktan en son biz çıkıyoruz; ‘blind’ ya da diğer tüm engelli yolcular.

Herkes gitti ve uçak sessizliğe gömüldü. Öne geçip oturdum. Bu arada uçuş sırasında yanımda oturan ve adının Alyoşa olduğunu öğrendiğim küçük kız elimi tutuyor. Alyoşa da yaşlı bir teyzeyle seyahat ediyor; büyük ihtimalle büyükannesi. Hem o teyze hem benim için bir asistan istediler. Atıldım ve tekerlekli sandalye istemediğimi söyledim. 20 dakikadan fazla bekledik ve bir genç asistan geldi. Teyzeyi tekerlekli sandalyeye geçirdiler, asistanımız tekerlekli sandalyeyi sürüyor, ben onun omzuna dokunuyorum ve Alyoşa da benim elimden tutuyor. Körükten çıktık, uzun bir koridorda yürürken asistana sordum; “Çok engelli yolcu geliyor mu?” Geliyormuş ancak çoğu bu durumu suiistimal ediyormuş. “Sadece valizini taşıtmak için hasta olduğunu söyleyen bile var” diyor. Şaşırdım ve üzüldüm. “Bizimkiler kendi işini kendi görüyor, genelde yabancı yolcularda oluyor suiistimal” diye açıkladı genç asistan. Koridor bitti, elektrikli küçük arabaya geçtik. Alyoşa hâlâ elimden tutuyor… Başka bir uçaktan gelenleri de bekleyip elektrikli aracın arkasına tekerlekli sandalyeler bağlandı sıra sıra.
Lunaparktaki trenler gibi olduk. Valiz alma noktasına geldik, küçük dostumla beraber indik. Sürekli kendi dilinde bir şeyler diyor, ben de sadece gülümsüyorum. Valiz alınınca tekrar trenimize bindik. Ardından kısa bir süre de yürümemiz gerekti. Bir elim asistanımda, diğer elimle valizimi çekiyorum, Alyoşa da benim valizin sapından tutuyor. Dört kişi, biri tekerlekli sandalyede, iki de valiz belli bir noktada duruyoruz ve asistanımız “Buradan sonra gelemiyorum. Tam karşınız çıkış kapısı” diyor. Ben asistanımıza teşekkür ederken yürüyemeyen teyze kalkıyor, valizini asistandan kapıp, Alyoşa’nın elini de tutup koşar adım dışarı çıkıyor. Alyoşa’nın uzaklaşırken kendi dilinde bize ‘hoşça kalın’ dediğini sanıyorum…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!